tag:blogger.com,1999:blog-11039651135545433302024-02-18T21:31:59.949-08:00Piksel KalemPembe Kalemhttp://www.blogger.com/profile/09729242151580374308noreply@blogger.comBlogger55125tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-48560134078663506292015-03-10T14:15:00.000-07:002015-03-10T14:16:59.056-07:00Merhaba Ben Yankee!Merhaba yeniden ,helloworld.Bir çoğunuz beni tanımasa da sl üzerinde 4-5 yıla aşkın süredir bulunmaktayım.Gerçi herkes herkesi tanımak zorunda değil.<br />
<br />
Yazılarımla sizlere, genel olarak, sl de ilişkiler olaylar yerler vs. hakkında tecrübelerimi ve düşüncelerimi anlatmak istiyorum.SL'de herkes bir şeyler yaptı , veya bazıları hiç başlamadan çöp sepetine yolladı.Oynayan insanlar için illa ki her insanda güzel anılar ve aynı zamanda kötü anılarda bırakmıştır.Ve bunları değişik açılardan ele alacağım çok detaylı oldu bu şimdi :P normal açılardan hem yeni başlayanlar , hem ileri seviye oynayanlar için güzel yazılar olucak .<br />
<br />
Kendinize iyi bakın pikselinize baktığınız kadar Bir sonraki yazımda görüşmek üzere! :PAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/09750199848095835718noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-14887638753875523262015-02-24T14:47:00.001-08:002015-02-26T06:46:02.914-08:00tekrardanUzun zaman oldu. Baktim da 3 sene kadar olmus. Son yazim 2012de. Ara ara girip, alisveris yapip ciktigim salakca zamanlari saymazsak uzun bir süre yoktum SL'de. SL'i de olmayisimdan cok önce yazmayi birakmistim. SL'i biraktim diyemedim hicbir zaman. Cünkü birakmak gibi bir niyetim de yoktu. Her zaman her an dönebilirim düsüncesindeydim. Sadece icimden gelmedi. Belki biraktim desem bu kadar zaman durmaz girerdim sanirim. Bircok kez döndüm hatta. Artik buradayim modunda takildim iki gün. Sonra yine giresim gelmedi. Dün bir, bu gün iki. iki gündür SL'deyim. Bu sefer bu blog da aklima geldi. Bastan sona okudum üsenmeyip. Sacma sapan günlermis ama iyi eglenmisim. Yas ilerledikce insanin eglence anlayisi da degisiyor tabii. Canim yine yazmak istedi. Ne yazacagimi da bilmiyorum. Geziniyorum mekanlarda. Eskilerden tanidigim birkac kisi disinda neredeyse kimse yok. Muhtemelen yeni avatarlar almislardir ya da onlarin da eglence anlayisi degismistir. Neler degismis diye biraz bakindim. Ilk gittigim yer The Dressing Room Fusion oldu. Eskiden resmen gün beklerdim. Bilmeyenler icin; haftada bir iyi markalarin ucuz tanitim ürünleri geliyor. Tabi hala öyleyse. Eskiden Blue versiyonu da olmak üzere iki ayri mekandaydi. Birakmadan evvel birlestirdiler iyi oldu. Nedense girdigimde nereye gitsem diye düsündügümde inventoryde ilk orayi bulup gidesim geldi. Eski beklemelerden olsa gerek. Ama orasi bile sIkIcI geldi. Türkiye'ye gittim. Hala dikilen aviler. Avatarlar güzellesmis. Gelisme var. Özellikle erkek avilerde. Ne bicimdi eskiden. Ögrendim, mesh body, head falan gelmis ben yokken. Az bucuk bakindim. Bodyler muhtesem ama yüzleri begenmedim, cok plastik. Belki bana denk gelmedi. Zaten alamayacagim icin camur atabilirim. Bu ara ara girip alisveris yaptigim salakca zamanlardan dolayi pek bi lindenim yok. O aldiklarim neydi onu bile hatirlamiyorum üstelik. Kesin yine o Dressing Room dan almisimdir onlari da. Bunlar disinda bir degisiklik de görmedim, duymadim. Gerci daha 24 saat oldu olmadi toplasak. Ben degistim. Herkes degismis. Eski muhabbetler ben birakmadan önce de bitmisti ama simdi local doldurmaya calisan stafflar da yok. Degismeyenler, ime dalan im canavarlari. Ha bir de yanina bir arkadas alip localden birine laf sokmaya calisip kendi esprilerine gülen tipler. Girdigim bu zaman icerisinde bir tane eski arkadas yazdi bana. Avatari degismis. Tanitmasa o oldugunu bilmezdim. Iyi ki yazmis yoksa konusacak biri yoktu. Israrla tanismaya calisan im canavari disinda. Bir de eskilerden ismine asina oldugum birisi tuhaf bir sebeple beni kandirdi. Ben de inandim tabi gittim yanina. Sürpriz falan dedi. Yokmus öyle bi sey. Yanima gelmene bahane olsun diye uydurdum dedi. Tuhaf. 15 subatta dogum günümdü. Tabi SL gibi SL face e de pek girmedigim icin dogum günü mesajlarina gec tesekkür ettim. bu bir bahaneyle yanina ceken arkadas da bunu görünce bana bu sefer gercekten bir sürpriz yapacagini söyledi. Enstruman caldigini, bana yollayacagini söyledi. Bu sefer cidden dogruymus. Yolladi. Eee ben de blog yaziyordum, ekleyeyim bunu da dedim. Ismimi yazma dedi. O yuzden isim veremiyorum ama benim icin caldigi muzik su linkte: http://vocaroo.com/i/s1WBbnRyJfW3<br />
<br />
Aslinda ne yazacagimi bilmiyorum. Eskiden bilmesem bile uzun uzun yazabiliyormusum. Simdi ortamin da, konunun da yabancisiyim gibi hissediyorum. Halbuki düsününce eskiden de aynen suanki boktanliktaydi ama ben yine de eglenebiliyor(musum). Dedigim gibi önceden de artik döndüm modunda fotolar vs yayinlarken iki gün sonra yine aklimdan ucacagini bilmiyordum. Bu yuzden suan burada kalici olur muyum bilmiyorum. Iki gün sonra unuturum kesin diye bu kez hemen blog yazayim dedim. E zorlamayla böyle oluyor. Zaten hala okuyan yoktur. taa 2014de iki yorum gelmis yayinlamayi bile unutmusum girmeyince. Zaten o da sacmalamis. Mehmet Turgut'u kötülüyoruz sanmis. Ne tuhaf insanlar var.<br />
<br />
Ben SL'de en cok avatarimla ugrasmayi ve foto cekmeyi seviyorum laptopim el verdikce. Yine tabi ki cektim. Ben SL'e söyle bir giris yaptim bugün...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju_a5FylcxyHkFo7R9HAT-Wie3NqNSD2q6LiaKi4pzfiQTjn_I67hSrKmUVZsIhwkQ4_Xy6p6wnvIGav50OjG3ngBlx9OASCHGFFcrsz-65veEueTQNwKtfpmO5FLhowQIJlaK81vWNdE/s1600/Snapshot_001.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju_a5FylcxyHkFo7R9HAT-Wie3NqNSD2q6LiaKi4pzfiQTjn_I67hSrKmUVZsIhwkQ4_Xy6p6wnvIGav50OjG3ngBlx9OASCHGFFcrsz-65veEueTQNwKtfpmO5FLhowQIJlaK81vWNdE/s1600/Snapshot_001.png" height="371" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1NZBGuuJntVGLrrD-KUk4x4w0tiug1LkfpSb9jPXZ5X__dUX0UyEVXwdALWLi-zGAcMfwMMAhIMKnw96gPCEk0LiNy2QbHfdK_f4N6yTFm4ZK_w_XFwe5RQD28fBUpR64xlXz0MOFdyk/s1600/Snapshot_003.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1NZBGuuJntVGLrrD-KUk4x4w0tiug1LkfpSb9jPXZ5X__dUX0UyEVXwdALWLi-zGAcMfwMMAhIMKnw96gPCEk0LiNy2QbHfdK_f4N6yTFm4ZK_w_XFwe5RQD28fBUpR64xlXz0MOFdyk/s1600/Snapshot_003.png" height="472" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
P.S. SL'de newbieligimnde kesfettigim ve hala en sevdigim mekan olan Garden Of Sorrows kapanmis ya :( bin yildir duruyordu, simdi kapanmis. Habire oraya kacardim ben bunalinca. Bir olayi da yok, ama yagmur sesi o kadar gercekciydi ki, gidip son ses acar, muzigi de kapatir, öyle yagmuru dinlerdim. Sanki gercekten yagmur altindayim gibi olurdu. güzeldi. Bir kötü degisiklik de bu olmus.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-12286601667155284352012-10-24T02:57:00.002-07:002012-10-24T03:07:59.130-07:00ben yazdim sen ister oku ister okumaöhöm öhöm. Kafa biraz bulanik bi de bugun yani bu gece hic uyumadim ondan sacmalayabilirim. zaten gecnein bi yarisi geldim sonra da kalorifere yapissam da soguktan uyuyamadim. Kalktim blog falan okuyim dedim. Tumblrda takildim az. Ya burasi cok soguk bi de. Neyse ya<br />
<br />
Bu aralar pek bi yazasim geldi baktim face duvarina sariyorum, hatirladim benim böyle sacmalamak bayaaadir ihmal ettigim bir blogum oldugunu. Eskiden ne cok ilgilenirdik hey gidi.. Aslinda bu blog benim sanilasa da bunu ben acmadim. Benim küccük kizim Ophelia yanisi Pembe Kalem acmis güzel güzel cemkiriyor begenmedigi saca. Hayirli anne olarak hemen el koydum bloga. Sonra büyyük kizim da Fosforlu Kalem geldi, sonra moda arkadasim Beyaz Kalem de... E sonra ne olduysa iste taklitler falan cikinca bi de rezalet olunca bu taklitler, eh bi soguma geldi gibi. E bazimiz SLi birakti döndü falan bazimiz savas olaylarina girdi, moda ve savas ayni anda yürümüyo pek tabii... Diger kalkti model oldu bi de miss poland oldu meeasallah! Niye anlatiyosam simdi. Bi de bu ne zaman anne baba kiz abi amca hala falan muhabbeti yapsak hööö yasin kas ki senin falan diyolar. Onlar Roleplayi arastirsinlar azcik her seyi ben mi anlaticam beeee. Simdi benim SLe has bi hafiza kaybim olustu bununla alakali facede yazmistim ama ne yadzdigimi da unuttum simdi. Hatta bi ara SL sifremi unuttum diye giremedim de. RLde yok o hafiza kaybi hatta tam tersi oldugu icin cekiyorum hep. Neyse hatirladigim kadariyla, bu blogun styling örnekleri kisminda beyaz kalem arkadasimiz ara ara kendi blogundan ekliyodu, ben de begendiklerimi ekliyodum sonra dedim ki bu böyle olmaz. Kendim yapicam. Bilenlere sordum sorusturdum isin yolunu ögrendim. Sonra aslinda ben sirf bu blog icin styling yapacaktim ama kimse Türkce bloga sponsor olmaz, sen ayri blog ac dediler. Basta hic istemedim de, sonra dedim oradan yapar buraya eklerim. Sonra <a href="http://www.pixelcabinet.com/" target="_blank">pixelcabinet</a> isimli blogu actim. Aslinda basta istemiyodum ha. Ama sonra bi güzel geldi. Ben bi de bi seye baslayinca hep en iyi yapmaya calisanlardanim bu blog baya kisa zamanda aldi basini gitti ama o sirada ben manyak oldum tabi. Yeniyim ya cabuk taninayim diye sponsorlar yetmiyo gibi bi de bi sürü evente falan katildim. Anam o kadar cok ürün geliyodu ki ben degil hepsini tanitayim daha acamadigim 151851512841851456 kutu kaliyodu yani. Kac ay SLe öyle ayni yerden girip ayni yerden cikiyodum ve tek yaptigim ürünleri acip foto cekip tanitabilecegim her yerde blogu tanitmak. Eglenceli gelmedi sonra. SL gibi bi yerde sorumluluk almisim üstüme. Ne sacma. Bi de geliri falan da yok yani. Aslinda cok zevkli o ayri. Ben zaten SLde bi aviyle ugrasmayi seviyorum bi foto cekmeyi. Cocukken de arkadasimla barbielerimize kiyafetler dikerdik böyle evin kiytisindan kösesinden yetmedi camasir iplerinden kiyafet calip kesip bicip.. Güzel de oluyodu ama ya. Hicbir sey olamazsan terzi olursun bari diyolardi evdekiler ahah. Hatta deprem olduktan sonra uniceff kurabiye falan dagitiyodu da, tabi onlar kalinca bayatladi kutu kutu dagitmaya basladilar. Ben de kurabiyeleri köpeklere atip 4 kutunun üstünü kesip kare olacak sekilde 4 odali ev yaptim barbieme.. Kagittan mutfak, banyo falan. Sonra bi de yatak yastik dikmistim artan kumaslarla. Hey gidi.. Sonra noldu o ev bilmiyorum. Sonra tabi az büyüdük, ülke, aile degisti falan. Abim playstation oyunlari aliyodu ama hep araba, dövüs oyunlari falan. Ben de oyunu oynamiyodum orada karakterini belirliyosun ya sac sec, kiyafet sec, dövme sec falan.. Ya da arabanin seklini rengini falan ayarliyosun. Onlari yapiyodum ben sadece o oyunlarda. Iste kagittan bebek yapiyodum, sonra yine kagittan kiyafetler yapiyodum ona. Kendi cizgi romanimi yapiyodum o zamanki arkadas grubuyla ilgili, her kareye tek tek cizmem gerekiyodu tabi.. Sonra biriyle küsünce atmistim o kitabi da. Salakmisim heralde simdi ne güzel hatira olurdu o. Ay ne anlatiyosam bunlari. Galiba yine konudan konuya atliyorum gibi geldi ama accaayip üseniyorum bastan okuyup düzenlemeye. Neyse ne diyodum..<br />
Iste o blog zorlamaya basladi bi yandan benim SL sorunlarim da hic bitmiyo. Ya inventory yüklenmez, ya düser dururum iki saat avi acilamaz. Ay bi de magazin bloglari baya modaydi o sira hepsi de bana giydiriyodu ha. Hatirlayan vardir kesin. Paso alt aviler yaziyodu bikbikbik... Küfür etsem adam tahrik oluyo. Ben görmemeye calisiyorum, zaten alacagimi almisim, mal sürümünden faydalanip ekmegini yemisim o magazincilerin ki bloglarim falan acaip takipte sayelerinde. E bi yerden sonra daha fazlasi gelmez diye artik görmeyim diyip kendimi cekmisim ortamlardan ama yok bi dengesiz geliyo aaaa bak ne yazmislar sana sak diye link yapistiriyo. Digeri geliyo bu haberi sen yazmissin dogru mu.. Ulan ben manyak miyim blog benim olsa niye kendi kendimi kötüleyip duracam. Adamlar ne orospulugumu birakiyo ne cikarci, bencil, böyle herkesi kullanan, sanki herkes melekmis ama ben onlari kandirip akillarina girip yoldan cikariyomusum falan.. Ha bi de o blogu ben yazmis oluyorum üstüne. <br />
Neyse bunu siktir et. Iste ben acaip skldm falan ama teee blogu acmadan önce sürekli duydugum "Lilithciim normalde en az 3 aylik bloglara sponsor oluyorum ama sana güveniyorum, inaniyorum kii sen bu iste de tuttugunu koparirsin" diyip daha ben o blogu acmadan sponsor olanlar sayesinde benim bi geri zekalica sorumluluk duygum -ki benim sorumluluk duygum bi kendimde islemiyo, ama baskasiyla alakaliysa aman yari yolda birakmayim, üsengecligimden nasibini almasin seklinde- yüzünden biraksam mi biraksam mi karar veremiyodum e sonra bi baktim SL beni birakmis :p Daha önce de oldu bu, o zamanlar baska bi seyle ugrasiyodum bikmisim amaan yarin girerim girerim diye diye bi bakmisim aylar gecmis. Ve ben SLi birakiyorum hadi eyvallah diyip gidenlerin birakabilecegine zaten inanmadigim icin pek ciddiye almiyorum. SL seni birakir o zaman da cidden insan birak milletle vedalasmayi, ay bi gireyim de profilimi düzenleyim en azindan RL fotomu kaldirayim belki artik hic girmem yillar sonra fotolarim gezmesin elin sanal aleminde diye girmeye bile üseniyo. Onu bile erteliyo. Kis sen nerdesiiin diyenler olmasa farketmicem bile aylar gectigini. Sonra da tatile gittim. Bunlarin yüzünden hep, hep ben tatildeyken msj attilar aklima SL geldi. Abi tatilden önce unutmustum SLi ben halbuki. Tam tersi olmasi lazim. sonra tatil bitti sonra ben tatilden önce birakmamisim gibi girdim tekrar. 1-2 hafta sonra dedim madem döndüm bloga baslasam mi tekrar.. Sonra da internetim gitti. Ama o sirada ben ben yokken bile hakkimda cikan kavgalarin haberlerini aliyorum, sabahin 4nde ariyolar anlatiyolar bazilari o kadar yani. Sonra netim geldi, SL e girdim 1-2 hafta sonra yine bloga baslasam mi diye düsünürken bu sefer laptop bozuldu ama bildigin bozuldu yani harddisk bozulmus, tamir sart. E bende de üsengeclik var tamirciye gidicem gidene kadar aksam oluyo kapaniyo. Neyse bi sekil hallettik onu da. Geldi laptop, bu sefer formatlandigi icin giremedim cünkü salak ben bin yillik avimin sifresini unutmusum. format yiyince otomatik girisler gitti tabi.. Sifre hatirlat yapiyorum bana orada soyisimleri veirp isimleri bul diyolar benim gibi sl hafiza problemi yasayan birine.. Bi de ondan giremedim. E simdi gecenlerde buldum döndüm iste. Simdi aklima geliyo, bloga baslasam mi... diyorum sus amk bu sefer kendin geberip gideceksin ne zaman bloga baslamayi düsünsen bi bela geliyo basina. Allah beni seviyo mudur nedir yeniden bloga baslayip manyak olmami istemiyo heralde. Ama zevkli bi sey ya, özlüyorum harbiden. Bok var cünkü. Neyini özlüyosam artik. Ben cocukken kataloglarda kikin cocuk giyiminde vardim, büyüdükce boyum kisa kalmaya basladi tabi kisa sürelik modellik kariyerim de bitti :p Bundan midir takintim bilmem. Baya da takipcim vardi yanii övünmek gibi olsun :P Bi de bu aralar SLgundem blogu acildi ya, moda yazari arayip duruyolar beni de seytan dürtüyo su bloga da bi el at diye.. Sonra diyorum kendi blogun gibi de olmaz sen bu geri zekalica vefa duygunla elin blogunu birakamazsin da. Zaten o bloga da saglam bi seyler geliyo dedik ama yanilmisim gibi de geliyo yani.. Simdi kaliteli blog, geyik var, moda var, benim kulaklara küpe bölümüm gibi akil veren seyler de var. Bi de günü fotografi yapmis simdi, ee bu blogun büyügü gibi bi sey olmus. Kaliteli duruyo bence fikir ve tasarim olarak. Ama fisilti bölümü var abi. Bence o fisilti bölümü komple kaldirilmali o blogtan. Yani magazine karsiyiz durumundan falan da degil. Onu bile yapacaksan tam yapacaksin mesela ben olsam magazin blogu acsam, gelen haberleri yayinlardim, ne ugrasicam abi bi de onu mu arastiricam dogru mu degil mi diye, ama ben ne yapardim, gider hedefe sorardim bak böyle bi haber var, sen ne diyosun bu konu hakkinda söyle bakam bana. Ha istemiyosan söyleme yani ama ben bu haberi yayinlicam sen bilirsin derdim. O haberin öylece yayinlanmasaini istemeyecegi icin muhtemelen, ya o olay aslinda söyle degil böyle diye anlatirdi kesin, ben de böyle bi haberimiz var ama kendisi böyle diyor diye ikisini de koyardim, yorumu da takipcilere birakirdim, e alan memnun veren memnun, kafalar rahat olurdu. Ama kimse bunu yapmadi. Ya direkt gelen haberleri yayinladilar. Ya arastirip dogruluk payi yok diye yayinlamadilar sanki o kisi kabul edecekmis gibi yedigi haltlari. Sonra da neden millet magazine düsman oldu? Smdi ben bu fikri yazdim ya, belki magazin blogu acacak olan kisi okur da bu fikrimi uygular. Ben zaten acmayacagim icin sorun yok al fikrimi tepe tepe kullan sevinirim hatta yani. Neyse ne diyodum. Bu yeni bloga bakiyorum. Fisilti dedigi sey face durumlari sadece. E tamam o da güzel de. Gerek var mi ki? Zaten facede herkes görüyo, ve biliyorum eki olmayanlar da sevmedigi kisileri merak ediyosa baska bi hesap acip baskasiymis gibi ekliyolar yani bence bunu tahmin etmeyen de yoktur. Tamam iyi güzel yapmissin, ona bi sey yok da.. Mesela ben facede bi sey paylasiyorum, adam onu ekliyo bloga, sonra diyo ki emegimin karsiligi reklama bir kere tiklar misin? E diyorum peki nolcak elime mi yapisacak. Sonra düsününce, abi millet ne akilli. Ne yaraticilik gerek, ne dil bilgisi, ne akici yazma yetenegi, ne aktiflik. Sen benim kendi yazdigim durumu al bi de bununla benden para kazan. Valla yanlis anlasilmasin, en güzelini yapiyo da, bence fisilti bölümü direkt kalksa daha iyi olurmus, ya da benim az önce yazdigim fikri uygulayabilir mesela.. Gerci bu yaziyi okuyacakta uygulayacak, ihtimal yok. Kim okur lan böyle uzun yaziyi? Diger yazilarini pek begendim mesela, For Men kisminin hatun versionu ben bu blogta yaziyodum az bucuk. Adonis güzel yaziyo da bunlari SL kitlesine yazmakta bi garip. Adam SLde takiliyo zaten ne yapacak ki yok fizik gelisimi, yok RLde nasil kiz tavlarim falan.. RLde tavlayabilmek icin yeterli zeka olsa SLde takilmaz, o zeka yoksa da o yazilari anlamaz. Ha SL icin diyosan cok basit, yakisikli avatar yapin, tarz giyindirin ve bi tarz yaptim diye hep ayni aviyle kalmayin. SL Türk geneli geri zekali oldugu icin cogu kiz icin bu kadari yeterli olur. Ama hatun da az biraz zeka kirintisi varsa öyle ortamlarda localde falan cok civik civik konusmayin. Erkek dedigin agir olur biraz be. Selam diye ime dalmayin. Illa yazicam diyosaniz bi bahane bulun, o bahane olmasaydi yazmazdiniz asla gibi davranin. Öyle muhabbet ilerler. Ama ilerledi diye hemen hatunu baska yere tplemeye kalkmayin. En önemlisi hatun kisi size hadi gidelim diyosa da "nereye gidelim" diye sormayin bu büyük hata olur. Bi yer biliyorum cok güzel, ya da bi arkadasim yayidna falan diyip tpleyin iste. Yilisik davranmayin öyle arada bi cok ilgilenin arada bi gec yazin, mal oluyo karsindaki o zaman. Caktirmadan sevdigi seyleri ögrenin ayni seyleri seviyo gibi davranin ya da karsindaki kisiye göre tam tersi, cok zit seyleri seviyomus gibi davranin bazi insanlar da bu daha etkili, ay neyse zeki davranin kisaca. Zeki olmayi da ukala olmakla karistirmayin tabi. Ay bu böyle cok uzar gider ben baska konuya geceyim en iyisi. Eger merak eden varsa gelsin bana sorsun hedefe göre analiz yorum yaparim :p Mesela ben bu bloga yazicam ama konu bulamiyodum. Aklima konu gelince de üseniyodum. Zaten blogspot-google hesabi olayi da bayiyo beni. Habire google sifremi unutuyorum upuzun sifre istiyolar. Neyse bence SLdeki en büyük eksiklik ne biliyo musuuun..<br />
Her seyin no copy olmamasi! Hani bu gercek hayat simülasyonuydu lan?<i> </i>Ben nasil RLde bi kiyafetimi ya da ayakkabimi falan artik kullanmayinca baskasina hediye edibiliyosam SLde bunu niye yapamiyorum ki? Hayir inventorymde her gün yeni bi seyler kesfeden biriyim, bütün SLe yeter valla benim inventory. Temizleyeyim diyorum simdi, ben zaten kararsiz biriyim, yaa bunu silsem mi.. silmesem mi.. giymiyorum ama ya lazim olursa ceket altina falan? Derken silemiyorum hicbir sey! Ama birine verebilecek olsam hic düsünmem atarim direkt, olmadi newbielere yardim falan amacli yollarim. Nolcak yani. RLde denasil bi esya bi kisiye aitse ben o esyayi baskasina verdigimde artik onun oluyosa, SLde de olmaliydi bu ya :( Hem designerlar kizmaz ki o zaman, sonucta dagilmicak yine sadece tek bir kiside olacak. No transfer fikrini kim bulduysa o lanet olsun yani. Bana göre SLin bi problemi bu. Baska... Alt avi olayi komple yasaklansa, banlanan avi de bi daha gelemese, ama tabi 1 hafta ban, yine yaparsa 1 ay ban, böyle devam ede ede süresiz ban falan olsa bence daha iyi olur. Kim kimdir anlamiyoruz be.. Her yeni avi yazdiginda acaba kimin alt avisi de beni kafaya almak istiyo acaba.. diye düsünüyorum yalan degil. Neyse baska cemkirecek bi sey bulamadimLilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-87497758001915486922012-10-04T16:07:00.001-07:002012-10-04T16:07:24.447-07:00tam olarak böyle<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2dfEPrrz0Snud-0t4uFjB3mX5ZdjnMMmeGrOWv-XcI5jF-TcFWsDpNl6g-PDmEDBX0O3xLqyOLa9nw_BdQhnNNG0V88-EYPnS0ssaOFv7osOiE97_7uKxKtT8KCGxoJZ8n-iOxM2_BbE/s1600/hh.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2dfEPrrz0Snud-0t4uFjB3mX5ZdjnMMmeGrOWv-XcI5jF-TcFWsDpNl6g-PDmEDBX0O3xLqyOLa9nw_BdQhnNNG0V88-EYPnS0ssaOFv7osOiE97_7uKxKtT8KCGxoJZ8n-iOxM2_BbE/s1600/hh.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5pOmxPflx4kG2EOjLMBVgpQpa1exk8_pmFBNLUhdISKDd8lv4Up1Dl0DBG_pwxZdxsePEdtHdd8IPYW0LrERqOKwLtGEPNKNhdL3f52lIrGrVN-Vokjl5ottJibhV_fLKX0EXYjhCMsY/s1600/295234_3138322835370_896880273_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5pOmxPflx4kG2EOjLMBVgpQpa1exk8_pmFBNLUhdISKDd8lv4Up1Dl0DBG_pwxZdxsePEdtHdd8IPYW0LrERqOKwLtGEPNKNhdL3f52lIrGrVN-Vokjl5ottJibhV_fLKX0EXYjhCMsY/s1600/295234_3138322835370_896880273_n.jpg" /></a></div>
<br />Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-90107378308814055392012-06-08T04:28:00.002-07:002012-06-08T04:28:28.674-07:00please.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMq1ILPZfLvkx7nY-n2gMJK3oFqelhwM_MnmNPXOfNY9bpUipGHsfTEhl6Qi7GvkFjC-lL8J84pz0F4_wIRAJSv9nZPMJ8ZBa0NWrdDo5GRC68Qq9ZAVWKWxNLq4du6i_xnk-J-71qGdc/s1600/cats.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMq1ILPZfLvkx7nY-n2gMJK3oFqelhwM_MnmNPXOfNY9bpUipGHsfTEhl6Qi7GvkFjC-lL8J84pz0F4_wIRAJSv9nZPMJ8ZBa0NWrdDo5GRC68Qq9ZAVWKWxNLq4du6i_xnk-J-71qGdc/s1600/cats.jpg" /></a></div>
<br />Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-69394914658018237622012-06-06T16:43:00.001-07:002012-06-06T16:43:38.838-07:00Cok küfür ediyomusum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIaeImImq8BPVFXYJGvhgjnBqUO7Q2a46tdIxn5yj1XN9s6sDIdGcUXtTUfQH7clrIc9VNAfpjHonHAjHoEh3_dYi0JlPeup9GKAlWX2Y4uGNsRFGEZpJBSkB5p6ecdjo_oWnh-Tunufg/s1600/iii.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIaeImImq8BPVFXYJGvhgjnBqUO7Q2a46tdIxn5yj1XN9s6sDIdGcUXtTUfQH7clrIc9VNAfpjHonHAjHoEh3_dYi0JlPeup9GKAlWX2Y4uGNsRFGEZpJBSkB5p6ecdjo_oWnh-Tunufg/s1600/iii.jpg" /></a></div>
<br />Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-85964757763580168472012-04-11T15:23:00.001-07:002012-04-11T18:13:25.139-07:00Lilith Kimdir?Bu blogta artik yazmadigima göre, SL disinda bir seyden bahsedebilirim. Hemen hemen herkes Lilith ismine bir yerlerde rastlamistir. Fakat herkesin bildigi farkli farkli, zira Lilith hakkinda bircok efsane var. Vampir, seytan, bebek katili, bebekleri koruyan... Ve kutsal kitaplarda Ademin Havvadan önceki ilk esi olarak gecer. Lilith ile ilgili okudugum sayisiz yazi icerisinde en kapsamli olanini, Elvin Azar'in "Ana Tanrica Seytan" isimli kitabindan "Disi Seytan Lilith" isimli bölümü paylasacagim. Meraklisi varsa eger, uzun bir yazi olacak. Ama bastan söyleyeyim, ya tam okuyun ya hic okumayin, cünkü en sonuna kadar hepsi birbiriyle baglantili ve yarisinda birakmak kafa karistirici olacaktir. Birkac saat vakit ayirabilecekseniz okuyun derim.<br />
<br />
<br />
1. GİRİŞ<br />
<br />
Upuzun, parlak, siyah saçlı bir kadın düşünün... Beyaz tenli, kırmızı dudaklı… Ve de “meşum” ifadeli… Karşısındaki erkeğin her dediğini yapmaya da hazır. Sınırsızca, dolu dolu, istekle, “iştiyakle”, keyifle... Eşinin bilinç altına gizli, yasak arzularını bir, bir bulup çıkarmakta gün ışığına. Böylece de deli etmekte, köle etmekte seviştiği erkekleri… Hem de ta ki öldürene dek! Lilith işte böyle bir tanrıça.<br />
<br />
Ya da öyle sanılmakta!<br />
<br />
Genç kızlığımda -mistisizm işine ilk sardığım yıllarda- yaşadığım yaban ellerde, kız arkadaşlarımla seksi siyah elbiseler giyer, garip gümüş takılar takar, gözlerimizi simsiyah, dudaklarımızı kıpkırmızı boyayarak Lilith’cilik oynardık! Erkeklerin karşı koyamayacağı dişilerdik biz. Atak, cazip, küstah, kolay… ama tehlikeli de. Tıpkı Lilith gibi! Yani öyle olduğumuza inanırdık. Bilirdik ki gerçek zevke ancak bizim gibi kadınlarla ulaşılabilir. Ama yine de neden erkeklerin bizden köşe bucak kaçıp; tatlı, sıcak, uyumlu ve neşeli kızları kovaladığına bir anlam veremezdik. Biz seks şeytanı Lilith’dik, ama bunu erkeklere bir türlü anlatamıyorduk nedense!<br />
<br />
Araştırmacı yazarlığa başladığım yıllarda ise Lilith’i yazmak en büyük tutkularımdandı çoğu bağımsız kadın gibi. Erkeklere anlatmalıydım kimi kovalamaları gerektiğini. Ama ne denli arzulasam da; hangi ölçüde araştırsam da; yazamadım onun hakkında bir türlü.<br />
<br />
Altı yıl önce, Lilith’i anlatmak için bir kez daha bilgisayarımın başına geçtiğimde, gençliğimde öğrendiklerimden yola çıktım doğal olarak. Herkesin dediğinden yani. Oysa öğrendikçe…<br />
<br />
Önüme yığılan bilgiler birbirini giderek tutmamaya başlıyordu. Bilgilendikçe sorularıma yanıtlar bulacağıma kafam karışıyor; aklım da, kalbim de artık yadsıyordu beynimdeki önceki yapılanmayı. Sonunda kabullenmek zorunda kaldım. Hiçbir şey bilmiyordum Lilith hakkında. Sözün özü yanılmıştım.<br />
<br />
Çalışa çalışa sonunda boğuldum. Çıkamayacağımı anladım işin içinden. Çalışmamı bıraktım. Daha kolay, düğümü daha gevşek gizlere yönlendim.<br />
<br />
İki yıl önce bu kitaba başladığımda ise Lilith, kitapta yer alması kaçınılmaz bir konuydu. Bu nedenle ister istemez yeniden araştırmaya koyuldum. En uzun zamanı verdim onu çözmeye. Üç ay boyunca evden -neredeyse- çıkmadan; beynim kilitlenene dek okudum, okudum.<br />
<br />
Bu arada şanssızlıklar yakamı bırakmıyordu. Bir sabah kalktığımda sağ gözümün garip bir biçimde şiştiğini gördüm. Yorgunluk?.. Allerji?.. Böcek ısırması?.. Çözemedim. Tam doktora gitmeye karar verdiğimde indi. Sonra yine şişti, yine indi!<br />
<br />
İki defa -eşimle nedenini bulamadığımız şekilde- Lilith bilgi dosyam silindi. Bir yerde bir salaklık yapmıştım kesinlikle ama ne? Oysa söylemeliyim ki bu salaklığı -o her ne ise- onbeş yıllık bilgisayar kullanma geçmişimde ilk kez yapıyordum. Hem de bir ay içinde peşpeşe!<br />
<br />
Bir kere de, gün ışıyana dek internette bilgi arama macerası sonrası yorgun argın -deyim yerindeyse sızarak uyuduğum- bir günün sabahında bilgisayarımda nasıl download ettiğimi hatırlamadığım müzikler buldum. Lilith’in bir vampir olduğunu öne süren çarpıcı ve ürkünç bir site kaynaklı… Büyüleyiciydi müzikler de, site de. Eski Lilith’ciliğime doğru akıttı beni dehşet müzik ve resimler. Zor toparladım kafamı.<br />
<br />
Sözün özü garip şeyler olmaktaydı etrafta!<br />
<br />
Bu arada -tüm olanlara karşın- sabahları yorgunluktan bunaltı ve baş ağrısı ile kalkıyor; ama beynim, bu saatlerde en dinlenmiş halinde olduğu için hemen başlıyordum yeniden okumaya. Artık bende bir tutku ve takıntı haline gelmişti bilmeceyi çözmek. Bir yandan da Lilith’in sıkıştırıldığı, bağlandığı, gömüldüğü köşeden bana elini uzattığını duyumsuyordum.<br />
<br />
Deliriyor muydum?<br />
<br />
Bir gün bilgiler gelmeye başladı bir başka odaktan! Thoth Tarot ile arıyordum artık cevapları. Kendi başıma çıkamamıştım kısacası… diğer çoğunluk araştırmacı gibi!<br />
<br />
Kopuk kopuktu ama gerçekti bağlantı. Kontağın kurulabildiği nadir seanslarda birbiri ile asla çelişmiyordu söylenenler ne kadar şaşırtıcı olsa da. Kimdi bu bilginin kaynağı? Lilith mi? Bir pozitif varlık mı? Kendi bilinç altım mı? Bilmiyorum. Kim ve ne olursa olsun dostluğu belliydi; çünkü ondan öğrendiğim şeyler sonrasında, kafamdaki “karman çorman” ve çelişik bilgiler, yerine oturmaya başladı. Böylece cevapları nerede aramam gerektiğini çözdüm. İpin ucunu yakalamıştım. Kısa zaman sonra da derinlere gömülmüş parçaları bulup yanyana getirdim ve resmi gördüm.<br />
<br />
Bu gün bile gün ışığına çıkardığım resimde yer yer dolduramadığım -ve zaman içinde dolduracağıma emin olduğum- boşluklar olduğunu bilmekteyim. Ama görüntü, anlam çıkarılacak kadar belirgin, üstelik inanılmazdır da. Yazacaklarım -belki de saklı gerçeklerin gün ışığına ilk çıkışı olduğu için- okunduğunda dudakların bükülmesine neden olacaktır, ama ben hazırım her şeye…<br />
<br />
Bu arada -çoğunuza garip ve alışılmadık, hatta belki de komik gelecek olsa da- beni doğru bilgilere ulaştıran ve kendini bilinç altıma “İlinser” olarak tanıtan dost varlığa teşekkürlerimi yollamak gereği duyuyorum. (İçinizden geliyorsa rahat rahat gülebilirsiniz).<br />
<br />
2. SABA MELİKESİ<br />
(Arap kültründe Lilith)<br />
<br />
Konuya öncelikle Lilith olduğu öne sürülen bir tarihsel kişilik ile girmek istiyorum. Kraliçenin Lilith olduğunu en çok ünlü araştırmacı Rivkah Kluge öne sürmekte. Birçok mistik tradisyonda da bu bilgi kabul görmüş.<br />
<br />
Saba kraliçesini tanıtmaya onun gerçek bir kişi olduğunu söyleyerek başlayayım. Yani anlatacaklarım bir masal değil; hepsi de bir zamanlar yaşanmış olaylar. Gerçi çok eski oldukları için öykünün kimi yerleri silikleşmiş, belirsizleşmiş ama yine de okuyucuyu uzak diyarlara sürükleyecek kadar detay var elimde.<br />
<br />
Bu egzotik hikayeyi bizlere sunan kaynak ise doğunun binbir gece masalları değil; tek tanrılı dinlerin kutsal kitapları! En başta Museviliğin kutsal kitabı Tevrat ondan söz etmiş; ardından İslamın kutsal kitabı Kuran! Ve son olarak Etyopya Hristiyanlığının İncil’i Kebra Negast. Kebra Negast (The Glory of the Kings) İS. 6. veya 9. yüzyıl tarihli Etyopya hristiyanlığının kutsal kitabı. Bu kitap kültürümüzde pek bilinmiyor ama son derece önemli bir yapıt. Etyopya -hatta belki de Afrika- Hristiyanlığının temeli. Ve hemen ekleyeyim ki Etyopya’da Hristiyanlık son derece yaygın ve iddialı.<br />
<br />
Sözün özü, adı geçen kaynaklarda yer alması nedeniyle Kraliçenin -bir masal kahramanından çok- dinsel bir kişilik olduğunu söyleyebiliriz.<br />
<br />
Belkıs’ın orijini hakkında konunun üstadları -her zamanki gibi- bir türlü anlaşamıyorlar ve herkesin kafasını -ve belki de inancını- bir güzel karıştırıyorlar. Doğaldır ki hepsi de “benim kaynağım en gerçeğidir” iddiasında. Örneğin araştırmacı Abraham Geiger, Abraham Katsch ve Professor C. C. Torrey Kurandaki öykünün orijinal olmadığını, Targum Sheni to Eshter adlı kitaptan derlendiğini öne sürüyorlar (Targum’lar Tevrat’ın Arami dilinde yazılmış yorumları. Targum Sheni ise bunların en önemlilerinden). Hz. Muhammed’in karılarından bazılarının yahudi olması nedeniyle peygamberin öyküyü bunlardan duyup Kuran’a kattığını söylüyorlar.<br />
<br />
Kuran’daki bilgilerin “sahte” olduğu iddialarınaysa başta Nisar Muhammed olmak üzere birçok İslam araştırmacısı karşı çıkıyor ve Kuran’da, Tevratta bulunmayan bazı önemli ayrıntılar olduğunu gösteriyor. Bu kez de Musevi araştırmacılar bu ayrıntıların Tevrat’ta yer almasa da, yahudi dini midraşlarının (Museviliğin temel din kitapları) en önemlilerinden olan Midrash Mishle, Midrash Hachefez’de yer alıdığını; ayrıca Alphabet Ben Sira adlı meşhur kitapta da bunlara rastlandığını söylüyorlar. Adı geçen kitaplar kültürümüzde duyulmamış olsalar da tümü batıda yakından tanınan kutsal kitaplar. Özetle Belkıs öyküsünün kime kimden yansıdığının içinden kimse çıkamıyor.<br />
<br />
Davut peygamber’in oğlu olan Süleyman, bir kral- peygamberdi. İslam dini onu hak peygamberi olarak kabul etse de aslında Yahudi dininin peygamberiydi. Öyle ki Tevrat’ın -neredeyse- beşte biri ona ait! 3000 şiirlik “Süleyman’ın Meselleri”, 1005 mezmurluk “Vaiz” ve meşhur “Neşideler Neşidesi” -bizzat kendisince yazıldığı kuşkulu olsa da- hep onun adını taşıyor.<br />
<br />
Süleyman’ın emrinde hem dalgıçlık yapan hem de bina kuran cinler vardı; hem rüzgara hükmederdi, hem de kuş dahil birçok hayvanın dilini bilirdi. (Neml 27:17-19)<br />
<br />
MÖ 961 yılından başlayarak 39 yıl boyunca İsrail’e krallık eden Süleyman, şaşaa ve lüks içinde yaşayan zengin bir kraldı. Bağlar, havuzlar, benzersiz güzellikte bahçelerle bezeli ülkesinde, egzotik müzik aletleri çalan şarkıcılarla dolu sarayında, iki altın aslanın arasına yerleşmiş, altın süslerle işli, kol dayama yerleri som altın olan fildişi tahtında hükmederdi ülkesine (Tevrat, I Krallar 10.bap).<br />
<br />
Şimdi gelelim Belkıs’a… Süleyman’ın aşkı olan gizemli kraliçeye... Aslında onun hakkında bilinenler öylesine az ki... Hatta adının Belkıs olup olmadığı bile tam olarak belli değil. Zaten bu isim Kuranda geçmiyor, kutsal kitabımız ondan sadece Saba Melikesi diye söz ediyor.<br />
<br />
Kraliçeden, sadece Kuran’da söz edilmiyor. Tevratta, Musevilerin kanun ve tefsir kitabı Talmud’da, Targum Sheni to Eshter’de, Alphabet of Ben Sira’da da yer almakta. Eşdeyişle temel olarak Musevi dininin kişiliklerinden. Fakat bu kitaplarda da adı belirsiz; tümünde Belkıs diye değil, Saba Kraliçesi şeklinde anılmış. Bizim bildiğimiz Belkıs ismi ise sadece İslam öncesi Arap kaynaklarınca kullanılıyor.<br />
<br />
Saba Melikesi ile ilgili en detaylı bilgileri ise Kebra Negast’dan öğreniyoruz. Önceden de söz ettiğim gibi Etiyopya Hıristiyanlığının kutsal kitabından…<br />
<br />
Kabra Negast’a göre adı Makeda olan kraliçe, İÖ. 1020 de, Ofir’de doğmuş. Annesi kraliçe İsmeni, babası vezir Za Sebado; sonradan kral olmuş. Bir hikayeye göreyse kraliçe yılan tanrıya kurban edilecekken Angaboo adlı yabancı tarafından kurtarılmış. Çocukluğunda Makeda’nın başına gelenler bu kadarla da kalmamış; bir çakal tarafından da ısırılmış ve tek ayağında -kapsamı belirsiz- izler kalmış. Kimisi sakat olduğunu iddia ediyor, kimisiyse sadece kötü yara izleri taşıdığını.<br />
<br />
Babası İÖ. 1005’de ölünce, 15 yaşında kraliçe olmuş Makeda. 40 yıl hüküm sürdüğüne, altı yıl bakire kaldığına ve hiç evlenmediğine inanılıyor. Efsaneler çok çeşitli onun hakkında, ama çoğunun uzlaştığı tek nokta var; o da Saba melikesinin siyah derili olduğu!<br />
<br />
Kuran’a göre günlerden bir gün kral Süleyman’ın hayvanlardan oluşmuş ordusunun arasında Hüdhüd adlı kuşu görememesi ile başlamış her şey. Yorumculara göre, gerçekte Çavuş kuşu veya İbibik adı ile tanınan bu kuş kutsal.<br />
<br />
Süleyman çok öfkelenmiş onu görmediğinde; kendisine haber vermeden ordudan ayrılmış olmasına öyle kızmış ki, zavallı kuşu öldürmeyi bile düşünmüş. Oysa Hüdhüd o arada Sebe diyarındaymış ve buralarda ulu musevi Süleyman’ın tanrısı yerine güneşe tapan bir kraliçenin olduğunu keşfetmekteymiş. 27 Neml: 20-24<br />
<br />
Bu haberi alan Süleyman, bir mektup yollamış Hüdhüd aracılığı ile kraliçeye, onu ve milletini hak dinine davet etmiş. Eğer dinini değiştirmeyi kabul etmezse güçlü ordusu ile ülkeyi yakıp yıkacağını da eklemiş. Melike de hediye yüklü yeni bir kervan düzmüş; buna ek olarak kervana kendini de dahil etmiş. Elçilerini yollayıp Süleyman’a geleceği haberini vermiş.<br />
<br />
Öykünün buradan sonrası daha da ilginç. Haber Süleyman’a ulaştığında cinleri bir korkudur almış; çünkü Belkıs’ın annesinin cin, babasının insan olduğunu biliyorlar ve Süleyman onu beğenir de evlenirse kendilerine hükümdar olacağından endişe ediyorlarmış. Bu nedenle krallarına gidip önlem olarak -belki de sakat bacağını kullanarak- “Melikenin bacakları kıllıdır, ayağı eşek toynağıdır” demişler. Hem de kıllı bacakları için Arapça’da tel gibi, kıvır kıvır bir şeyi anlatan çok kaba bir kelime kullanarak… (Burada Lilith’in bir diğer adının da “dame with the donkey legs” yani eşek bacaklı kadın olduğunu belirteyim).<br />
<br />
Süleyman gerçeği öğrenmek için hemen bir plan yapmış, sarayının önüne camdan su akıntısı benzeri bir gölcük oluşturmuş. Buradan geçerken kraliçenin eteklerini kaldıracağını ve kendinin de gerçeği göreceğini tahmin etmiş.<br />
<br />
Sonunda kraliçe gelmiş saraya; karşılaştığı güzelliklerden şaşmış halde muhteşem kralın düşündüğü gibi eteklerini kaldırıp bacaklarını az buçuk açmış. Böylece Süleyman onun –erkek gibi kıllı olsa da- normal bacaklara; kraliçe de Süleyman’ın benzersiz bir görkeme sahip olduğunu anlamış. Kral onu sevmiş, kraliçe de Süleyman’ın dinini…<br />
<br />
Öykünün Tevrat -yani ilk- edisyonu ise bazı farklılıklar da içerir. İşin garibi ise Kurandan daha eskidir; ama çok daha gerçekçidir… ve de daha ilginç!..<br />
<br />
Tevrat’ta Şeba kraliçesi I Krallar 10. Bapta anlatılır. Sadece 29 ayet boyunca… Ya ilerdeki bölümlerde?.. Kısacık birkaç ayet daha vardır; ama çok şey açıklayan kısacık birkaç ayet… Ama biz bu konuyu da ilerde incelemek için bir kenara bırakıp yine bap 10’a dönelim:<br />
<br />
Tevrat’a göre “Şeba Kıraliçası” dır Süleyman’ın ününü duyup onun yanına gitmek isteyen melikenin adı… Tehdit altında değildir Kuranda yazdığı gibi. Amacı, bu bilge kralı kimi cevaplanması zor sorularla test etmektir. Yani amaç aşk, meşk değil, bilgidir.<br />
<br />
Melike, Süleyman ile karşılaşınca “yüreğindeki bütün şeyler hakkında onunla konuşur ve tüm sorularına yanıt alır; öyle ki “kral için kadına cevap vermediği gizli birşey kalmaz”. I Krallar 10:3.<br />
<br />
Belkıs ülkesine geri döndükten sonra İbrani tanrısını yasal tanrı olarak halkına kabul ettirmiş ve bir daha “güneşe, göğün benzersizliğine, dağlara, korulara, taşlara, ormanların ağaçlarına, sulardaki derinliklere tapılmasını” yasaklamıştır. Kraliçe yeni erkek egemen dininden –Yahudilikten- öylesine etkilenmiştir ki “bundan böyle Etyopya’da kraliçe asla olmayacak, sadece erkekler hükmedecektir” şeklinde bir yasa bile çıkarmıştır.<br />
<br />
Böylece Etyopya’ya ve Saba diyarına tek tanrıcılığı o götürmüştür. Hem de serbest aşk, bolluk ve cinsellik tanrıçası Astarte tapımını yıkarak. Bir kadın olduğu halde anaerkil bir dine son vermiştir!<br />
<br />
Şimdi çoğunuzun akılına “anaerkil bir ülke kraliçesi neden tek tanrılı, baskıcı bir sistemin taraftarı oldu?” diye bir soru takıldı biliyorum. Egzotik bir güzel, doğulu kadınların gizemli karizmasına sahip bir afet, üstelik şehvet tanrıçasına tapan bir dinde büyümüş olan Belkıs, nasıl olup da erkek egemen bir dini seçmiştir?<br />
<br />
Oysa işler çok farklıdır sevgili okuyucum; bilmelisiniz ki Belkıs’ın egzotik afetliğinin tek bir somut kanıtı yoktur biryerde! Yerine, onun savunucusu olduğu inancın seçtiği cins olan erkeklere gayet de yakın olduğuna dair bazı bilgiler vardır!<br />
<br />
Öncelikle: Kebra Negast’a göre kraliçe Solomon’un karşısına çıktığında erkek kılığındadır! “Eh, ne de olsa onca uzun yolu kadın olarak almak tehlikelidir, bu nedenle Belkıs erkek kıyafeti giymiştir” diyenlere hemen önceki bölümleri hatırlatayım: Önceki bölümlerden anımsayacağınız gibi Süleyman’ın “cam havuz”unun üzerinden geçerken kral onun bacaklarının erkek bacağı gibi kıllı olduğunu görmüştü. İfrit olup olmadığını bilemem ama erkek hormonu açısından bolluk içinde olduğu bellidir.<br />
<br />
Bu kadının tek tanrıcılığını gösteren bir mit daha var: “True Cross” miti. “Gerçek Haç” şeklinde tercüme edilebilir belki de. Batıda hayli yaygın olarak biliniyor ama bizlere yabancı.<br />
<br />
Mite göre Adem ölmeden önce Şit peygamber’i cennete girip bir kez daha kendileri için yalvarmaya ikna eder. Böylece Cebrail ile karşılaşan Şit, baş melekten bilgi meyvası ağacının bir dalını alır. Ağaç, Havva’dan beri kararmış ama Mikail insanın yeniden kurtulacağı müjdesini verince tekrar filizlenmiştir. Ama Şit dönmekte geç kalır, geldiğinde Adem’i ölmüş bulur. O da bu dalı bir anı olarak babasının mezarına diker. Ağaç büyür, Süleyman zamanında koca bir ağaç olur. Süleyman onu keser ve kullanmak ister ama başaramaz; çünkü ne yaparsa yapsın ağaç şekil değiştirmekte ve sürekli bir köprüye dönüşmektedir. Kraliçe Şeba ise öyle bir monoteisttir ki, bu köprüyü görünce hemen secde eder ve bizim Yahudi peygamberi Süleyman’ın anlayamadığını bir bakışta kavrayıp üzerine basmaz; yerine kutsal ağacı öper ve bunun İsa’nın çarmıha gerileceği ağaç olduğunun bilgisini veriverir (Mitin kimi versiyonlarına göreyse üzerinden geçerek ördek gibi perdeli ayağını iyileştirir).<br />
<br />
Neden melike tek tanrıcılığa bu denli yakındır? O güçlerle bir yakınlığı var mıdır?<br />
<br />
Eğer akrabalık bir yakınlık ise -ki öyledir- kraliçe de “sağ yol” enerjileri denen bu güçlere o denli yakındır; Çünkü Belkıs’ın soyu, tek tanrıcılığın büyük piri hz. İbrahim’e dayanmaktadır:<br />
<br />
Tekvin 25:1-6<br />
“1: ve İbrahim başka bir kadın aldı, ve onun adı Kketura idi. 2: Ve ona Medan’ı….. ve Yokşan’ı doğurdu. 3:Ve Yokşan Şaba’nın ve Dedan’ın babası oldu…. 4: Ve Midyan’ın oğlulları…. Ve Hanok idiler. 6: “İbrahim cariyelerinin oğullarına ise hediyeler verdi ve henüz hayattayken onları oğlu İshak’ın yanından şarka doğru, şark diyarına gönderdi”.<br />
<br />
İncil, şark diyarı olarak isimlendirilen Saba’nın tek tanrı inancına çabucak geçeceğini de müjdelemektedir: V Psalms 68:31<br />
“Mısırdan reisler gelecek; Habeş ili Allah’ a ellerini çabuk uzatacak”.<br />
<br />
Kilometrelerce genişlikteki topraklara yayılmış pagan, seks ile tapınan, Ana Tanrıçaya saygı duyan halkları tek tanrıcı yapmak kolay değil. Tüm Etiyopya ve Arabistan’ı, anaerkil düzen ve serbest aşktan “kurtaran” bu kadının yaptıkları Tanrı “indinde” de önemli olmalı ki İncil üç ayrı yerde onun yaptıklarının altını çizmekte ve melikenin Süleyman’dan çok daha önemli biri olduğunu söylemektedir! Öyle yüce bir şahsiyettir ki melike, ahret günü suçluları mahkum edecek bir gücü de vardır!<br />
<br />
İncil, Luka 11:31<br />
“Cenup kraliçesi, hüküm günü bu neslin adamlarıyla kalkacak, onları mahkum edecektir; çünkü o Süleyman’ın hikmetini dinlemek için dünyanın öte ucundan geldi; ve işte Süleyman’dan daha büyüğü buradadır.”<br />
<br />
Bu güzel haberi verenin sadece Hıristiyanlık olmadığını da hemen belirteyim. Tevrat da “Şeba’dan gelecek olan”ın Rabbin yaptıklarını anlatacağını söylemektedir:<br />
<br />
Tevrat, İşaya 60:1/6<br />
“Kalk, aydınlan, çünkü ışığın geldi ve Rab’bin izzeti üzerine doğdu. Develerin çokluğu, Midyan’ın ve Eyfa’nın hecin develeri seni kaplayacak, Seba’dan onların hepsi gelecektir, altın ve günnük getirecekler, ve Rab’bin hamtlerini ilan edecekler”.<br />
<br />
İşte kraliçe böylesi bir zat-ı muhterem… Kimine göre kıllı bacaklı, kimine göre sakat, kimine göreyse Lilith’in kendisi.<br />
<br />
İlginç nokta şu ki herkesin tanıdığı ve bir kimlik yakıştırdığı bu meşhur Saba Melikesinin adı Saba hakkında bilgi veren yazıtların hiçbirinde geçmiyor. Sanki hiç yaşamış gibi… ondan söz eden hiçbir referansa rastlanmıyor … Tabii ki Yahudilerin tanrı kelamı Tevrat dışında…<br />
<br />
İncil, Matta 12:42<br />
“Cenup kraliçesi hüküm günü bu nesil ile beraber kalkıp onu mahkum edecektir; zira o, Süleyman’ın hikmetini dinlemek için dünyanın öte uçlarından geldi; ve işte, Süleyman’dan daha büyüğü buradadır”.<br />
<br />
3. KERAMETİ KENDİNDEN MENKUL BİR KİTAP<br />
(Yahudi mistisizminde Lilith)<br />
<br />
Ülkemizde pek de tanınmayan Lilith, batıda fırtınalar koparacak kadar popüler. Adına dergiler çıkartılıyor, forumlar düzenleniyor, gruplar kuruluyor. Kimliği ve “ne”liği hakkında kimseler tam bir karara varamasa da çoğunluk onu Yahudilik mistisizminden tanımış. Bu nedenle de tanrıya baş kaldırmış bir demoness (dişi cin, dişi ifrit) olduğunda neredeyse herkes hemfikir. Yine de onun hakkında yazılmış yüzlerce kitabın çoğu -sözleşmişçesine- şöyle başlıyor: “Lilith; kaynağı çok karışık ve içinden çıkılması güç bir konudur”. Doğrusu ya; ben de o düşüncedeyim ve sizi baştan uyarıyorum: Konu karışık! Bu nedenle , İyisi mi en baştan -ya da en baş sanılandan- başlayalım incelemeye:<br />
<br />
Onlarca kimlik yakıştırılmış Lilith’e yüzyıllar boyu. Ama sanırım bunlardan en önemlisi Adem’in ilk karısı olduğu. Yani inanca göre ilk kadın Lilith, Havva değil!<br />
<br />
Şaşırdınız mı? İş bu kadar da değil. Üstelik Lilith, Adem’e baş kaldırıp onunla eşit olduğunu öne sürmüş, bu nedenle sevişirken kocasının altına yatmayı reddetmiş. Hani Hıristiyan misyonerlerin Afrika’daki özgür zencilere metazori kabul ettirmeye çalışıp, ora kadınlarınca bir güzel alaya alındıkları “misyoner pozisyonu”nda sevişmemiş Lilith.<br />
<br />
Lilith’in -feministlerin pek sevmesine neden olan- bu kimliğinin en önemli kaynağı Alpha Beth Ben Sira adlı bir kitap. Yazarı belirsiz. 11. yüzyıldan kalma olduğu sanılıyor. Bazı yahudi midraş’larının (Tevrat kökenli, Tevrat’ı yorumlama ve aydınlatma amaçlı efsaneler) derlenmesiyle oluşturulmuş. Araştırmacılar tarafından 600-1000; bazılarınca ise 800-1000 olarak tarihlendirilen Alphabeth kimilerince pek sevilse de, genelde “şüpheli” olarak kabul ediliyor ve Yahudi hahamlarından çok, Pers ve Arap orijinli olduğuna inanılıyor.<br />
<br />
Şimdi bir bakalım Alphabeth Ben Sira ne demekte:<br />
<br />
Alphabet of Ben Sira; Soru: 5 (23a-b): (Tercüme: Norman Bronznick)<br />
“Bir gün kral Nabukadnezar’ın oğlu ümitsiz biçimde hastalanınca kral, Ben Sira’ya emretti: -Oğlumu iyileştir; yoksa seni öldürürüm- (hemen bir hatırlatma: Kraliçe Belkıs’ın Süleyman’dan olan oğlunun da bir rivayete göre Nabukadnezzar olduğunu anımsatayım). Bu sözler üzerine Ben Sira hemen Tanrının kutsal adıyla bir tılsım yazdı; üzerine de iyileştirici meleklerin adlarını, biçimlerini, kanatlarını, ellerini ve ayaklarını kazıdı. Nabukadnezar ise talismana (tılsıma) bakıp sordu:<br />
-Bunlar kim?<br />
-Bunlar sağlık melekleri: Snvi, Snsvi ve Smnglof. Tanrı evrenin yaratılış gününün altıncısında Ademi yarattıktan sonra onun hayvanlara ad vermesini emretti. Adem her hayvanının eşinin olduğunu gördü ve yalnızlık hissetti. Hayvanların eşlerini kendine eş seçti ama mutlu olamadı. O zaman yaratıcı “Adamın yalnız olması iyi değil” (Tekvin 2:18) dedi ve Adem’i yarattığı topraktan bir de kadın yaratıp adını Lilith koydu. Ama Adem ve Lilith hemen kavgaya başladılar; çünkü Lilith: -Ben senin altına yatmam, ancak üzerine çıkarsam sevişirim. İkimiz de aynı topraktan yaratıldığımız için eşitiz- diyordu. Öyle kavga ettiler ki, sonunda Lilith Tanrının “ağza alınmaz” adını söyleyip göğe kaçınca, Adem yaratıcıya Lilith’i şikayet etti. Bunu duyan yaratıcı Adem’i uyutup, kaburga kemiğinden “daha uygun” bir kadın yaptı ve de üç meleğini Lilith’i bulmak için görevlendirdi. Dedi ki: -Dönmeyi kabul etmezse her gün yüz çocuğunu öldürün-. Melekler Lilith’I denizin ortasında buldular ama o dönmedi. Dedi ki: -Beni bırakın; ben bebeklere hastalık vermek için varım. Bebek üzerinde eğer erkek ise doğduktan sonraki sekiz gün, kız ise yirmi gün gücüm olacak-. Bu sözleri duyan melekler dönmesi için ısrar ettiler. O zaman o da tanrı adına yemin ederek şöyle dedi: - Bebeklerin üzerindeki bir tılsımda sizlerin adını görürsem, ona gücüm geçmeyecek-. Aynı zamanda her gün 100 bebeğinin ölmesini de kabul etti”.<br />
<br />
Bu sözlerden sonra Ben Sira konuşmayı sürdürür: “İşte bu nedenle bebeklerin üzerine bu tılsımı koyarız. Lilith isimleri görünce yeminini hatırlayıp çocukları rahat bırakır ve çocuk iyileşir”.<br />
<br />
Öykü bu… Varsayımları ilginç. Lilith’in ilk kadın olduğunu, eşitlik istediğini, çocuk öldürdüğünü ortaya atıyor. Kimi gülüp geçmiş savlarına, kimisi inanmış. Oysa kesin olan bir durum var ki bebekleri öldürdüğü inancı çok etkili olmuş halk arasında; öyle ki kimi yerlerde öykü unutulmuş, ama bir cinin çocuklara musallat olduğu hep hatırlanarak bebeklerin üzerine tılsımlar takılmış. Günümüzde bile inanan çok. Hatta ülkemizde bile. Kanımca bu inancın yaşamasının nedeni batıda yeni doğmuş bebeklerin ölümüne neden olan bir illet: SIDS (Sudden Infant Death Syndrome; yada halk ardındaki deyişiyle -beşik ölümü-). Sağlıklı bebeklerin -görünürde ortada hiçbir neden yokken, özellikle de geceleri uykularında ölmelerine sebep olan bir hastalık bu. Nedenleri ise hala bulunamamış!<br />
<br />
4. VAMPİRLER DİŞİDİR GERÇEKTE<br />
(Yunan mitolojisinde Lilith)<br />
<br />
Yunan mitolojisinde adı da, işlevselliği de az buçuk Lilith’i andıran iki varlık vardır. Kimilerine göre Lilith’in ilk emanasyonlarından (görünümlerinden)’dırlar; kimine göreyse ikisi ayrı mitlerin kahramanlarıdır.<br />
<br />
Varlıkların ikisi de kadındır; Ekhidna ve Lamia. Öncelikle Ekhidna… bakalım hikayesi neymiş Ekhidna’nın:<br />
<br />
Ekhidna... "Azgın yürekli" ve "Güzel yanaklı, fıldır fıldır gözlü bakire" olarak nitelenen Ekhidna! Kocası ise Typhon; mitololojide Hıristiyanlık ve Museviliğin Şeytan’ına en çok benzeyen varlık.<br />
<br />
Adının mitolojik anlamı Engerek olan Ekhidna güzel bir kadındır, ama bir kusuru vardır: Belden aşağısı yılandır. Hemde "benek benek, amansız bir yılan". Ama aynı zamanda bir anadır o. Typhon’la çifleştiği ve yeraltında, yeryüzünde ne kadar korkunç köpek ve canavar varsa hepsini ürettiği, örneğin Mısırdaki Sphinx'i doğurmuş olduğu söylenir.<br />
<br />
Eski Yunan dininin temel bilgiler kitabının yazarı -kimine göre peygamberi- olan Hesiodos’a bakılırsa, Ekhidna’nın Pontos’la Gaia’nın (Denizin Dalgaları ile Yer) çocukları olan Keto’yla Phorkys’in kızı olması muhtemeldir.<br />
<br />
Hesiodos, Theogonia:<br />
295<br />
Kallirhoe yenilmez bir ejderha da yarattı<br />
Ne ölümlülere, ne de ölümsüzlere benzeyen.<br />
Bir mağarada doğdu azgın yürekli Ekhidna.<br />
Yarı bedeni bir genç kızdı onun,<br />
Güzel yanakları ve gözleri fıldır fıldır,<br />
Yarı bedeniyse koskoca bir yılandı, korkunç,<br />
300<br />
her yanı benek benek amansız bir yılan<br />
yerin gizli deliklerinde kaybolan;<br />
mağarasında otururdu Ekhidna,<br />
Aşağıda, oyuk bir kayanın ta dibinde,<br />
Ölümlülerden ve ölümsüzlerden uzakta,<br />
Tanrılar vermişti ona o ünlü yurdu,<br />
Orada, yer altında, Arima ülkesinde,<br />
Kapalı yaşıyordu kana susamış Ekhidna.<br />
305<br />
yaşlanmadan, ölmeden, hep genç kalarak.<br />
Derler ki Ekhidna, Typhon’la çiftleşmiş,<br />
O fıldır fıldır gözlü bakire<br />
Taşkın, yasa dinlemez Typhon’la çiftleşmiş,<br />
Ve azgın yürekli çocuklara gebe kalmış:<br />
Orthos’u dünyaya getirmiş ilkin,<br />
Öküz çobanı Geryon’un köpeğini,<br />
……………<br />
<br />
Pontos Eukseinos’un Yunan kolonileri sakinleri ise, Ekhidna hakkında oldukça farklı bir efsane anlatmışlar. Bu efsaneye göre, Skythia’ya (İskit illeri) gelen Herakles, at sürülerini otlamaya bırakarak uyur, uyandığı zaman atları bulmaz. Onları ararken, bir canavarla karşılaşır. Bir mağarada yaşayan Ekhidna, Herakles’e, eğer kendisiyle aşk beraberliğine razı olursa, atlarını kendisine iade edeceğini dair söz verir. Herakles bunu kabul eder ve böylece ikisinin üç çocukları olur; Agathyrsos, Gelonoi şehrine adını veren Gelonos ve Skythler (İskitler) ırkına adını veren Skythes.<br />
<br />
Lilith’in ilk emanasyonlarından olduğu öne sürülen ikinci varlık Lamia ise -Diodors, Bibliotheke XX 41, 3-6’dan öğrendiğimize göre- güzeller güzeli bir kraliçedir. Kimisi Libya kraliçesi der ona, kimisiyse Frigya… Hem de öylesine güzeldir ki, günlerden bir gün Zeus tarafından sevilmek bahtsızlığına uğrar. Bahtsızlığına diyorum, çünkü her biri, bir diğerinden daha garabet felaketlere uğratılmıştır Zeus’un kıskanç karısı Hera tarafından. Oysa gariptir ki Hera yüzyıllar boyunca namuslu ev kadınlarının koruyucusu olan “temiz ve hanım” bir tanrıça olarak tanınmıştır. Gerçekten de kimin eli kimin cebinde belli olmayan Olympos’da sevgilisi olmayan nadir tanrıçalardandır.<br />
<br />
Diğer kurbanlar gibi Lamia da Hera’nın elinden yakayı kurtaramaz. Zeus ile güzel güzel sevişip, bir sürü çocuk doğuradursun, bu ilişki bir gün Hera’nın kulağına gider. Baş tanrının karısı gerçekten çok namuslu bir katildir tüm öykülerinde! Lamia’dan da intikam almak için bir plan hazırlar ve güzel kraliçenin doğurduğu tüm çocukları öldürmeye karar verir… yapar da bunu (aynı Alpahabeth Ben Sira’daki gibi, çocukları melekler tarafından öldürülen demones/kötü dişi motifinin burada da tekrarlandığının altını çizeyim). Bunu gören Lamia dayanamaz çocuklarının tümünü birden kaybetmenin kederine. Öyle bir acı çeker ki, sonunda delirir, yaşadığı çevreden kaçıp bir mağaraya saklanır ve kendisinden daha şanslı olup bebekleri yaşayan anneleri kıskanarak çocuklarını kaçırıp çiğ çiğ yemeye başlar. Bizim namuslu ev kadını Hera’mız bununla da yetinmez ve Lamia deliliği iyice yaşasın diye uyuma yeteneğini de alır elinden.<br />
<br />
Gelgelelim, Hera höpürse de, köpürse de, Zeus hala sevmektedir zavallı kraliçeyi. Ama baştanrı olsa da, onun da her erkek gibi karısı karşısında yüreği korkudan “üçbuçuk atmaktadır”. Bu nedenle hesap sormaz Hera’dan; ama Lamia’ya istediği zaman gözlerini çıkarma ve böylece uyuyabilme yeteneğini verir. Lamia’cık da -özellikle çok şarap içtiği gecelerde- gözlerini çıkarıp uyur, çocukları rahat bırakır.<br />
<br />
Lamia efsanesi çok ciddiye alınmış antik çağlarda, öyle ki Horatius, Arspoetica’sında (340) ciddi ciddi Lamia’nın karnından çocukların canlı olarak alınabileceğini anlatmış. Belki de bu nedenle kimi araştırmacılar Kırmızı Başlıklı Kız masalının temasının Lamia efsanesine dayandığını öne sürmüşler.<br />
<br />
Çocukluğumuzda kimi masallardan korktuğumuz gibi, eski Yunan’da da çok korkulmuş Lamia’dan. Özellikle çocukları korkutmak için pek kullanılmış. Sonra çocukların kanını içtiği söylencesi giderek, istediği biçime girerek erkekleri aldattığı, kanlarını içtiği ve cinsel organlarını koparttığı şeklini almış. Eski Roma’da da delikanlıların kanını emen dişi cinlere Lamia denir olmuş. Sonuçta asıl efsane unutulmuş ve özellikle Roma’da geceleri erkeklere yapışıp onların kanını emen ve erkeklik organlarını koparan vampir ruhların adı olarak kalmış. (Metafizik alemde vampir varlıkların olduğuna tüm okültistler inanır. Bunlar filmlerde izlediğimiz gibi, uzun dişlerini boyunlara batırıp kan emen garip giyinişli, beyaz tenli erkekler değildir tabii ki. Onlar, yaşam enerjisi denilen, hepimizin fazla fazla sahip olduğu (ama değerini hiç de bilemediği) enerjinin peşindedirler. Hem sadece varlıklar mı? Değil; hatta kimi antik çağ tanrıları da! Hatta bazı metafizikçiler kurban olayının gerisinde böylesi bir beslenme gereksiniminin olduğunu öne sürecek kadar ileri de gidiyorlar. Bu konuyu derinlemesine merak eden 3000 Yılının Sırları adlı kitabımdan Tanrılar Kan istiyor adlı bölümü okuyabilir.)<br />
<br />
Peki Lilith midir gerçekte Lamia? Kimileri öyle olduğunu açıkça ifade etmiş: Örneğin 4.yy. yorumcularından Hieronymous… Lilith, Zeus tarafından terk edilen Lidya kraliçesi Lamia ile özdeşleştirmiş.<br />
<br />
Ya da soruyu farklı şekilde soracak olursak, Lilith sanılmasına neden olan isminin fonetik benzerliği, işlevselliği dışında başka bir özelliği var mıdır? Lamia’nın bacaklarının eşek bacağı olduğunu söylesem? (Yoksa Süleyman’ın havuzu neden yaptığını unuttunuz mu?).<br />
<br />
Buna ek olarak Lamia’nın da -aynı Ekhidna gibi- bir de yılan kuyruğu vardır.<br />
<br />
Yılan bacaklı kadın, Lilith’in ta kendisidir (Hıristiyanlıkta Havva ve Adem’i “iyi ve kötüyü bilme” meyvasını yemeye teşvik eden yılanı sembolize eder. Eşdeyişle yasak meyvayı veren yılan, -ya da Şeytan- Hıristiyanlıkta bir dişi yaratıktır. Ortaçağın son yarısından başlayarak insanın cennetten atılmasına neden olan Şeytan’ın belden aşağısı yılan bir kadın -yani Lilith- olduğu görüşü doğmuştur. Oysa Lilith doğrudan İncil’de yer almaz. Bazı araştırmacılar Lilith ile yılan arasındaki ilişkiyi açıklayan bazı mitler de olduğunu öne sürmüşlerdir; ama bunlardan hiçbiri ulaşmamıştır ne yazık ki günümüze…<br />
<br />
Lilith’in cennetteki yılan olduğu inancı -özellikle Rönesans döneminde- sanatçılar arasında da hayli işlenmiştir. Örneğin Michealangelo’nun Sistine kilisesindeki resimleri bu konuya örnektir.<br />
<br />
Vampir mitlerinin kaynağı olarak kabul edilen Lamia, bu işlevselliğinde yalnız da değildir. Zeyna’nın Gabriel’i gibi, Lamia’nın da yanında -adının anlamı “zorla içeri giren” olan Empusa adında bir cin-kadın daha vardır. O da kılıktan kılığa girme özelliğine sahiptir ve genelde yolculara, kanlarını emmek için güzel bir kadın görünümünde saldırır. Onun da ayakları bir gariptir; öyle ki teki eşek pisliğinden, diğeri ise tunçtan yapılmıştır.<br />
<br />
Çocukları çalıp yiyen Lamia’nın bir dolu rölyefi geçmiş ele. Ama bunlardan bazıları diğerlerine göre daha ilginç. Yani Lamia’yı çocuk yemekten çok daha farklı eylemleri realize ederken gösteriyor. Öyle ki kimi zaman Lamia bir yolcunun üzerine ata biner gibi oturmuş olarak sevişirken gösterilmiş! Bu sevişme pozisyonu ortaçağda cadılar arasında çok tutulduğunu söyleyeyim; çünkü hatırlarsanız Lilith’in Adem’e baş kaldırmasına neden olan pozisyonun tersidir. Demek ki Lamia’nın, kan emmekten başka cinsellikle de ilişkisi var. Zaten filmlerde de kadın vampirler -cinsel arzuları olmasa bile- hep seksi kadınlardır. Erkekleri baştan çıkarıp sevişeceklerine kanlarını emerler. Lamia’nın rölyefinde ise bu eski kraliçe kan emerken değil, basbayağı çırılçıplak sevişirken gösterilmiş ya neyse.<br />
<br />
5. 5000 YILLIK ŞEYTAN<br />
(Sümerlerde Lilith)<br />
<br />
Bilginler Lilith’in orijinini İÖ. 3000’de Sümer uygarlığına dek sürüyorlar ve Yahudi mistisizminin, Lilith bilgisini bu kaynaklardan aldığını söylüyorlar. Yani bazıları… Bazıları ise Lilith olduğu sanılan karakterlerin başka başka varlıklar olduğunu iddia ediyorlar.<br />
<br />
Lilith’in ilk izleri teoriye göre İÖ. 3500 tarihli Sümer- Babil inancında yer alan Lamaştu adlı bir demoneste görülüyor. Kanatları olan dişi bir ifrit Lamaştu ve bebekler ile yeni doğum yapmış kadınları öldürüyor. Bu korkunç varlık ayrıca hamile kadınların bebeklerini düşürmelerine, uyku düzensizlikleri ve kabuslara, hatta erkeklerin kanını içip, etini yemeye dek daha birçok etkinliğe de sahip! Aynı Lamia mitindeki gibi Lamaştu da şekil değiştirip erkek avlamakta birinci. Bu korkunç kimlik yaygın olarak tanınmakta eski çağlarda; öyle ki yapılan kazılarda Asur ve Kenan uygarlıklarına ait buluntularda bile böylesi korkunç bir varlığa karşı korunma tılsımları bulunmuş.<br />
<br />
Sonraki iz İÖ. 3000 olarak belirleniyor… Ur kentindeki buluntularda gün ışığına çıkan bir tabletteki “Gılgamış ve Huluppu (söğut) Ağacı” öyküsünde küçük bir karakter olarak görülmüş.<br />
<br />
Öykü, aşk tanrıçası İnanna’nın kutsal ağacına yerleşen bir dişi cin hakkında. Ünlü Sümerolog Noah Kramer adını Lillake diye okumuş ama bu konuda da spekülasyon çok. Adı doğru okunmuş olsa bile bu varlığın Lilith olup olmadığı hiç kesinlik kazanmamış.<br />
<br />
İnanna, Göğün ve Yerin Kraliçesi: Sümer’deki Hikayeleri<br />
(Diane Wolkstein ve Noah Kramer tarafından yayınlanmış versiyon)<br />
“İnsanoğlu yaratıldığında,<br />
Anum, Enlil ve Ereşkigal gök, yer ve yeraltına sahip olduğunda;<br />
Enki yeraltına indiğinde ve deniz sahibinin onuruna dalgalandığında;<br />
Euphrates kıyısında kök almış bir Huluppu ağacı vardı, ve onun sularıyla beslenirdi,<br />
güney rüzgarınca kökünden sökülmüştü ve Euphrates tarafından sürüklenmişti.<br />
Kıyıda dolaşmakta olan bir tanrıça sallanan ağacı gördü ve -Anu ve Enlil’in emriyle- Uruk’taki İnanna’nın bahçesine getirildi.<br />
Inanna ağaca sevgiyle baktı, tahtasından bir taht ve yatak yapmak istiyordu.<br />
On yıl sonra ağaç büyümüştü, ama bu sürede üzüntüyle gördü ki,<br />
ümitleri gerçekleşmeyecek.<br />
Çünkü bu sürede<br />
ağacın köküne bir canavar yuva yapmıştı,<br />
Zu-kuşu tepesinde yavrularını büyütüyor,<br />
ve ifrit Lillake ortasına evini kurmuş.<br />
Ama Gılgamış İnanna’nın yalvarışını duydu,<br />
onu kurtarmaya geldi.<br />
Ağır kalkanını aldı, ağır bronz sopasıyla canavarı öldürdü,<br />
Zu-kuşu yavrularıyla dağlara kaçtı,<br />
ve Lilake korku ile evini yıkıp kaçtı.”<br />
<br />
Sonra, İÖ. 2400 tarihli Sümer kralları listesinde ve semitik dil konuşan Mezopotamya halkları arasında Lil adlı yıkıcı fırtına ve rüzgarların tanrıçası olarak çıkıyor karşımıza. Babilliler arasında ise rüzgar ruhu ve şehvet demonesi Lilitu diye tanınıyor.<br />
<br />
İÖ. 2000 tarihli bir rölyefte de resmi bulunmuş Lilith’in. Bu rölyefin Lilith olduğunu Kramer de, Norman Corville de öne sürmüş ama karşı çıkan da çok olmuş. Rölyef, kanatlı, çıplak, kuş pençesinden ayakları olan bir kadını göstermekte. Başında dört boynuzu olan bir şapka, ellerinde de Mısır sembolü “ankh”ın en eski şekillerini taşımakta. Ayrıca ayaklarının altında iki aslan ve yanında iki baykuş da var.<br />
<br />
Lilith eski çağlarda hep kötü bir tanrıça olarak görülmemiş. Sümerlerde tanrıça İnanna’nın sol eli olduğuna inanılırmış. Görevi ise erkekleri tanrıçanın tapınağında, tapınak kadınlarınca yapılan Tantrik ritüellere getirmekmiş. Yani bu rolde aldatıcı ve baştan çıkarıcı bir kadın ve fahişe olarak algılanmış.<br />
<br />
Etimolojik bir araştırma Lilith hakkında garip sonuçlara götürebiliyor kişiyi. İnceleyelim.<br />
<br />
SÜMERCEDE:<br />
<br />
Lil: Hava. Örneğin baş tanrı, fırtına tanrısı Enlil’in adı En (Tanrı) ve Lil (hava) sözcüklerinden oluşmuş.<br />
<br />
Lilitu: Ruh, spirit (çoğul). Lilith ile ilgili kullanılmış en eski terim olan Lili, bu sözcüğün tekili.<br />
<br />
Lulu: Şehvet<br />
<br />
Lalu: Lüks ve rahatlık.<br />
<br />
Limnu: Kötülük.<br />
<br />
SÜMER-BABİL İNANCINDA:<br />
<br />
Ardatu: Evlilik çağındaki genç kız<br />
<br />
Ardat Lili: Görevi ise erotik rüyalara neden olup, erkeklerin semenini ve gücünü almak olan genç dişi spirit.<br />
<br />
Lilu: Çocuk hırsızı demonlar.<br />
<br />
Bilgi öyle çok ki… Hangisi gerçek, hangisi değil ayırmak çok güç. Ama görülmekte ki eski çağlarda da Lilith’in özellikleri genelde iki başlıkta toplanabiliyor: Çocuk ve hamile kadın katili vampir, erkekleri baştan çıkaran şehvet demonesi. Birbirine çelişik iki kimlik…<br />
<br />
6. CANAVARLARIN TOPLANTISI<br />
(Tevrat’ta Lilith)<br />
Tevrat’ın da Lilith hakkında konuştuğunu söyleyen çok bilgin var. Her zamanki gibi kanıtlayamıyorlar savlarını, ama söylenenler yabana atılır gibi de değil. Oysa tartışıla tartışıla canı çıkarılan -hepi topu- tek bir ayetcik. Evet, yanlış duymadınız; koca Tevrat’ta sadece bir ayet Lilith’den söz etmekte… eğer ediyorsa tabii… Bence mi?… Doğrusu bence ediyor. Etmiyor olsa bile incelemeye değer; çünkü böylelikle başka gerçekler gün ışığına çıkıyor kanımca… Örneğin; Tevrat yorumlarının her birinin bir diğerinden farklı şeyler söylediği gibi!<br />
<br />
Lilith’den söz ettiği iddia edilen ayet İşaya 34:14. Ama ben tüm babı okuyalım derim; çünkü bu bap İslam dinini “kanlı”, tanrısını ise hoşgörüsüz olarak görüp beğenmeyen, Kuranı eleştiren “gayrı müslimlerin” kendi tanrılarının ne şefkatli, kitaplarının ise ne yumuşak ve sevgi dolu bir öğreti içerdiğini göstermesi açısından ilginç.<br />
<br />
İşaya, Bap 34<br />
1: Ey milletler, işitmek için yaklaşın; ve ey kavimler, iyi dinleyin; dünya, ve onun içindekiler; yer, ve ondan çıkanların hepsi, işitin.<br />
2: Çünkü Rabbin bütün milletlere öfkesi, bütün onların ordusuna kızgınlığı var; onları bütün bütün yok etti, onları boğazlanmaya verdi.<br />
3: Ve öldürülmüş olanlar dışarı atılacaklar, ve leşlerinin kokusu çıkacak; ve kanlarıyla dağlar eriyecek.<br />
5: Çünkü kılıcım göklerde kanıncaya kadar içti; işte, Edom üzerine, ve lanet ettiğim kavimin üzerine hüküm için inecek.<br />
6: Rabbin kılıcı kana, kuzuların ve ergeçlerin kanına doydu, yağla, koç böbreklerinin yağıyla yağlandı; çünkü Rabbin Botsara’da kurbanı, ve Edom diyarında büyük kırgını var.<br />
8: Çünkü Rabbin öç alma günü, Sion davasından ötürü karşılık yılı var.<br />
9: Ve Edom vadileri zifte, ve onun toprağı kükürde dönecek, ve diyarı yanan zift olacak.<br />
10: Gece gündüz sönmeyecek; dumanı ebediyen tütecek; nesilden nesle ıssız kalacak; daima ve ebediyen içinden kimse geçemeyecek.<br />
11: Ancak saka kuşuyla, kirpinin mülkü olacak, ve orada baykuşla karga oturacak; ve şaşkınlık ipini, ve boşluk şakulunu onun üzerine gerecek.<br />
12: Beylerini krallığa çağıracaklar, fakat hiçbiri orada olmayacak. Ve bütün reisleri bir hiç olacaklar.<br />
13: Ve saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve çakallar yurdu, deve kuşlarının avlusu olacak.<br />
14: Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak, ve yaban keçisi arkadaşını çağıracak; evet, gece canavarı orada yerleşecek, ve kendisi için istirahat yeri bulacak.<br />
15: Ok yılanı yuvasını orada yapacak, ve yumurtlayacak, ve yavrularını çıkaracak; ve kendi gölgesinde toplayacak; evet, çaylaklar orada, her biri kendi eşiyle toplanacaklar”.<br />
<br />
Sizi bilmem ama ben bu paragrafı her okuduğumda içime kasvet basar.<br />
<br />
Ortamı dağıtmak için hemen bu bapla ilgili traji-komik bir detaydan söz edeyim: Türkçe Tevrat, İngilizce King James Version Tevratı ve Today’s English Version Tevrat’larındaki bazı önemli sözcükler birbirini tutmuyor; bambaşka! Bu başkalık belki sadece kelime bazında, ama bu kelimeler öylesine önemli ki, yerlerine başkaları konulduğunda vermesi gereken mesajın yarısı heba oluyor!<br />
<br />
Örneklemek için 13. ayetten başlayalım:<br />
<br />
İşaya 34:13 (Türkçe Tevrat)<br />
“Ve saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve çakallar yurdu, deve kuşlarının avlusu olacak”.<br />
<br />
İşaya 34:13 (Today’s English Version)<br />
“Ve saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve çakallar yurdu, baykuşların avlusu olacak”.<br />
<br />
Gördüğünüz gibi Türkçe’deki “devekuşları” sözcüğü, Today’s de “baykuş” olarak kullanılmış.<br />
<br />
Bence Todays English’in kullandığı baykuş sözcüğü doğru; çünkü anımsarsanız “5000 yıllık Şeytan” adlı bölümde, bir kazıda bulunan rölyefinde, iki yanında duran baykuşları anlatmıştım.<br />
<br />
Bu kez de Today’s English ile King James versiyonunu karşılaştıralım:<br />
<br />
İşaya 34:13 (Today’s English Version)<br />
“Ve saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve çakallar yurdu, baykuşların avlusu olacak”.<br />
<br />
İşaya 34:13 (King James versiyonu)<br />
“Ve saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve ejderlerin yurdu, baykuşların avlusu olacak”.<br />
<br />
Burada da Türkçe ve Todays de yer alan “çakallar” kelimesi, “ejderler (dragon’lar)” ile değiştirilmiş. Ben doğrusunun King James’de yazan ejder olduğuna inanıyorum; çünkü ejder, birçok tek tanrılı dinde, evrenin mutlak yaratıcısı ve hükümdarı olan iyi tanrının devamlı savaştığı bir varlıktır. İşte örneği:<br />
<br />
İncil; Vahiy 11,<br />
12/3: "Sonra gökte başka bir belirti göründü. Baktım, kocaman bir ejder; al renkli, yedi başlı, on boynuzlu. 4: Kuyruğu gökteki yıldızların üçde birini ardından sürükleyip yeryüzüne fırlattı. 7:Ardından gökte savaş oldu. Michael ve melekleri ejdere karşı savaştılar. Ejder de melekleriyle birlikte savaştı. 8: Ama üstün gelemediler. Artık gökte barınabilecekleri bir yer kalmadı. 9: Koca ejder aşağı fırlatıldı. Tüm yeryüzünü kandıran, adı İblis ve Şeytan olan şu eski zamanın yılanı yeryüzüne fırlatıldı.<br />
<br />
Theogonia (Antik Yunan dininin kutsal kitabı)<br />
“825: Yüz yılan başı yükselir omuzlarından. Çıkarıp korkunç kara dillerini. Bu ejder kafasındaki gözler de; ateş, alev saçar kaşların altından. 836: Ama tanrılar ve insanların babası Zeus, 855: Yakalayıp şimşeklerini, yıldırımlarını dikildi Olympos'un başına ve vurdu korkunç canavarı”.<br />
<br />
Yalnız bu kadar da değil; Hitit dininin ana destanında da bir ejder ve -her ne pahasına olursa olsun- onu yok etmeğe çalışan bir "iyi" tanrı var. Ejderin adı İlluviyanka.<br />
<br />
Biraz daha geri gidersek Sümer yazıtlarında da Kur adlı ejder ile, insanlığın yaratıcısı ve koruyucusu tanrı Enki arasında bir savaş geçtiğini görürüz. Yani kötülük hep ejderle bir tutulduğu için İşaya’daki ayete yakışan sözcük ejder sözcüğü.<br />
<br />
Bu bağlamda incelemelerimiz ile elde ettiğiniz sonuçlarla ayeti toparlayalım:<br />
<br />
Ejderlerin yurdu, baykuşların avlusu olacak ve ejderlerin saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek.<br />
<br />
Ejder kötülük; peki baykuş kim? İlginç olan şu ki, her mitolojide uğursuz olarak betimlenen (ki ülkemiz halk kültüründe de “çatısında baykuş öttü, uğursuzluk olacak” inancı vardır) baykuş bir başka dişi enerjinin/tanrıçanın sembolü ve kutsal hayvanıdır: Athena’nın. Athena genelde akıl ilahesi olarak tanınır. Oysa basbayağı savaş tanrıçasıdır. Elinde kılıç ile, annesiz -yani cinsel ilişkisiz- doğmuştur. Ve savaş ve akıl kadar neyi sembolize eder dersiniz? Aseksüelliği. Bakire tanrıça olarak tanınıp pek bir saygı görür ama gerçekte bal gibi erkek ve cinsellik olgusuna düşman gerçekleri yönetir.<br />
<br />
Bu bilgiyi ilerde ele almak üzere bir kenara ayırıp yeniden Tevrat’a geri dönelim Lilith’i anlattığı öne sürülen ayeti inceleyelim:<br />
<br />
İşaya 34:14 (Türkçe Tevrat)<br />
Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak, ve yaban keçisi arkadaşını çağıracak; evet, gece canavarı orada yerleşecek, ve kendisi için istirahat yeri bulacak.<br />
<br />
İşaya 34:14 (Todays English Version)<br />
Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak, ve demonlar (ifritler) birbirini çağıracak; evet, gece canavarı orada yerleşecek, ve kendisi için istirahat yeri bulacak.<br />
<br />
Today’s de, ayetin başı Türkçe Tevrat ile aynı, ama “yaban keçisi arkadaşını çağıracak” yerine, “demonlar (ifritler) birbirini çağıracak” sözleri kullanılmış. Eşdeyişle “yaban keçisi” kelimesinin yerini, demon- Şeytan sözleri almış; çünkü keçi, Hıristiyanlıkta Şeytanın sembolü olarak algılanır.<br />
<br />
Bu inancın şimdilerde çoktan unutulmuş kaynağı ise Antik Yunan dinidir:<br />
<br />
Bir tanrı vardır eski Yunan’da yaygınca saygı duyulan: Pan. Görüntüsü keçi -insan karışımıdır, doğa/bolluk tanrısındır ve sevişmeye çok düşkündür. Yanında benzer yapıda olan “satir”lerle kırlarda dolaşır, cilveli su perilerine tecavüz edip durur. Ama yüce baş tanrı Zeus veya ev hanımı, namuslu Hera’nınkiler gibi hiçbir olumsuz miti yoktur. Hristiyanlığın yayılmasıyla eski -ve gerçekte günahsız ama şehvet kavramını yöneten- ilahların şeytan olarak ilan edildiğini Astarte’den biliyoruz. Sözün özü, İşaya ayetindeki “yaban keçisi” kelimesi Pan’ı -ya da Şeytan’ı- anlatıyor.<br />
<br />
Bu noktada eklemek istediğim şu ki, King James versiyonunda “yaban keçisi” veya “demon” kelimeleri yerine zaten “satir” sözcüğü kullanılmış.<br />
<br />
“Peki bu ayette Lilith’in nerede?” diye merak ediyorsanız belirteyim: Lilith Türkçe Tevrat’ta ve Today’s de “gece canavarı” olarak ifade edilmiş ama Today’s de bir dip notu ile bu gece canavarının bir demones -dişi şeytan- olduğu (ismi belirtilmese de) açıklanmış.<br />
<br />
Tevrat’ın en gerçek, en özgün, en modernleştirilmemiş(!) tercümesi olan King James Tevratı ise bu kez de en doğrusunu söylüyor ve gece canavarı sözcükleri yerine “screech owl” (acı çığlık atan baykuş) tamlamasını kullanıyor. Screech owl aslında zoolojide “otus scops” adıyla, Türkçede ise “cüce baykuş” olarak tanınan bir cins baykuş.<br />
<br />
Şimdi işin can alıcı noktasını açıklayayım: “The Women’s Encyclopedia of Myths and Secret’s” adlı ansiklopedide “screech owl”un karşılığı ise Lilith olarak verilmiş.<br />
<br />
Türkçe Tevratta “Gece canavarı”, King James’de screeching owl olarak tercüme edilen İbranice sözcük, Tevrat’ın bir başka versiyonu olan Darby tercümesinde ise, doğrudan Lilith olarak tercüme edilmiş…<br />
<br />
Kimileri ise gece canavarı ve Lilith isimlerinin birbiri yerine kullanılmasının gerisinde İbranice Laylah (gece) kelimesinin yanlış tercümesi olduğunu öne sürüyor.<br />
<br />
Bu kadar teori içinde hangisi haklı olursa olsun, bu ayetteki gece, gece canavarı, çığlık atan baykuş veya cüce baykuşun Lilith olduğuna inanan çok.<br />
<br />
Ve gelelim 15. Ayete… Bu ayette de önemli kelimeler, farklı tercümelerde başka başka kelimelerle ifade edilerek anlamını büyük ölçüde yitirmiş.<br />
<br />
İşaya 34:15 (Türkçe Tevrat)<br />
“Ok yılanı yuvasını orada yapacak, ve yumurtlayacak, ve yavrularını çıkaracak; ve kendi gölgesinde toplayacak; evet, çaylaklar orada, her biri kendi eşiyle toplanacaklar”.<br />
<br />
Today’s de ve King James’de “çaylak” sözcüğü yerine “akbaba” sözcüğü kullanılmış. Ha çaylak, ha akbaba, ne fark eder ki diyeceksiniz. Ama demeyin; çünkü spiral boyunlu akbaba çok derin anlamlar taşıyor:<br />
<br />
Akbaba -kaynağı İÖ. 7000’lere dek izlenebilen Ana Tanrıçanın, Mat adlı Mısırlı görünümünü. İnsanlıkla Birlikte Doğan Tanrıça adlı bölümde de ilkçağlarda onun akbaba ile resmedildiğinden söz etmiştim. Mesajı ise “evrendeki tüm enerjiler spiraldir”. Altını çizerek belirteyim ki bu cümle Tanrıça öğretisinin temelini teşkil eden teoriyi temsil ediyor. Doğum, ölüm, yeniden doğum olarak açımlanabilen bu teori, ana tanrıça dinin etkin olduğu tüm bölgelerdeki (bu bölgelerin başlıcalarından birinin de Anadolu olduğunu bilmektesinizdir) farklı dinlerde görülebiliyor. Dinler yöntem olarak farklılık gösterseler de mesaj ve ilke hep aynı: Tanrıçanın, baharda doğan, kışın ölen ve bir sonraki baharda yeniden doğan ya bir kocası, ya da oğlu var. Yani denmek isteniyor ki yaşam bir döngüdür, “son” kavramı yanlıştır, her şey esnektir, katı kurallar/ hatta doğrular diye bir şey yoktur, kesin kaderler yalandır, her şey değişkendir vb. Belki de bu nedenle Ana Tanrıça dininin egemen olduğu bölgelerdeki gün ışığına çıkan yazıtlarda kutsal kurallar deklare eden hiçbir tablet bulunamamıştır. Oysa tektanrılı dinler geldikten sonra kutsal kitap kavramının ilk adımı olan nice yasa tableti bulunmuştur; yani ana tanrıçanın kurallar dikte eden kutsal kitabı yoktur. Bu tabletlere en bilinen örnekler ise Hammurabi kanunları ve Musa’nın tanrıdan aldığına inanılan ve on emrin yazılı olduğu tablettir.<br />
<br />
Yeniden Tevrat’a dönelim… “Ok yılanı” kelimesi ise Today’s de yerini “baykuşlar”; King James ise “yüce baykuş” (baykuşların başı, lideri anlamında) kelimelerine bırakmış.<br />
<br />
Şimdi Türkçe ve Today’s versiyonunu bir kenara bırakıp King James’i baz olarak alırsak, bu üç ayette kötülüğü ve günahı sembolize eden varlıkların bir arada toplandığını görürüz. Satir (Şeytan), ejder (Tanrının dövüştüğü varlık, genelde kötülüğün tanımı), cüce baykuş (Lilith), baykuşlar ve yüce baykuş…<br />
<br />
Peki yüce baykuş olarak nitelenen varlığın Tanrıçanın kendisi olduğunu söyleyebilir miyiz? Bence söyleyebiliriz, çünkü hedef alınan düşman tüm İngilizce Tevrat’larda 3. tekil şahısın kadın için kullanılan şekli olan “she” kelimesi ile gösterilmiş! Düşman bir kadın yani; dolayısıyla canavar ve yüce baykuş da… hatta belki de Şeytan bile!..<br />
<br />
İşaya 34<br />
12: “…. and all her places shall be nothing”.<br />
13: “And thorns shall come up in her places….”<br />
14: “…. The screech owl also shall rest there, and find for herself a place of rest”.<br />
<br />
Son olarak King James’deki kelimeleri Türkçe Tevrat’a yerleştirip ayeti bir kez daha okuyalım.<br />
<br />
12: Beylerini krallığa çağıracaklar, fakat hiçbiri orada olmayacak. Ve onun (kadın için üçüncü tekil) bütün reisleri bir hiç olacaklar. 13: Ve onun (kadın için üçüncü tekil) saraylarında dikenler, hisarlarında ısırganlar ve kara dikenler bitecek; ve ejderler yurdu, baykuşların avlusu olacak. 14: Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak, ve satir arkadaşını çağıracak; evet, Lilith orada yerleşecek, ve kendisi için istirahat yeri bulacak. 15: Yüce baykuş yuvasını orada yapacak, ve yumurtlayacak, ve yavrularını çıkaracak; ve kendi gölgesinde toplayacak; evet, akbabalar orada, her biri kendi eşiyle toplanacaklar”.<br />
<br />
Orası, her neresi ise, tüm Şeytanların toplantı yeriymiş demek ki. Yoksa Ana Tanrıça ve çocuklarının mı?<br />
<br />
Yahudilik ve Hristiyanlık benzeri tek tanrılı dinlerce putperest olarak adlandırılan pagan dinlerin kutsal kitaplarında geçen bilgiler belki de konu hakkında daha açıklayıcı olacak:<br />
<br />
Ovidius: Dönüşümler 11. Kitap: 85-94<br />
“Bu yetmemiş Bacchus’e (hiçbir yıkıcı miti olmayan Anadolu’nun şarap tanrısı)<br />
bırakmış kırlara da,<br />
daha iyi bir koroyla gitti Timolus’un üzüm bağlarına, Pactolus;<br />
o çağda altın dalgalar, imrenilen değerli kumsallar olmasa bile.<br />
Çevirmiş çevresini Satirler, geleneksel topluluk, Bacchus’u sevenler, yalnız Frigyalı (Frigya: Ana tanrıçaya Kibele adıyla tapıp onu dünyaya tanıtan ilkçağ kavmi) Sileneus gelmedi, çok içen, boyuna salınan yaşlı kişi,<br />
yakalanmış bağlanıp donatıldığı çiçeklerle iletilmiş Midas’a (Ana tanrıçanın oğlu olduğuna inanılan efsanevi kral)<br />
Trakyalı Orpheus, bu krala, Cecrops’a, bir de öğrencisi Eumolpus’a öğretmiş gizemli işleri”.<br />
<br />
14. Kitap: 635-640<br />
“korkarak kırlarda yaşayanların saldırısından kapamış<br />
bahçeleri, yemişlikleri, önlemiş insanların girmelerini.<br />
yasaktı Satyr’lere, oynayıp zıplayan gençlere, kırlarda<br />
boynuzlarıyla çam ağaçlarını yaralayan Pan’lara, yaşamı<br />
boyunca genç kalan orman tanrısı Silvanus’a hırsızlara<br />
bıçağıyla, sikiyle korku salan tanrıya, tüm yararsızlara”.<br />
<br />
7. MAĞRALARDAN ÇIKAN İSKELETLER… VE KUTSAL YAZMALAR<br />
(Ölü Deniz yazmalarında Lilith)<br />
<br />
Yukarıda anlattığım İşaya babı öylesine meşhur ki… Sadece içeriğinin ilginç olmasından kaynaklanan bir durum değil bu. Bir arkeolojik kazılardan çıkan el yazmalarının (arkeolojik kazıdan el yazması da çıkar mıymış diyorsanız, anlatacağım) İşaya babından söz ediyor olması konuya dikkat çekmiş. Aslında adı geçen yazmalar, bap kadar ilginç; bu nedenle üzerinde durmaya değer…<br />
<br />
Günlerden bir gün (tam tarihini isterseniz 1947 yılının günlerinden bir gün), genç bir bedevi Ölü Deniz’in kuzeybatı kıyısında Kumran’da bir mağra keşfediyor. Hazine bulmak sevdasıyla giriyor mağaraya ama hazine yerine, üzerinde garip harflerin olduğu deri, bakır ve papirüs dokümanlar buluyor. Tabiidir ki bunların değerinden habersiz olduğu için ucuza satıyor. İşte Ölü Deniz yazmaları adı verilen yazılar ilk böyle ortaya çıkıyor.<br />
<br />
Olayın duyulmasıyla maceraperestler ve defineciler doluyor bölgeye ve Kumran yakınlarında 11 unutulmuş mağaranın daha olduğu görülüyor. İçleri Yazmalar ile dolu mağaralar…1950 ve 60 arasında Yazmalar çıkmaya devam ettikçe dedikodular da yayılmaya başlıyor tabii. Kim yazmış bunları, kim saklamış, hangi amaçla? Kimse yanıtlayamıyor bu soruları.<br />
<br />
Sonunda arkeologlar el atıyor olaya. Dokümanların bir İbrani tarikatı olan ve İÖ. 2. Yüzyıl ortalarından başlayarak, İS. 68 ‘e dek filizlenen kökten dinci Essene’lerin gizlediği bilgi kağıtları olduğunu ortaya çıkarıyor. Oysa dokümanlar Essene’lere ait değil; onların İS. 67- 73 arasındaki Roma istilasından sakladığı Yahudilikle ilgili gizli bilgileri içeren kitaplar bunlar.<br />
<br />
Zaman içinde “site” olarak isimlendirilen başka mağara toplulukları da bulunmuş çevrede. Kumran’a 18 kilometre uzaklıktaki El- Murabba vadisinde, En Gedi’nin güneyinde, eski Jeriko kentinin 13 kilometre kuzeyinde ve Masada dolaylarındaymış bu siteler de. Ama Nahal Hever yakınlarında bir mağara bulunmuş ki… Evet, burada da diğerlerinde olduğu gibi yazmalar bulunmuş ama bu mağaraya “Dehşet Mağarası” adı verilmiş. Neden mi böyle isimlendirilmiş? Çünkü içinde yazmalardan çok daha fazla sayıda iskeletle karşılaşılmış. Yazmaların anlamı çözülmüş bir süre sonra ama iskeletlerin kimlere ait olduğu, neden öldükleri asla öğrenilememiş.<br />
<br />
Yazmaların çoğu İÖ. 3. Yüzyıl ortaları ile, İS. 68 arası tarihli ama İÖ. 1. Yüzyıl ile İS. 1. Yüzyıl arasında toparlanmış. Tevrat ile ilgili en eski ve modern arkeoloji tarihinin en önemli buluşları arasında yerini alacak kadar kayda değer. Elden geçirilip, düzenlenmeleri ile bilginler Tevrat’ın toplanma tarihinin İS. 70 dolayları sayılması gerektiğini anlamışlar; Filistinin İÖ. 4. yüzyıl ile İS. 135 arasındaki tarihi ile ilgili önemli bilgiler de elde etmişler ve haham Yahudiliği ile ilk Hıristiyanlık arasındaki ilişkileri inceleme fırsatı bulmuşlar.<br />
<br />
Her mağaradan farklı kategorilerde doküman çıkmış. Örneğin ikinci mağaradan parçalar, üçüncüden bakır bir yazma üzerinde tapınak hazinesi ve saklandığı yer; dördüncüden 400 dokümanlık ana Essene kütüphanesi, onbirinci mağaradan ise iyi korunmuş bilinmeyen mezmurlar ve Levitikus’un bir bölümü çıkmış. En sağlam dokümanlar ise Kumran’da 1. mağaradan çıkanlar; ki bunların arasında İşaya Yazması da var. Tahmin edeceğiniz gibi içinde de Lilith ile ilgili kısa bir bilgi.<br />
<br />
Ölü Deniz Yazmaları; 4Q Bilgenin Şarkıları/ 4Qshir 4Q510 parç. 11.4-6a//parç. 10.1f<br />
Tercüme: Florentino Gracia Martinez<br />
Ve ben, Bilge olan,<br />
onun parlaklık ve azametini açıklarım<br />
korkutup titretmek için<br />
tüm yıkıcı meleklerin ruhlarını<br />
ve piç ruhları,<br />
demonları, Lilitleri, baykuşları,<br />
ve yoldan çıkmış bilgiye hükmetmek için<br />
beklenmedik zamanda vuranları korkutup titretmek… 11 QPsAp<br />
<br />
Hepsi bu.<br />
<br />
Uzmanlar bu pasajda üzerinde durulması gereken iki nokta olduğunu söylüyorlar:<br />
<br />
a) İşaya bap 34’de sözü edilenler sadece çöl hayvanları değil, bu hayvanlarla sembolize edilen kötü güçlerdir (biz bunu zaten söyledik ama o güçlerin kötü mü iyi mi olduğunun yorumu size ait).<br />
<br />
b) Eğer ki Martinez’in tercümesi doğru ise, İşaya’daki tekil Lilit ismi yerine, çoğul Lilit’ler sözcüğü kullanılmaktadır. Bunun nedeni, yazarın her kim ise (belki de mağaradaki iskeletlerden biri olan) yanlışı mıdır; yoksa kendini “Bilge” olarak tanıtan kişi orijinal olarak Tevrat’ta herkesin okuduğundan çok başka bir İşaya babı mı okumuştur? Sözün özü elimizdeki Tevrat orijinal değil midir yoksa? Değilse -ele geçmemiş olan- özgün baskıda hoşa gitmeyip çıkarılmış olan bilgiler nelerdir? Tabii özellikle de Lilith ile ilgili olan!..<br />
<br />
8. GECELERİN KADINLARI<br />
(Kabala’da Lilith)<br />
<br />
Lilith hakkında şimdiye dek çok da yaygın olarak bilinmeyen bilgileri inceledik. Bu bağlamda ise artık Lilith’in tanınmasına neden olan Yahudi bilgeliğinin kimi dokümanlarına göz atacağız. Tabii ki en başta da Kabala denen sistem ve onun baş yapıtı Zohar’a…<br />
<br />
İbranice “tradisyon, gelenek” anlamındaki Kabala İS. 1. yüzyılda doğsa da, 12. yüzyılda yaygın olarak görülmeye başlamış. Musa peygamberin tanrıdan aldığı gizli bilgiler bulunduğunu; bunların Tevrat’ta kısmen yer aldığını ve bu bilgilere sahip olanların tanrıya çok daha çabuk yaklaşacağını iddia eden bir sistem. En önemli kitapları Zohar ise 13. yüzyılda Moses de Leon tarafından Arami dilinde yazılmış.<br />
<br />
Kabala çok derin bir yöntem. Kısaca Yahudi mistisizmi deniyor ama aslında basit kelimeler ile tanımlanamayacak kadar kapsamlı. Günümüzde batıda çoğu okültist tarafından kullanılmakta. Dinsel bir öğreti olarak görünüyor ama aslında tam bir gizli ilim. Bu sistem ile maji yapılıyor, madde ötesi dünyanın varlıkları ile ilişki kuruluyor, meditasyon kılavuzu olarak kullanılıyor. İşte Lilith ile -hem de adıyla sanıyla- en çok bu Kabala uğraşmış.<br />
<br />
Lilith’e ne denli korkunç özellikler yüklenmeye çalışılsa da; onun hakkında gerçek bilgileri veren dokümanlar ne ölçüde “hasır altı” edilse de; dikkatli bir göz bu kara -ya da karalanmış- tanrıçanın aslında kimi zaman hiç de kara olmadığını sezer. Ve önemlisi: Bu durumu da en fazla Kabala yardımıyla görür! Tabii seks kara bir kavram ise o başka… Ama eğer ki değilse; eğer ki cinsellik bu dar-ı dünyada insan oğlunun en kolay bulabileceği ve en sık yaşayabileceği mutluluk ve hazlardan ise; o zaman bu mutluluğu Lilith’in “şıpınişi veriverdiği” de bilinmelidir. Hem de en kısır koşullarda -hatta eşsiz kalındığında- bile... Lilith’in bu özelliği öyle ön plandadır ki, tertemiz ve aseksüel hahamlar dahi istemeye istemeye de olsa, ıkına sıkına, çamur ata ata bu niteliğini itiraf etmek zorunda kalmışlardır… çünkü çok kez başlarına gelmiştir adı geçen facia!<br />
<br />
Bakalım Rabbiler birbirlerini seksten korkutmak için 13. yüzyılda yazılmış olan ve Kabala’nın baş yapıtı sayılan Zohar adlı kitap ve diğer Kabalistik dokümanlarda Lilith’in cinselliğini -bir yandan itiraf ederken- diğer yandan da nasıl karalamışlar:<br />
<br />
Zohar Sitrei Torah 1:147b-148b<br />
Yakubun Yolculuğu<br />
<br />
“Kendini her çeşit mücevherle süsler,<br />
tıpkı erkekleri aldatmak için köşe başında poz verip bekleyen fahişe gibi.<br />
Ona yaklaşan aptalı yakalar ve öper,<br />
şarabın tortularını, engereğin zehirlerini döker.<br />
(Vampirler Dişidir Gerçekte adlı bölümde Lilith’in görünümlerinde Ekidna’nın engerek şeklinde betimlendiğini anlatmıştım).<br />
Bunu içtiği anda, onun peşinden sürüklenir.<br />
Gerçeğin yolundan dışarı sürüklenir.<br />
Aptalın önünde şıkırdattığı süslerini çıkarır,<br />
erkekleri aldatmak için takıp takıştırdıklarını:<br />
bir gül kadar kırmızı ve süslenmiş saçlarından,<br />
kulaklarından sarkan altı süsünden.”<br />
(Bu nokta da sevimli(!) Hesiodos’un “felaket tellalı” eserlerinde, kadınlar için nasıl da benzer tanımlamalar kullandığını kitabın Önsözünde okumuştuk. Aradaki acayip benzerliği bir kez daha görmek için baş sayfalara bir göz atıverin)<br />
Yatağı Mısır’dan gelmiş kumaşlarla kaplıdır,<br />
boynunda doğunun mücevherleri vardır,<br />
dudakları ayrılmış,<br />
ne güzel bir tuzaktır!<br />
Dili kılıç gibidir, kelimeleri yağ gibi kaygan,<br />
güzel dudakları gül kırmızısı,<br />
dünyanın en tatlı şeyleri kadar tatlı.<br />
<br />
Öte yandan bu demones sadece cinselliğini dekor olarak sergileyen biri de değildir. O karşısına çıktığı erkekler için arzudan yerinde duramayan bir kadındır da:<br />
<br />
Bacharach, ‘Emeq haMelekh, 84b, 84c, 84d<br />
“Ve o erkekleri en beklemedikleri zamanlarda boşaltarak yaptığı zinalardan kızışır”.<br />
<br />
Ne kötü bir kadınmış şu Lilith, nasıl da mutsuz etmiş erkekleri…<br />
<br />
Eğer siz, okuyucum olan beyler, için için “Öff ne kadın… Ama ben nereden bulacağım bu Lilith’i?” diye düşünüp üzüldünüzse bilin ki o sizin yatağınızın yanı başındadır… hem de en çok eşsiz ve yalnız kaldığınız gecelerde!<br />
<br />
Zohar I 19b<br />
“Lilith geceleri etrafta dolaşır ve insan erkeklerini taciz ederek onların kendilerini kirletmelerine sebep olur. O ne zaman evde yalnız uyuyan birini görse, önce etrafında dolaşır, sonra yapışarak arzu uyandırır… ve bunların hepsi ayın küçülmesi yüzünden olur”.<br />
<br />
Yani kısacası Lilith yalnız erkekler ile rüyalarında, en arzuladıkları şekilde ve en özledikleri kişi olarak sevişerek onların erotik rüyalar görmelerine neden bir güç. Boşalan meniler inanca göre Lilith’i döllüyor ve canavarların doğmasına neden oluyor. Bu nedenle çoğu din adamı geceleri cinsel organlarının üzerine haç koyarak uyurmuş zamanında! Aslında çağdaş insan kolayca anlar Lilith’in gerçekte erkekleri rahatlattığını ama cinselliği Şeytan icadı gören -İslam dışı- tek tanrılı dinlerin gözünde Lilith tabiidir ki canavar olmuş.<br />
<br />
Lilith -yalnız (eşsiz) erkeklerle sevişme- işlevini ise ilk kez olarak Adem üzerinde gerçekleştirmiş:<br />
<br />
Zohar 3:76b-77a<br />
“130 yıl Adem karısı Havva ile sevişmedi. Kabil, Habil’i öldürdükten sonra karısı ile olmak istemedi. Haham Yose der ki: Ölüm onun ve dünya üzerine geldikten sonra, o -ben korku için mi çocuk yapacağım?- dedi. Ama iki dişi spirit onunla sevişip çocuk doğurdular.”<br />
<br />
Zohar 1:54b-55a<br />
“Kabil, Habil’i öldürdükten sonra Adem kendini karısından ayırdı ve iki dişi spirit onunla birleştiler ve demonlar doğurdular. 130 yıl sonra Adem yeniden Havva ile sevişti ve Şit doğdu”.<br />
<br />
Bu iki spiritin Lilith ve Naamah olduğu öne sürülüyor, ama gece erkek ile sevişmekte başı çeken aslında Naamah.<br />
<br />
Zohar 3:76b-77a<br />
“Bir dişi çıktı ondan (Kabil’in ruhundan) ve yaratıklar onun ardınca sürüklendiler, adı Naamah idi. Ve o Naamah -ki bu gün bile vardır- ikamet ettiği yer Yüce deniz’dir (Esoterik bilgelikte Binah olarak geçen bu kavrama ilerdeki sayfalarda değineceğim). Ve oradan gelir, insanın oğullarıyla düşüp kalkar, onlarla rüyalarında kızışır, erkeğin arzusu neyse ona yapışır ve ona arzu duyar.”<br />
<br />
Bu arada çok çok önemsiz -daha doğrusu hahamlarca olabildiğince önemsizleştirilen- bir bilgi de vereyim: Naamah adının anlamı “zevkli ve zarif olan”. Doğrusu korkunç bir ifrite hiç de yakışmayan bir isim. Bu arada yine kıyı bucak saklanmış bir bilgiden daha söz edeyim: Kabalada bu demonesin tanrılara çok hoş şarkılar söylediği de yazılı.<br />
<br />
Lilith sadece erkeklere musallat değil; saf saf sevişen karı-kocaların da arasına girdiği için Yahudiler ciddi ciddi uyarılmış. Aman dikkatli olun, aklınızda bulunsun ki, sizi de yatağınızda bekleyen büyük bir tehlike var diye:<br />
<br />
Bacharach, 'Emeq haMelekh, 19c<br />
“Lilith sevişen her kadın ve erkeğin çarşaflarının arasındadır. Dökülecek her bir damlanın bile boşa gitmemesine çalışır. Çünkü o bunlarsız olamaz, bunlardan demonlar yaratır. Ve kutsal Zohar’da Lilith’i yataktan uzak tutmak ve aziz ruhları getirmek için gerekli bir tılsım da vardır.”<br />
<br />
Bacharach, “ Emeq ha-Melekh, 84d<br />
“Lilith’in -yüce Tanrı bizi korusun- bazı çocuklar üzerinde de hükmü vardır; kim ki karısı ile mum ışığında veya karısı çıplakken sevişsin”.<br />
<br />
Şu seks sırasında çıkan enerjinin metafizik dünyadaki bazı varlıkların canını fena sıktığını görüyorsunuz sevgili okurlar. Öyle ki, varlıklarını sürdürebilmek için kendilerine ters olan bu enerjiyi doğan canavarlar olarak nitelemişler.<br />
<br />
Lilith’den korunmak için -aslında gerçekte cinsellik sırasında boşalan enerjiyi minimize etmek, engellemek için- önerilenler bu kadar da değil:<br />
<br />
Zohar 3:19a<br />
“Lilith’e karşı çare şudur: Bir adam karısıyla beraber olacağı zaman aklını sadece efendi’nin kutsallığına vermeli ve şunu demelidir:<br />
<br />
“Sen, kadifeye sarılı olan, sen göründün!<br />
Bırak, bırak! Gelme de, gitme de! Ne sen, ne de seninkiler!<br />
Git, git! Deniz köpürüyor, dalgalar seni çağırıyor.<br />
Ben Tanrıya yapıştım, kendimi Kral’ın kutsallığına sardım”.<br />
<br />
Bunları söyledikten sonra kendi ve eşinin başını bir saat örtüp beklemeli ve işleri bitince de yatağın çevresine temiz su serpmelidir.”<br />
<br />
Kötülükten korunma yöntemi bu… Bence denemeyin bile!<br />
<br />
Olayı okültizm açısından birazcık deşersek -yukarıda da söylediğim gibi- kimi negatif enerji yüklü metafizik varlıkların, saf pozitif enerji olan cinsellik enerjisinin yaygın olduğu diyarlarda var olamadığı gerçeğini buluruz. Tüm realiteleri bir çeşit enerjiler (klasik anlatımıyla tanrılar) savaşı olarak gören okültizm, Lilith gibi varlıkların, aslında cinsel enerjiyi açığa çıkarmaya -yani insan oğlunu uyarmaya- uğraşan, insan dostu güçler olduğuna inanır. “Peki, bu varlıklar cinselliği savundukları için neden insan dostu sayılmalıdır?” diye bir soru soranınız varsa benden öğüt ya eşini değiştirsin veya hemen terapi seansına başlasın!<br />
<br />
Şaka bir yana, bilim adamları insan beyninin üç işlev sırasında -sadece mutluluk hormonlarını salgılamakla kalmayıp, bunun yanı sıra bir çeşit ışık da oluşturduğunu saptamışlar. Bu işlevler ne mi? Hemen yanıtlayayım: Yemek, müzik ve tahmin ettiğiniz gibi seks…<br />
9. UZUN UZUN SAÇLAR<br />
(Talmud’da Lilith)<br />
<br />
Talmud bir diğer yahudi bilgeliği kitabı. Sözcük anlamı musevice “çalışma, ilim” anlamındaki Talmud, 3. yüzyıl başlarında son şeklini almış bir kitap. İçine sözlü olarak yayılan gelenek ve inançlar da katılmış. Çok saygı görmekte bazı dinsel-mistik çevrelerde. Alphabeth Ben Sira gibi az-biraz “cavaloz” değil.<br />
<br />
Talmud Lilith’den de söz ediyor, Havva’dan da. Ama Lilith’in ilk Havva, yani ilk kadın olduğu bilgisi yok burada. Talmud’un Havva’sı, bizim bildiğimiz Havva ile aynı.<br />
<br />
Lilith’in seksiliği Talmud’da da yer alıyor; ve de Havva yokken Adem ile yattığı…<br />
<br />
b. Erubin 18 b<br />
“Haham Yeremeye ben Eleazar dedi ki: - Cennetten atıldıktan sonraki yıllarda, Adem Havva’dan ayrı kaldığında birsürü cin ve demon’un babası oldu-. Haham Meir dedi ki: - Adem, dünyaya ölümü getirdiğini anlayınca çok dindar oldu ve 130 yıl karısından ayrı kalıp perhiz yaptı; incir yaprağı ile örtündü. Islak rüyalar görünce de kötü cinlerin babası oldu”.<br />
<br />
b. Erubin 100b<br />
“Lilith’in uzun saçları vardır”.<br />
<br />
b. Nidda 24b<br />
“Lilith insan görünümünde bir demoness’dir ama kanatları da vardır”<br />
<br />
b. Shabbat 151b.<br />
“Haham Hanina dedi ki: -Kimse evde yalnız uyumamaya çalışmalıdır, çünkü kim evde yalnız uyursa Lilith ona hakim olur”.<br />
<br />
b. Bava Bathra 73a-b<br />
“Haham bar bar Hana dedi ki: -Bir keresinde Lilith’in oğlu Hormin’i görmüştüm, Mahoza savaş alanında koşuyordu. Şeytanların meclis bunu duyunca, kendini gösterdiği için onu öldürdüler”.<br />
<br />
Görüldüğü gibi Lilith Talmud’da uzun saçlı, kanatlı ve seksomanyak bir varlıktır. Çocuk katilliğinin ise adı bile yoktur ortada. Havva ise bildiğimiz gibi Ademin karısı olan ilk kadındır. Büyük Günah’dan sonra Adem’den ayrı düşmüştür.<br />
<br />
10. İLK KADIN KİMDİ?<br />
(Midraşlarda Lilith)<br />
<br />
Midraşları detaylı olarak tanımlamak istersek Tevrat’taki tutarsızlıkları gidermek amacıyla, 2. Yüzyılda doruğa ulaşan karmaşık bir yorum sistemi olduğunu söyleyebiliriz. Kelime anlamı “izah ve araştırma” olan midraş, araştırma anlamındaki “daraş” sözcüğünden türemiş. Kimi yerde kutsal kitabın klasik yorumuna ters düşmek pahasına da olsa, yazılanların görünür anlamından çok, içindeki “ruhu” araştırma gayretinde. Tevrat tutarsızlıklarını çözümleme ve böylece yeni anlamlar oluşturma metodu olarak kabul ediliyor. Talmud da midraş koleksiyonlarından ve yorum kanunlarından türemiş zaten.<br />
<br />
Midraş’lar, Talmud’dan farklı olarak bir “ilk kadının” varlığından söz ediyorlar; ama bu kadının Lilith olduğu konusunda herhangi bir bilgi vermiyorlar. Tekvin Rabba midraşlarında Haham Hiya’ya göre tekrar “toz” olmuş (22:7). Hiya’nın oğlu Yahuda ise Adem’in ilk kadını kanlar içinde yaratılırken görüp iğrendiği için yeniden yok edildiğini ve Adem’e yeni bir Havva yapıldığını öne sürmekte (18:4) 37.<br />
<br />
11. LILITH’E KARŞI LILITH<br />
<br />
Lilith’in karakteri garip biçimde çelişiktir demiştim önceden. O hem çocuk katili vampirdir, hem de erkekleri deli eden fahişe...<br />
<br />
Çelişkiler Musevilik öncesi kültürdeki kimliğinde de izlenebilir. Örneğin eski Yuna dininin Lilith’i Lamia’yı ele alalım; Lamia’yı kundaktaki çocukları kaçırırken gösteren rölyefler çoklukla ele geçmiştir; ama bazı rölyeflerde ise Lamia bir yolcunun üzerinde ata biner gibi oturmuş şekilde -yani Hristiyanlığın yasakladığı pozisyonda- kadın üstte sevişirken görülmektedir. Yılan-kadın Ekhidna ise hatırlayacağınız gibi Typhon’un karısıdır; ama Vampirler Dişidir Gerçekte bölümünde anlattığım gibi Pontos Eukseinos’un Yunan kolonileri sakinleri, Ekhidna hakkında oldukça farklı bir efsane anlatırlar: Bu efsaneye göre, Skythia’ya gelen Herakles, at sürülerini otlamaya bırakarak uyur, uyandığı zaman atları bulamaz. Onları ararken, bir canavarla karşılaşır. Bir mağarada yaşayan Ekhidna, Herakles’e, eğer kendisiyle aşk beraberliğine razı olursa, atlarını kendisine iade edeceğini dair söz verir. Herakles bunu kabul eder ve böylece ikisinin üç çocukları olur; Agathyrsos, Gelonoi şehrine adını veren Gelonos ve kanlı bir soy olan Skythler (İskitler) ırkına adını veren Skythes.<br />
<br />
Öte yandan Sümer- Babil inancının çocuk katili Lamashtu’su bazı rölyeflerde aynı bedene sahip iki başlı bir yılan olarak gösterilir, ama yılanların başlarından biri bir yöne, diğeri diğer yöne bakmakta ve sanki ortak vücudu iki ayrı yöne çekmeye çalışmaktadırlar.<br />
<br />
Etimolojik bir araştırma da Lilith hakkında garip sonuçlara götürebilir kişiyi: Sümerce “Lil” hava demektir. Orneğin baş tanrı, fırtına tanrısı Enlil’in adı, En (Tanrı) ve Lil (hava) sözcüklerinden oluşmuştur. Lilith ile ilgili kullanılmış en eski terim olan Lilinin çoğulu ise “ruh, spirit” anlamındaki Lilitudur. Enteresan nokta ise Sümerce bazı zıt anlam taşıyan kelimelerin Lilith ismi ile olan fonetik benzerliğidir. Örneğin şehvet sözcüğünün karşılığı “Lulu”; lüks ve rahatlık anlamındaki kelime ise “Lalu”dur. Öte yandan kötülük, “Limnu” şeklinde söylenir. Yani şehvet ve kötülük… Lulu ve Limnu… İlginç değil mi?<br />
<br />
Sümer- Babil inancında ise Ardat- Lili adı ile görülmüştür Lilith. Ardatu, evlilik çağındaki genç kız, Ardat Lili ise genç dişi spirit anlamına gelmektedir. Görevi ise erotik rüyalara neden olup, erkeklerin semenini ve gücünü almaktır.<br />
<br />
Belit- tseri, yeraltı tanrıçası korkunç Ereshkigal’in önünde eğilen kötü güçtür.<br />
<br />
Beletseri ise yeraltında insan aktivitelerinin kaydını tutan ve ölümden sonraki yargı gününde öğüt veren bir tanrıçadır. Ona “Çöl Kraliçesi” de denir ve Saba melikesi kimliğinde görünüp tüm Etyopya ve Arabistan’a tek tanrılı dini götüren kadındır.<br />
<br />
Belili, eski Ana Tanrıça’nın oğlu Tammuz -diğer bir kültürdeki adıyla Dumuzi’nin- kızkardeşidir. Ningishzida’nın karısıdır ve diğer adı “her zaman ağlayan”dır. Belki de bu nedenle araştırmacılar onu Niobe ile eş tutarlar. Niobe’yi bir sonraki bölüm olan Fahişe Ana’da anlatacağım.<br />
<br />
Mylitta adıyla -Babil ve Asur’a yansımış şekli ile- verimlilik ve çocuk doğumu tanrıçasıdır.<br />
<br />
Belet-lli olarak ise Sümer’de rahim tanrıçası olarak saygı görür.<br />
<br />
Neden birbirine zıt özellikler taşıyor Lilith? Ama her kültürde aynı zıt özellikleri? Hiçbir zaman -diyelim- çalışkan ve tembel; ya da cesur ve korkak gibi nitelikler değil? Zıtlık daima cinsellik+ kötülük ile sınırlanmış cinsellik+temizlik çelişkisi ile sınırlı kalıyor.<br />
<br />
Her zaman değil! Ana tanrıça “göğün kutsal fahişesi” lakabı ve İnanna adı ile anıldığı dönemde yine ana tanrıçanın kendine zıt özellikler taşıyan bir kız kardeşi vardı. Ama o zamanlar henüz cinsellik karalanıp “suç” olarak ilan edilmediği için İnanna’nın kız kardeşi Ereşkigal iyiliği, erdemi veya temizliği değil; ölümü ve acıyı yönetmekteydi! Yer altında yaşardı… korkunçtu Ereşkigal… Kimse onu sevmez, kimse tapmazdı.<br />
<br />
Yine Kabalaya göz atarsak, bu ikiliğin nedenini çözmenin Kabala içinde de mümkün olduğunu görürüz, çünkü Kabala adı geçen zıtlığın nedenini -yine kıyı bucak da olsa- açıklamaktadır.<br />
<br />
Moses Cordovero, Pardes Rimmonim 186d<br />
“Eskiler iddia ettiler ki iki tane Lilith vardır. Büyük ve Küçük. Büyük olan Samael’in karısıdır, fahişe olan odur; küçük olan ise Ashmodai’nin karısıdır”.<br />
<br />
R. Ya'aqov and R. Yitzhaq<br />
“Tüm demonların büyük kralı Samael, Büyük Lilith ile; demonların kralı Asmodai ise Küçük Lilith ile sevişmiştir.”<br />
<br />
Böylece androgynous olanın; yani Samael ile bütün doğanın; ve de Havva’nın benzeri yapı taşıyanın “Büyük Lilith” adını aldığını görmüş olduk. Hemen ekleyeyim ki seksli yapısı nedeniyle fahişe olarak anılan da o.<br />
<br />
Kabala Büyük Lilith’in erkekleri baştan çıkaran Lilith olduğunu itiraf ediyor kendi ağzıyla. Peki o zaman neden biz de vampirlik ve çocuk katilliğinin Küçük Lilith’in işi olduğunu düşünmeyelim? Büyük Lilith cinsel enerji ile beslenen bir ortamın varlığı ise, diğerine de çocuk canı ile beslenen bir ortamın varlığı olmak kalır. Yani vampir tanrılar ortamının…<br />
<br />
Aslında bu düşünce de eski yazılarda -asla doğrudan itiraf edilmese de- dolaylı olarak kabullenilen bir gerçektir; çünkü Kabala’ya göre bu iki Lilith birbirine ölümcül düşmandır:<br />
<br />
R. Ya'aqov and R. Yitzhaq<br />
“Ve onlar savaştılar; Küçük Lilith ile Büyük Lilith arasında savaş”.<br />
<br />
Moses Cordovero, Pardes Rimmonim 186d<br />
“Yargı günü geldiğinde çöle savaş durumunda çıkacaklar ve o acı çığlıklar atacak, çünkü çığlık atma prensesidir. Ve onlar kutsal yargı günü karşılaştıklarında çölde çarpışacaklar; her ikisi de çabalayacak, ta ki sesleri göğün en yükseğine ulaşana dek, ve toprak feryatlarından titreyecek”.<br />
<br />
İÖ. 6 veya 7. yüzyıl olarak tarihlendirilen -ve türünün tek örneği olan- bir plaka sanırım bu “iki ayrı Lilith” düşünceleri doğrulamakta. Kuzey Suriye, Arslan Tash’da bulunan bu kabartmanın koruyucu bir tılsım olduğuna inanmakta arkeologlar… yeni doğan bir bebeği korumayı hedefleyen bir tılsım. Ve de içinde Lili kelimeleri geçmekte.<br />
<br />
Tılsımın tek yanında adı çözülememiş bir tanrı var. Elinde bir asa ile yürümekte. Diğer yandaki şekiller ve yazı ise çok ilginç: Kabartmada birbirinin üzerinde iki yaratık görülmekte; altta kadın-kurt karışımı bir varlık, bir çocuğu yemekte. Bunun üzerinde ise sfenks’e benzeyen bir kadın, sanki altındaki yaratığı kontrol etmeye çalışmakta.<br />
<br />
Yazılar da -üzerinde biraz düşünülecek olursa- çok şey açıklıyor.<br />
<br />
Sfenks’in üzerindeki yazı şöyle:<br />
“Ey karanlık odadaki uçan demones;<br />
Hemen yola çık, ey Lili!<br />
(Rosenthal’ın tercümesine göre “tekrar tekrar yola çık”)<br />
<br />
Dişi kurtun üzerindeyse şunlar yazıyor:<br />
Ey, hırsız dişi katil,<br />
Defol git!<br />
<br />
Tılsımın çevresi boyunca da yazılar yer almakta ama bunun hamile kadına hitaben yazıldığı sanılıyor:<br />
“Rahmi açılacak ve doğum yapacak!<br />
Güneş yükselirken, doğum sancısı çekecek ve doğum yapacak!”<br />
<br />
Görüldüğü gibi tılsımda anne ve bebeği ilgilendiren iki varlık var; katil dişi kurt ve koruyucu sfenks. Yani yine ikilik. Bu arada Mısırlı sfenksin sanıldığı gibi piramitlerle yaşıt -ortalama 5000 yıllık- olmayıp, çok daha eskiden kalma olduğunu Bostan üniversitesi jeologlarından Robert M. Schoch ortaya atmış bulunmakta. Bu savın tartışmaya açtığı soru ise şu: İÖ. 5000 öncesindeki ilkel insanlar bu eseri nasıl yaptı? Bu konuda tüm bilim adamları her nasılsa aynı noktada uzlaşıyor ve böyle bir şeyin gerçek olamayacağını kabul ediyorlar. R. M. Schoch’un teorisi eğer kanıtlanabilirse, o devirlerde bizlerin bilmediği uygar toplumların yaşadığı gerçeği ortaya çıkmış olacak ve tüm tarih kitapları baştan yazılmak zorunda kalacak!<br />
<br />
Bu minik nottan sonra yine konumuza dönelim: Peki bu varlıklardan her ikisi de Lilith ise -daha doğrusu Büyük ve Küçük Lilith ise- işler biraz daha çatallaşıyor… Şimdiye dek Büyüğün fahişeliğini, yok efendim erkek düşkünlüğünü, semen avcılığını öğrendik. Peki insan sormaz mı “bu bebek koruyuculuğu ne iş?” diye.<br />
<br />
Önümüzdeki bölümde biraz da Lilith’in bebek sevgisine ve anneliğine değinelim ve bakalım fahişe-anne nasıl oluyor?<br />
<br />
12. FAHİŞE ANA<br />
<br />
Lilith’in ismi çok… Sadece ismi mi? Tezahürü de… Her kültürde farklı farklı görünmüş… gibi geliyor insana. Oysa hiç de değil. Sadece iki kimlik olarak çıkıyor karşımıza; fakat yıkıcı kimlik ön planda, olumlusu ise -nedense- gölgede olduğundan Lilith daima kötü olarak tanınmış.<br />
<br />
Örneğin eski Yunan dininde Lilith, çocuk hırsızı Lamia ve yılan-kadın Ekhidna’dan başka Eileithyia veya Llithya olarak tanınıyor. Belki şaşacaksınız ama Eileithyia da, Llithya da doğum tanrıçası!<br />
<br />
Öte yandan Ekhidna da bir ana; her ne kadar canavarlar doğurduğu söylense bile öyle üretken bir ana ki, yeryüzündeki tüm canavarları onun doğurduğu söyleniyor. Çocuklarının biri ise tanıdık: Mısır’daki Sfenks! (Hesiödod Theogonia: 326; Apollodoros Bibliotheke: II, 5,8; Sophokles Kral Oidiphus: 391; Diodoros Sicilicus: İV, 63; Pausanias: İX, 26, 2). Bazı kaynaklarda Orthros'tan, bazılarında ise Typhon’dan olan çocuğu. Geçen bölümde, Arslan Tash’da bulunan tilsimda çocuğu kürt- kadına karşı koruyan Lili adlı sfenks’i ve verdiğim kısa bilgiyi de hatırlayın. Demek ki Ekhidna her zaman bildik canavarları değil, çocuk koruyucusu olan alışılmadık bir canavar da doğurmuş!<br />
<br />
Lilith’in Mezopotamya’daki görünümünün adı Belit-ili. Şu işe bakın ki Belit-ili de çocuk doğumunu yöneten bir ana tanrıça. En önemlisi de adının anlamı “Tanrıların Hanımı”.<br />
<br />
Kabala bile -“bile” dediğim için kusuruma bakmasınlar- Lilith’in tüm çocuklarla ilişkili olduğunu kabul etmiştir. Ama tabii her zamanki gibi üzerine kara çalınmış hikayelerle. “Tabir caizse” böylesine korkmuşlar Lilith’den Tevrat’çılar.<br />
<br />
Zohar 1:19b<br />
“Lilith doğduktan sonra hemen “küçük yüzlere” doğru gitti (küçük yüzler’in doğmamış bebeklerin ruhları olduğu sanılıyor). Kendini onlara yapıştırmayı, onların şekline girmeyi ve onlardan ayrılmamayı istedi. Ama kutsal olan -o çok kutsansın ki- onu onlardan ayırdı ve aşağılara yerleştirdi.<br />
(...)<br />
Sonra kutsal olan -o çok kutsansın ki- Lilith’i denizin derinliklerinden çıkarttı (denizin ne anlama geldiğini de bir sonraki bölümde anlatacağım) ve tüm çocuklar üzerinde güç verdi, kimki babasının günahı yüzünden cezalandırılmaya mahkumdur”. Sevgili Yahweh’imiz (Tevrat tanrısı) babasının yüzünden çocukları cezalandırmayı pek sever zaten. Çıkış 20:5 “... babalar günahını çocuklar üzerinde, üçüncü nesil üzerinde ve dördüncü nesil üzerinde arayan ... kıskanç bir tanrıyım”).<br />
<br />
“Lilith çocuklarla ilişkili, tamam, ama belki de onları öldürmek için?” diyeceksiniz, biliyorum. Ama karar vermekte acele etmeyin, çünkü Lilith’in çocukları sevdiği üzerine bazı bilgiler de bulunmakta!<br />
<br />
Eski musevilerin bir inancı varmış; bir çocuk uyurken gülerse Lilith’in onun yanına geldiği ve bebeği okşadığına inanılırmış. Bilmem bebeklerin kimilerinden daha akıllı olduğunu söyleyebilir miyiz? Ama çocuk aklına uymayan ebeveynler, bu durum karşısında hemen hahamların laflarını hatırlar ve Lilith’i kovmak için çocuğun burnuna vuruverirlermiş (Alan G. Hefner ve Christeos Pir).<br />
<br />
78 Bacharach, ‘Emeq haMelekh, 84c<br />
“Ve işte bir bebeğin uykuda gülmesinin sırrı budur, çünkü Lilith onunla oynuyor demektir. Ve ben işittim ki bir bebek Sabbat gecesi (İbranilerin kutsal bir günü) veya ay büyürkenki gecelerden birinde de gülerse; annesi veya babası veya onu gören biri burnuna vurup demelidir ki: -Git buradan, sen lanetli olan, burada duracak yerin yok senin-".<br />
<br />
Çocukları sevmesinin gerisinde kendinin de bir ana olmasının etkisi olabilir mi? Sanırım evet, çünkü hatırlayacak olursanız Lilith doğurgan bir anadir da:<br />
<br />
Zohar 2:267b<br />
“Ve dışilerin en altındaki dışı. O tüm demonların anası Lilith’dir”.<br />
<br />
Zaten Lilith ana olmasının ötesinde çocuklarını kaybetmiş bir anadir da. (Burada bir kez daha Kerameti Kendinden Menkul bir Kitap adlı bölümde sözünü ettiğim Alphabeth Ben Sıra’daki öyküyü okumanızı öneririm. Ayrıca çocuklarını kaybetme teması Zohar da geçmişti:<br />
<br />
b. Bava Bathra 73a-b<br />
“Haham bar bar Hana dedi ki: -Bir keresinde Lilith’in oğlu Hormin’i görmüştüm, Mahoza savaş alanında koşuyordu. Şeytanların meclis bunu duyunca, kendini gösterdiği için onu öldürdüler” ;<br />
<br />
Lamia’nın da çocuklarını namuslu Hera’ya kurban verdiğini anımsayın.<br />
<br />
Belki de Lilith bu yüzden insanların çocuklarını sevmeye beşiklerinin başına gelmektedir -ya da gelmeye çalışmakta- çünkü Alphabeth Ben Sıra’da, Lilith’in, Adem’den kaçmasının cezasını her gün 100 çocuğunun öldürülmesi olarak göreceğini öğrenmiştik. Peki, demonlar doğuran Lilith değilse, kim çocuk katilidir burada?<br />
<br />
Gariptir ki Lilith ile -Lilith’in her gün 100 çocuğunu öldürecek olan üç kutsal melek- Snvi, Snsvni ve Smnglof arasındaki olayı anlatan mite çok benzeyen bir diğer mit eski Yunan dininde de bulunmaktadır. Bu kez olayın canavar kadın kahramanı demones Gello; üç kutsal erkek ise Sınışıus, Sınies ve Sinodorus adlı kutsal kişizadelerdir.<br />
<br />
Öyküyü bize ünlü antik çağ ozanı Sappho anlatıyor; oysa ilginçtir ki, bir başka yazısında da tanıdıklarından birini tanımlarken “çocukları Gello’dan bile fazla sever” diyor. Oysa Gello öyküde yine iğrenç bir çocuk hırsızı görünümünde.<br />
<br />
Gello’nun pedofiliyak olduğunu da öne sürüyor Sappho. Çocukları cinsel yönden uyardığını yani… Yoksa dolaylı olarak cinsel enerjiyi bebeklikten bilinç altında uyandırdığını mı?<br />
<br />
İşte burası çok önemli; çünkü eğer Lilith Gello ise -ki böyle olduğunu az sonra göreceksiniz- Lilith’in de çocukların yanına sadece “biçi biçi” yapmak için değil, basbayağı cinsel yönden uyandırmak için yaklaştığını öne sürebiliriz. Bir diğer deyişle insanoğluna daha yaşamının en başındayken belli enerjileri tanıttığını…<br />
<br />
Cinsel enerjinin yoğun olduğu ortamda var olamayan bir diğer enerjiyi düşünün; o ne yapacak? Doğal olarak cinsel enerjiyi yayan gücün önünü kesmeye çalışacak. Lilith’i çocuklardan uzak tutmak için insanların gözünü akıl almaz hikayelerle korkutacak. Zaten araştırmacı Alejandro Arturo Gonzalez Terrizia, Gello’yu şu sözlerle özetlemektedir: “Gerçekte Gello, Lesboş adasında yaşayan, çocukları çok sevse de anne olamadan olmuş bir hanımdır. Halk inanışlarına göre bazı geceler büyütemediği çocukların yanına gelip onları karanlıkta kollarına alır”.<br />
<br />
Gello’yu kısaca tanıdıktan sonra öyküye geçelim: “İmparator Trajan zamanında Meletine adında bir kadın yaşardı. Altı çocuğu kötü ve pis Gylü tarafından çalınmıştı. Yedinci defa hamile kaldığında kendini bir kuleye kapatıp doğumu beklemeye koyuldu. O günlerde Meletine’in kardeşleri olan aziz Sınıus, Sines ve Sinodorus onu ziyarete geldiler. Kadın kapıyı açınca kötü Gylü içeri fare şeklinde girip yedinci çocuğu da çaldı. Azizler fena halde üzüldüler bu duruma, tüm güçleri ile Tanrıya yakardılar. Tanrı da bir melek yollayıp Gylü’yü “Lybanum”a kadar kovalattı. Melekleri gören Gylü da kendini denize attı (Lilith’i de Kızıl Deniz’de yakaladıklarını anımsayın). Ama melekler Gylü’yü yakalayıp işkence ettiler ve yedinci çocuğu geri vermesini emrettiler”.<br />
<br />
Öykü böylece sürüyor ama sonunda melekler çocuğu alıyorlar. Öykünün sonundaki Gylü’nün sözleri ise çok aşina… “Ey azizler, beni taşlamayın, güneşin dairesi ve ayın boynuzları adına yemin ederim ki, neredeki sizin adlarınız yazılıdır, ama benim oniki buçuk adım, ben o eve yaklaşmayacak, 3000 mil öteye kaçacağım”.<br />
<br />
Bu arada, o unutulmuş eski ana tanrıçanın kutsal sayısının da “13” öldüğünü belirteyim! Ne tuhaf… bu da en uğursuz sayı diye tanınır. Hele ayın 13’u Cuma’ya gelirse… Az mı film vardır “13. Cuma” diye. Şimdi hatırladım; Cuma da tanrıçanın günü diye tanınırdı eskilerde. Bilmem Cuma gününün astrolojide mutluluk ve güzellik planeti Venüs’ün günü olduğunu söylememe gerek var mı?<br />
<br />
Ah o Tevrat’çılar… Ah o İncil’ciler… Ah o eski Yunan dini izleyicileri; Theogonia’cılar…<br />
<br />
Neler neler yaptılar cinselliği yok etmek, ya da cinsel enerjinin yaygın bulunduğu ortamlarda nötralize olan/ yök olan bir diğer enerjiyi güçlendirmek için. Katolik papazlarını bu dünyada aseksüel yaşatmaya dek… Oysa söylemeden geçemeyeceğim; dinimizde -üstürüplü olmak kaydıyla- cinsellik yasaklanmadığı gibi teşvik bile edilir. Peygamberimizin az mı ayeti vardır seks ve sevişme üzerine.<br />
<br />
Lilith’in başına gelen çocuklarının “temize havale edilme işlemi” önceden de tekrarlandı Zeus’cular arasında. Kim miydi o zamanki ki kurban? Niobe, Hekabe ve daha kim bilir bilmediğim, hatırlayamadığım kimler? Zaten Lamia da çoğu bilgine göre Libyalı değil, Lidya’lidir. Anadoludaki anaerkil Lidya için söylenecek ne çok şey var bilseniz. Yılan-kadın Ekhidna’nın da Kılıkya’lı -yine Anadolu’lu- öldüğünü da duyunca artık eminim şaşırmayacaksınız.<br />
<br />
Niobe ve Hekabe’nin kimliğini bilgin Azra Erhat’dan dinleyerek bu bölümü kapatalım: “Niobe, babası Tantalos ve kardeşi Pelops gibi Anadolu’ya özgü efsanelik bir tiptir. Bu üç kişinin efsanesi de Anadolu’da kaynak bulur, oradan Yunanistan’a yayılır ve yerli Yunan efsanesi gibi gösterilir.<br />
<br />
Niobe, babası Tantalos’un kral olduğu Sipylos (Manisa) dağının yöresinde doğmuş ve yaşamaktadır. Ama efsaneye göre Niobe, Thebai kralı Amphion’la evlenmiş ve ondan birçok çocukları olmuştur. Dramı da çok çocukları olmasından ileri gelir”<br />
<br />
Homeros, İlyada XXİV, 603 vd.:<br />
Güzel saçlı Nıobe,<br />
Oysa on iki çocuğu olmuştu sarayında,<br />
Altı kızı, ergen altı oğlu.<br />
Apollon öfkelenmişti Niobe’ye,<br />
Öldürmüştü oğullarını gümüş yay ile,<br />
Kızlarını da okçu Artemis oldurmuştu,<br />
Niobe güzel yanaklı Leto ile bir tutuyordu kendisini,<br />
Diyordu Leto iki çocuk doğurdu, bense bir düzine.<br />
İki kişi, Apollon’la Artemis, öldürdü hepsini.<br />
Ölüler yatıp kaldılar kanlar içinde,<br />
Kimsecikler yoktu onları gömecek,<br />
Herkesi taşa çevirmişti Zeus.<br />
Göklü tanrılar gömdü ölüleri onuncu günü,<br />
İşte o gün yemek geldi Niobe’nin aklına,<br />
Göz yaşı dökmekten yorgun düşmüştü.<br />
Bugün Sipylos kayalarında işsiz doruklarında,<br />
Akheloos ırmağı kıyısında oynasan şu perilerinin<br />
Yatakları var derler ya, işte oralarda,<br />
Tanrı buyruğüyle taş olmuştur Niobe,<br />
Yüreğine sindirir durur acılarını”<br />
<br />
Yine Erhat’a dönelim:<br />
“Bugün de Manisa’da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır, göz yerindeki oyuklarından şu sızar; ağlar durur yaşlı ana yitirdiği bunca çocuklarına. Ama birkaç kilometre ötede, Sipylos dağının yamaçlarında, çalılıklar arasında başka bir kaya, Ana Tanrıça Kybele’nin anıtı vardır Manisa’da. Kybele anadir; Niobe Anadir; analıkta her olumluden üstün olduğunu açığa vuran Leto. Bunlar hep aynı inanç ve efsane zincirinin halkalarıdır. Niobe kayasının biraz ötesinde Mesir bayramı kutlanır bugün de Manisa’da, bir bahar ve bereket bayramıdır bu, camiden aşağı halka atılan kutsal macunlar kısırlığı önler, doğurganlığı kamçılarmış. ……………. Anadolulu Ana Tanrıça kültü anaerkil bir toplum düzenine dayanır, üretilen varlığın babası aranmaz, üretme önemlidir ve anaç varlık taşır çocuğun yaşamı boyunca sorumluluğunu ve gururunu”.<br />
<br />
İşte Niobe bu…<br />
<br />
Şimdi onu birde Ovidius’tan dinleyelim<br />
<br />
Ovidius, Dönüşümler; Vİ, 300:<br />
“En genci kalmış birçok kızından, onu isterim diye, bağırmış; ölmüş uğrunda yalvarıp yakardığı kızı da. Birçok oğlu, kocası, kızı gittikten (öldükten) sonra yapayanlız kalmış ortada Niobe. Onu da acı uyuşturmuş, kıpırdatamıyor artık saçlarını esen yeller, kansız yüzü renksiz, gözleri de oynamaz olmuş üzüntüden. Candan iz kalmamış, kaskatı kesilmiş dili damağında, kan dolaşmaz artık damarlarında. Ne boynu bükülüyor, ne kolları deviniyor, ne ayağı yürüyebiliyor, taşa dönüşmüş bağırsakları bile. Korkunç bir kasırga kavrayıp götürmüş onu yurduna. Orada, bir dağın doruğunda durur ıslak, bugün bile gözyaşı döker orada bu mermer”.<br />
<br />
Hekabe ise yine anaerkil Anadolu krallıklarından Truva kralı Priamos’un karısıdır. Priamos onu ondokuz çocuğunun anası olarak tanıtır.<br />
<br />
İlliada XXVİ, 492<br />
“ Oysa benim bahtım ne kadar kara,<br />
Yiğit oğullar yetiştirdim yaygın Troya’da,<br />
Ama kalmadı bana onların hiç biri.<br />
Geldiği gün Akhaoğulları buraya<br />
Oğullarım vardı benim elli tane,<br />
On dokuzu bir ana karnından doğurmuştu,<br />
Ötekileri saray kadınları vermişti bana”.<br />
<br />
Azra Erhat:<br />
“Hekabe çocuklarını bir bir yitirdikten, korkunç yıkım ve işkencelerine tanık olduktan sonra, gözü dönmüş, köpek gibi kudurup saldıran anaç varlığın simgesi olmuştur. Kimi efsanelerde onun evlat açısına dayanamayarak gece, gündüz uluyan bir dışı köpek haline dönüştüğü de ileri sürülür”.<br />
<br />
Zaten bu Ana Tanrıça tapınıcısı -Anadolu’lu- kadınlar çok çekmiş Zeus'culardan. Bir örnek de Arakne. Lidya’lı Arakhne… Genç kızların seks yaşamlarına fahişelikle başlamalarının doğal sayıldığı; bu “sanat” ile topladıkları parayla çeyiz düzdükleri; kraliçelerinden Omphale’nin Herkül’ü bile yanında seks kölesi olarak tuttuğu; krallığın babadan oğula değil, kraliçenin evlendiği erkeğe geçtiği (anaerkil); tarihe yakıp yıkmalarından çok “özgür” yaşamlarıyla geçmiş olan ve yakıp yıkıcı Persler elinde yıkılan Lidya’lı! Güzel bir kızmış Arakne; -güya- "dokumacılıkta benim üstüme hiçbir tanrıça bile yok" dediği için Athena tarafından örümcege çevrilmiş. Psikolojideki örümcek korkusu "arachnophobia" ya isim annesi olmuş zavallı.<br />
<br />
Yalnız kadınlar mı? Arakhne’nin kardeşi Phalanx’da erkekgemen tanrıların hışmından kurtulamamış. Bir “rivayete” gore kız kardeşine aşık olup onunla seviştiği için… bir diğer inanışa göreyse tanrılardan çok daha iyi silah yaptığı için…<br />
<br />
Niobe'nin babası Tantalos, kendine özel "dizayn" edilmiş bir işkenceye uğratılmış. Günümüzde bile kişiyi canından bezdiren durumlar için kullanılan "Tantalos işkencesi" sözcüğü buradan doğmuş.<br />
<br />
Yine anaerkil krallıklardan Truva’lı Ganymedes de kötü bir “akıbete” uğramış. Zeus onu kaçırıp “oğlanı” yapmış.<br />
<br />
Son Truva veliahtı Triolos ise Truva katili -pardon- kahramanı Akhilleus tarafından tecavüze uğramış.<br />
<br />
Niobe'nin erkek kardeşi Pelops da Zeus’un kardeşi Poseidon tarafından kaçırılıp, "kötü emellerine" alet olmuş.<br />
<br />
Marsyaş adlı satır (satırın keçi ayaklı seks düşkünü Anadolu tanrısı olduğunu önceden anlatmıştım) Apollon'dan güzel kaval çaldığı için derisi yüzülmüş...<br />
<br />
Örnek öyle çok ki Yunan dininde. Kurbanlar genelde (ana, annelik dolu) Anadolu’lu ve Anatanrıça dinine inanmış kişiler. Gerçekte böylelikle anlatılan erkekegemen tek tanrılı dinlerin yavaş yavaş yayılarak paganizmi yok etmeye koyulmaları.<br />
<br />
Son olarak belirteyim ki, Diodors, Bibliotheke XX 41, 3-6’da Lilith ile estütülan Lamia’nın güzeller güzeli Libya veya Lidya kraliçesi değil; Frigya kraliçesi olduğunu yazar. Frigya ise Anadolu’da Afyon-Karahisar bölgesinde kurulmuş çok önemli bir krallıktır. Anaerkil bir krallık… Ana tanrıçaya tapan ve ona -dünyaca tanınan- Kibele ismini veren krallık… İnsanlık tarihinin en ünlü anatanrıça tapınıcıları… Ve hemen belirteyim ki Niobe, Tantalos, Pelops ve Marsya da Frigya’lidir!<br />
<br />
13. DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜRKEN<br />
<br />
Lilith ile ilgili tarafsız olabilmek -en azından hakça davranabilmek için- söylenmesi gereken herşeyi, tanıtılması gereken her kaynağı sizlere sundum. Şimdi biraz da kendi inançlarımızdan söz edelim izniniz olursa.<br />
<br />
Önce kadın diyelim… Günahın odağı kadın… Yani kimilerine göre!.. Ya da cinselliğin kaynağı kadın. Neler de çektik bazılarının ellerinden. Günahkar dediler, cadı dediler, fahişe dediler. Yetmedi… Yeri geldi Şeytan da dediler. Nasıl mı? Meraklanmayın… artık anlatacağım her şeyi.<br />
<br />
Denizden başlayayım dilerseniz. Tevrat’ta her kötülüğün odağı olarak görülen denizden… Şeytan’ların, kötülük prenslerinin -hatta anlattığım gibi- Lilith’in yurdu denizden.<br />
<br />
Sonra da saçtan, kadın saçlarından söz açalım. Günümüzde hala kapatılıp kapatılmaması gerektiği konusunda uzlaşılamayan kadın saçlarından.<br />
<br />
Ardından bunları bir sonuca bağlayalım; görelim bakalım neymiş koca plan, nasıl işlemekteymiş… Ürkelim biraz da belki…<br />
<br />
Önce Gnostiklerden başlayalım anlatımıza. Şu günahkar gnostiklerin kaynaklarındaki bir bilgiden:<br />
<br />
The Gnossis Archive, Gnostic Studies, Christeos Pir.<br />
“Lilith’in Kızıl denize kaçması eski İbrani inancında suyun demon’ları cezbettiği düşüncesine dayanır”.<br />
<br />
Birde Kabala’ya doğru göz atalım:<br />
<br />
Zohar I 34 a<br />
“Lilith’i besleyen sudur ve etkisini güney rüzgarı yayar”.<br />
<br />
Zohar 3:19<br />
“… bunu (Havva ile Adem’i) gören Lilith kaçtı. O şimdi denizdedir, hala oradan dünyanın oğullarına zarar vermeye uğraşıyordur.<br />
<br />
Zohar 1:19b<br />
“Fakat cennetin kapıcıları onu içeri bırakmadılar. Ve kutsal olan -ki kutsansın- onu azarladı ve denizin derinliklerine attı; o oraya mekan kurdu, ta ki Adem ve karısı günahı işleyene dek”.<br />
<br />
Şimdi de bir erkeğin karısı ile sevişmeden önce, Lilith’den korunmak için okuması gereken duayı anımsayalım: “Git, git! Deniz köpürüyor, dalgalar seni çağırıyor. Ben Tanrıya yapıştım, kendimi Kral’ın kutsallığına sardım”.<br />
<br />
Ünlü araştırmacılar Robert Graves ve Raphael Patai “Hebrew Myths” adlı kitaplarında Lilith’in denizdeki mekanını da detaylandırmaktadırlar: “Lilith, Zmargad adlı su altındaki şehrinde, akuamarin’den (aqua:su; marin:deniz) yapılmış sarayında yaşar. Saba melikesine karşı, Lilith de bu şehrin kraliçesidir”.<br />
<br />
Vay vay vay… Yine geldik… neye mi geldik? Neye gelmedik ki? Saba melikesine geldiğimizden mi söz edeyim, yoksa yine iki ayrı Lilith ile karşılaştığımızdan mı?<br />
<br />
Önceki sayfalarda birbirine düşman iki Lilith olduğunu gördük. Birbirine bakışımlı konumda… Büyük ve küçük… İlk bölümde ise Saba melikesinin Lilith olduğunu da okuduk. Evet, Saba melikesi Lilith; doğru; ama bir Lilith! İkinci Lilith ise başka. Peki bunlardan hangisi Büyük Lilith dersiniz? Yani hangisi fahişe olan Lilith? Tabii ki hangisi su ve denizle ilgili ise o, çünkü su ve deniz günah demek. Sudaki sarayında, Saba melikesine karşı yaşayanın kötü sayıldığına göre, iyisi Saba olmalı. Zaten onun Yahudiliği yaymaya istekli bir kadın olduğunu hatırlıyorum, ya siz? Ve tabii daha başka özelliklerini de!<br />
<br />
Lilith’den başka, Lilith ile ilgili olan diğer varlıklar da denizle ilgilidir. Örneğin eski Yunan dininin temel bilgiler kitabının yazarı -kimine göre peygamberi olan- Hesiodos’a (Sabahattin Eyuboğlu Theogonia önsözünde ondan söyle söz eder: “Hesiodos peygamber- ozan işlevini görmektedir”) bakılırsa, Ekhidna (önceden anlattığım gibi Lilith’in grek versiyonu), Denizin Dalgaları (Pontos) ile Yer (Gaia)’in çocukları olan Keto’yla Phorkys’in kızıdır.<br />
<br />
Üç azizden kaçmaya çalışan çocuk katili Gylu, kurtulmak için kendini denize atar.<br />
<br />
Diğer yandan Naamah da denizde oturur:<br />
<br />
Zohar 3:76b-77a<br />
“Bir dişi çıktı ondan (Kabil’in ruhundan) ve yaratıklar onun ardınca sürüklendiler, adı Naamah idi. Ve o Naamah -ki bu gün bile vardır- ikamet ettiği yer Yüce deniz’dir. Ve oradan gelir, insanın oğullarıyla düşüp kalkar, onlarla rüyalarında kızışır, erkeğin arzusu neyse ona yapışır ve ona arzu duyar.”<br />
<br />
Genelde kötülük hep deniz ile bir tutulmuş. Örneğin Tevrat’ta bir canavar daha var. Rahab. Tanrının bu düşmanı da denizden çıkıyor, üstelik de bir yılan:<br />
<br />
Eyup 26:12<br />
“12: (Rab) Kuvvetiyle denizi fetheder. Ve anlayışı ile Rahabı delip geçer. 13: Onun ruhu ile gökler süsler, kaçan yılanı onun eli deldi”.<br />
<br />
Tevrat’ın “Today’s Engilish Version” adlı baskısı bu ayet için “denizin, tanrıya karşı savaş açtığına dair eski bir hikaye vardır” şekilde bir açıklama yapmış.<br />
<br />
Richard Cavendish, Powers of Evil adlı kitabında düşen meleklerin denize düştüğünü yazmıştır. İsa ise havarilerine balıkçılar der (balığın denizde yaşadığını, balıkçının da balığı yakalayıp öldürdüğünü anımsayın). Tevrat’ta ise Tanrı’nın denizle kavgası olduğu açıkça belirtilmiştir:<br />
<br />
Habakkuk 3:15<br />
“Sen denizi, kuvvetli sular yığınını atlarınla çiğnedin”<br />
<br />
Eyub 38:8/11<br />
“8:Yahut denizi kapılarla kim kapadı?” 11: Buraya kadar geleceksin ve öteye geçmeyeceksin, Mağrur dalgaların burada duracak”<br />
<br />
Tüm bu saydıklarıma ek olarak artık “yakinen” tanıdığımız Lilith’in kocası Samael de denizden çıkmış bir canavardır.<br />
<br />
Moses Cordovero, Pardes Rimmonim 186d<br />
“Biz bulduk ki, Samael ve kötü Lilith birbirine akar. Ve bu sır hakkında yazılmıştır ki: -O gün Rab Levyatan’ı, tez kaçan o yılanı; ve Levyatanı, dolambaç giden o yılanı; çetin ve iri ve zorlu kılıcı ile yoklayacak; ve denizde olan canavarı öldürecek- İşaya 27:1”<br />
<br />
Bu bilgi ile hem Samael ve Lilith’in Levyatan adlı Tevrat’ın korkunç canavarı olduğu açıklanmış olmaktadır; hem de her ikisinin denizden çıktığını. Ayrıca aynı bilgi Zohar I 34a’da da yazmakta. Zaten Levyatan genelde Tanrıya isyan etmiş bir deniz prensi olarak tanınır.<br />
<br />
Bu bağlamda biraz daha enteresan gerçeklere geçelim... örneğin Samael’in tanrı tarafından cinsel organının kesildiği gibi!<br />
<br />
Bacharach, 'Emeq haMelekh, 84b, 84c, 84d<br />
“Tanrı erkeği keserek dişisini soğuttu. Bu nedenle dişi erkekler ile zina yapmaktan kızıştı”.<br />
<br />
Bacharach, 'Emeq haMelekh, 140b<br />
“O hadım edildi ki, engereğin yumurtaları dünyaya yayılmasın”<br />
<br />
Buraya kadar anlattığım garip tiplere ek olarak birçok eski uygarlığın mitlerinde her zaman bir Ejder vardır. Önceki bölümlerden hatırlayacağınız gibi ejder birçok mitolojide Tanrıya karşı olan güçtür. Bakın Kabala nasıl anlatıyor ejderi:<br />
<br />
Moses Cordovero, Pardes Rimmonim 186d<br />
“Bu nedenle o çifttir: Tez kaçan Samael’e, dolambaç giden ise Lilith’e tekabül eder. Yukarıda olan canavar Kör Ejder’dir, ki bu Samael ve Lilith arasında sağdıçtır, ve adı da Tanin’iveri Kör Ejder’dir. Ve o kör bir ejdere benzer. Ve o Samael ve Lilith arasındaki birleşmeyi sağlayandır. Bir bütün olarak yaratılmıştır, dünyayı bir dakikada yok edebilir”.<br />
<br />
Demek ki Samael hadım edilmiş ki Lilith ile birleşip dünyayı canavarlarla doldurmasın. Onları birleştiren ise Kör Ejder.<br />
<br />
Kabala’da bir detay daha var, o da Kör Ejder’in de hadım edildiği:<br />
<br />
Bacharach, 'Emeq haMelekh, 121b<br />
“Ve Kör Ejder hadım edildi ki dölleyemesin, tohumu dünyayı yok edemesin”.<br />
<br />
Şimdi kiminizin “Kim ya bu Kör Ejder?” dediğini duyar gibi oluyorum. Cevabım ise kısa ve öz: Bilmiyorum. Ama bildiğim eski mitolojisinde de hadım edilmiş iki tanrının daha olduğudur. Hem de ikisi de kötülük ile ilintili görülmüş tanrılardır bunlar.<br />
<br />
Öncelikle Mısır baştanrısı Osiris’in İsis’den olma oğlu Horus, daha önce babasını öldürmüş olan Seth’in cinsel organını kesmiştir. Horus kimi zaman İsa ile; Seth ise her zaman Şeytan’la eş tutulan güçtür.<br />
<br />
Cinsel organını kaybetmiş ikinci tanrı ise Yunan mitolojisinin Uranüs’ü -yani yıldızlı gök’tür-. Onu daha yakından tanımak için eski yunan dininin kutsal kitabı sayılabilecek olan Theogonia’ya bakalım:<br />
<br />
Hesiodos, Theogonia 155<br />
“Böylesine korkunçtu Gaia (toprak) ve Uranos (gök)’un oğulları.<br />
Babaları ilk günden iğrenmişti onlardan<br />
Doğardoğmaz gün ışığına çıkaracak yerde<br />
Toprağın bağrına saklamıştı onları<br />
Ve Uranos sürdürürken bu korkunç oyunu<br />
Koca toprak inim inim inliyordu zorundan.<br />
Kurnazca bir düzen kuruyor o zaman<br />
.................<br />
Kışkırtıyor oğullarını kızgın yüreği ile<br />
"Benden ve bir azılı varlıktan doğan oğullarım<br />
Suçlu bir babanın cezasını verelim.<br />
................<br />
Böyle dedi korktu herkes tek ses çıkmadı<br />
Yalnız ard düşünceli koca Kronos:<br />
................<br />
Anne ben göreceğim bu işi sözüm söz<br />
Böyle dedi ve koca toprak için için sevindi.<br />
Sakladı onu pusuya yatırdı<br />
Bir tırpan verdi eline keskin dişli.<br />
.................<br />
Koca Uranos geldi geceye<br />
İndi yere arzudan yanıp tutuşarak<br />
..................<br />
Ama pusuda bekleyen oğlu<br />
................<br />
Koskoca, upuzun sivri dişli tırpanla<br />
Bir anda kesti babasının hayalarını”<br />
<br />
Zavallı Uranos, oğlunun gadrine uğramış anlayacağınız.<br />
<br />
Bundan sonra Theogonia bize kopuk cinsel organın bile nelere kaadir olduğunu anlatıyor; çünkü organın bir kısmı toprağa, diğer kısmı ise denize düşüyor ve bu parçalardan bazı tanrıçalar doğuyor. Ama enteresan olan o ki Kronos sağ ve sol eli ile iki ayrı şey kesip atıyor. Bilmeyen için söyleyeyim: sağ yön patriarkal (erkek egemenliğini ön plana çıkaran, erkeği üstün tutan, cinsellik ve içkiyi genelde yasaklayan, tek tanrılı dinlerin) dinlerce kutsal sayılan; sol ise anaerkil dinler, cadılar ve Şeytan’ın yönü olan yöndür:<br />
<br />
180:<br />
Uzattı sol elini ve sağ elindeki tırpanla<br />
Koskoca, upuzun, sivri dişli tırpanla<br />
Bir anda kesti babasının hayalarını<br />
Ve kaldırıp attı arkasından bir yere.<br />
Kanlar fışkırıp saçıldı içinden<br />
Ve hepsi gömülü kaldı toprağın bağrında,<br />
Ve bundan gebe kalan Toprak yıllar sonra<br />
Doğurdu yaman Erinys’leri, öç alma tanrıçalarını,<br />
(sağ eli ile öç alma tanrıçalarını doğurmuş yani)<br />
<br />
188:<br />
Ak çeliğin kestiği hayalara gelince,<br />
Dalgalı denize atar atmaz onları<br />
Gittiler engine doğru uzun zaman.<br />
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal uzuvdan:<br />
<br />
Fallus’un denize düşmesinden -bir anlamda denizi döllemesinden- ise ortaya bir tanrıça doğar. Popülaritesini hala sürdüren bir tanrıça hem de… “Kötülerin beşiği denizden ne doğar ki?” diyorsanız şaşırmaya hazır olun: çünkü doğan; aşk, güzellik ve gülüş tanrıçası Aphrodith’dir!<br />
<br />
192:<br />
Bir kız türeyiverdi bu ak köpükten<br />
.....................<br />
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu<br />
Narin ayaklarının bastığı yerden<br />
Aphrodith dediler ona tanrılar ve insanlar.<br />
<br />
Zaten, hepsi biribinin akrabası olan Olymposlular arasında onlarla akraba olmayan (farklı bir orijin olan denizden doğmuş) tek tanrıçadır Aphrodith. Öte yanda cennette Adem’in yiyerek, Havva’nın yedirerek günah işlediği bilgi ağacının sembolik görüntüsü olan elma, Aphrodith’in kutsal meyvasıdır!<br />
<br />
Belki kiminiz denizin sadece musevilikte lanetlendiğini düşüneceksiniz; ama o zaman ben de yanıldığınızı söyleyeceğim; çünkü Babil inancında bile deniz, kötü güçlerin odağı olan tanrıça Tiamat ile gösterilir. Hem de denizlerin hakimi olan bir yılan, bir ejderdir o. Bunlara ek olarak Tiamat da bir ana tanrıçadır ve birçok çocuğu vardır (bir sonraki bölümde daha detaylı anlatacağım Tiamat’ı).<br />
<br />
“Deniz, deniz deyip duruyoruz; peki nedir bu deniz?” diye merak edenler olduysa eğer aranızdan, belirteyim ki yanıt hem çok kolay, hem de çok zor. Çok kolay; çünkü biliyoruz ki deniz kötülük. Yani kimi dinlere göre… Oysa hiç düşündünüz mü ki:<br />
<br />
- İlk yaşam denizde başladı, oradan karaya çıktı;<br />
- Deniz suyu, vücut sularına şaşırtıcı bir benzerlik gösteriyor;<br />
- Vücudumuzun dörtte üçü su, (belki de yaşam denizde başladığı için);<br />
- Cenin başlangıçta su dolu bir kesede oluşuyor ve yaşıyor;<br />
- Yemek yemeden on beş gün dayanan insan organizması, su içmeden sadece üç gün yaşayabiliyor;<br />
- Bilim adamlarına göre özel havuzlarda gerçekleştirilen doğumlar sonucu dünyaya gelen bebekler, doğar doğmaz baş aşağı sallanarak beyin hücrelerinin ölümüne neden olunan bebeklerden daha zeki ve sağlıklı olmaktalar, ve su içinde doğduklarında hiç ağlamamaktalar!<br />
<br />
İnsanın özü, yaşam kaynağı su yani… suya karşı olan yaşama ve hatta insana karşı demek belki de.<br />
<br />
Zaten deniz, her antik dinde kötülenmemiştir; bazen de -tıpkı yaşamın kaynağı olduğu gibi-ölümsüzlüğün de kaynağı sayılmıştır. Örneğin Babil miti Gılgamış’da kahraman Gılgamış’ın aradığı ölümsüzlük otunun da denizin dibinde yetiştiği bilgisi bilmem bir anlam ifade eder mi size?<br />
<br />
Deniz’in ne olduğunun, ya da neyi sembolize ettiğinin zor açıklaması için ise Kabala ve Hayat Ağacından söz etmek gerek. Okuyalım:<br />
<br />
T. grubu bilgi kağıtları Master Ritüel, Sephiroth: “Kabalistik terminolojide ilahi yayılmanın her bir safhasına “sefira” ve hepsine birden toplu olarak “sefirot” denir. Sefiraların uygunluğunun tradisyonel diagramı (şeması) ise Hayat Ağacı olarak isimlendirilir”.<br />
<br />
Daha açık bir söyleyişle Hayat Ağacı, tüm evren ve evren ötesi enerjilerin bir planı. En altta madde evreni Malkuth var; yukarı doğru dal dal, safha safha gidiyor. Üst düzey adeptlerin -yani üst düzey büyücülerin (ne yazık ki “adept” kelimesinin Türkçe’si büyücü gibi niteliksiz bir sözcük) ağacın yukarı katlarına astral yolculuk yaptıklarını iddia ettiklerini de ekleyeyim. Zaten Kabalistik büyü de bu ağacın isteğe uygun yapıdaki sefiralarından enerji çekip arzulanan hedefe yollaması becerisi. İşte bu ağacın en üst katında evrenin temel iki gücü olan erkeklik ve dişilik sefiraları var. Binah ve Hokmah. Binah dişi; ulu ana, Taoizm’deki Yin, anlayış sefirası. Binah’ın tanımı nasıl yapılır sanıyorsunuz? Hep iki kelime ile: Ulu deniz; Sakin Deniz; Karanlık Sular!<br />
<br />
İşte şimdi anlıyor musunuz deniz, deniz diye kötülenen, şeytanların doğduğu kavram nedir?… Hala anlamamış olan için ben söyleyeyim: Dişiliğin, kozmik dişilik prensibinin -daha da açığı ana tanrıçanın- kendisi. Neden mi dişilik? Neden mi Ana? Çünkü doğuran yön! Var eden! Fazla söz, fazla söylenmiş sözdür… Her şey yerinde olmalı, yeri gelince susmalı!<br />
<br />
İşte sevgili okurlarım; Lilith bölümünde temel olarak anlatmak istediğim Lilith’in aslında Ana Tanrıça’nın emanasyonlarından olan Aphrodith’in ta kendisi (hatta Havva’nın da astral yansıması) olduğu! O güç… Yunan geleneğinde kendini Zeus olarak gösteren, aslında her ne ise o olan, giderek güçlendikçe maskelerini bir bir çıkararak kendini en sonunda Yahweh olarak tanıtan, o güç; İbrani dini ile egemenliğini iyice pekiştirince Ana Tanrıça’yı, şeytan’lar kraliçesi yapmakta sakınca görmemiş.<br />
<br />
Aslında biraz sağı solu kurcalarsak bu konuya kanıt olacak o ipuçlarının bolluğuna da şaşabiliriz.<br />
<br />
Örneğin Lilith’in bir görünümü olan tanrıça Baalat, Byblos şehrinin tanrıçasıdır; oysa bilir misiniz ki Baalat Aphrodith’in Mısırlı karşılığı Hathor’dur. Yine bilir misiniz ki Lilith‘in isimlerinden olan Belit, baştanrı hava tanrısı Bel’in karısı; Asur’lularda aşk tanrıçası İshtar’ın karşılığı; Sümerlerde Belit- ili olarak yine baştanrı Marduk’un karısı; Kenanlarda Baalat yani “kutsal hanım”dır. Peki Lilith’in isminin kökü olan Lily veya Lilu -yani lotus- sözcüğünün binlerce yıldır ana tanrıçanın cinsel organı ile eş tutulduğunu söylesem ne dersiniz?<br />
<br />
Öte yandan Lilith’in -fakat suda yaşayan Büyük Lilith veya seksli Lilith’in- Aphrodith olduğu teorisini kanıtlamak için Lilith ile Aphrodith’in resimlerini karşılaştıralım:<br />
<br />
Önce 1 numaralı resim, yani Lilith’in illüstrasyonuna bakalım. Bu şekli batı büyü geleneğin peygamberi sayılan ve gerçekten okültizmde derin bilgiye sahip ve de sadece orijinal bir adam olan Alister Crowley tarafından karısına çizdirilmiş. Şimdi söyleyin bana saçları neye benziyor? Yılana değil mi? Zaten Lilith’in yılan ile eş tutulduğunu gördük (kadın saçının yılan ile tutulması mitolojide sıklıkla rastlanan bir kavram).<br />
<br />
Şimdi bir de iki numaralı resme bakalım. Bu resim ise pagan ressam Boticelli çizmiş ve bildiğiniz gibi Aphrodith’in sudan çıkışını gösteriyor. Aphrodith’in diğer adının Venüs olduğunu hatırlatabilir miyim? İki resim arasında büyük benzerlikler var: uzun saçlar, arka plandaki deniz, büyük midye/küre, dökülmekte olan güller... Hemen ekleyeyim; bir numaralı resimdeki Lilith’in tepesinde parlayan da yedi köşeli yıldız Venüs gezegeni. Yedi sayısı zaten mistik ilimlerde Venüs’ün sayısı. Tevrat tanrısının İşaya ayetinde zorlu kılıcı ile öldüreceğini söylediği Levyatan’ın bir adı da “sudan çıkan yedi başlı ejder”. Tevrat tanrısı Yaratılış bölümünde yedinci gün dinlendiğini -ne dinlenmesi canım, hiçbir şey yapamadığını- söylemekte. Öte yandan taraftarlarına da yedi sayılı günlerde hiçbir şey yapmamalarını buyurmuştur (Yaratılış 2:3); böylelikle Lilith -ya da Venüs’den- enerji çekmelerini engellemek için tabii ki!<br />
<br />
Sonra saçlar… Aphrodith’in meşhur saçları ile Lilith’in meşhur saçları:<br />
<br />
Talmud; b. Erubin 100b<br />
“Lilith’in uzun saçları vardır”.<br />
<br />
Zaten kadın saçları hep yılanla ve kötülükle eş tutulmuştur. (Oysa bildiğiniz gibi tababet ve eczacılığın simgelerinde hep yılanlar bulunmaktadır). Dikkat edecek olursanız Meryem Ananın tüm tasvirlerinde saçları örtülüdür. Hem de Katoliklerde saç örtme koşulu olmadığı halde. Yine de rahibeler saçlarını kısacık kestikten sonra rahibe olmaya hak kazanırlar. Oysa cadılar uzun siyah saçları ile tanınır. Hani ortaçağda iyi/namuslu/erdemli Hıristiyan rahiplerce dinsizlik suçu ile diri diri yakılan kadınlar...<br />
<br />
Antik Yunan dininin kadın yüzlü kuşları olan ve kundaktaki bebekleri kaçıran Harpya'lardan Hesiodos, Theogonia adlı eserinde onlardan "gür saçlı Harpya'lar diye söz etmektedir (Theogonia 269). Harpya’lar ejderler soyundan gelirler ve Okeanos (okyanus)'un torunlarıdırlar. Görülmekte ki, saç, deniz, bebek kaçırma yine bir arada.<br />
<br />
a. ERİNYS<br />
Erinys’ler (intikam tanrıçaları) de yılan saçlı bir diğer kötü varlıklardır.<br />
<br />
Ovidius, Dönüşümler; IV, 490:<br />
“Tutmuş kapıyı mutsuz Erinys önlemiş onu. Uzattı yılan gibi dolanan kollarını, başını salladı, gürültüyle kımıldandı yılanlar. Kimi omuzlarından, kimi göğsünden aşağı süzüldüler, ıslık çaldılar, ağu döktüler, dillerini çıkardılar. Çıkarmış ortasından saçlarının iki yılanı, atmış ileri uğursuz eliyle”.<br />
<br />
Erinnys’ler Uranus’un koparılmış cinsel organından akan kan damlalardan doğdular ve Olympos tanrılarının otoriterlerini tanımadılar. (Bu noktada Uranus’un koparılan cinsel organından da -gerçekte ana tanrıçanın bir görünümü olan- Aphrodith’in doğduğunu anımsayın).<br />
<br />
Theog. 276 Vd.<br />
Koca Uranos geldi kara geceyle,<br />
İndi yere arzudan yanıp tutuşarak,<br />
Yaklaşıp sardı toprağı boydan boya.<br />
Ama pusuda bekleyen oğlu<br />
Uzattı sol elini ve sağ elindeki tırpanla<br />
Koskoca, upuzun, sivri dişli tırpanla<br />
Bir anda kesti babasının hayalarını<br />
Ve kaldırıp attı arkasından bir yere.<br />
Ama boş değildi elinden savrulup giden:<br />
Kanlar fışkırıp saçıldı içinden<br />
Ve hepsi gömüldü kaldı toprağın bağrında,<br />
Ve bunlardan gebe kalan toprak yıllar sonra<br />
Doğurdu yaman Erinys’leri, öç tanrıçalarını.<br />
<br />
Erinys’ler suçu işleyenin ve özellikle adam öldürenin peşine takılan köpekler diye düşünülür; bu köpekler, kan kokusunu hemen alıp koşarlar ve peşine takıldıları suçluyu sonsuzca kovalayarak çıldırtırlar.<br />
<br />
Erinys’leri biraz da Azra Erhat’dan dinleyelim:<br />
“Aiskhylos’un “Agamemnon”, “Khoephoroi” ve” Eumenides” trilogia’sında son oyun Erinys’lerin adını taşımaktadır, ne var ki burada Erinys’lere “Eumenides” yani “İyi niyetliler” adı takılmıştır.<br />
<br />
Eumenides tragedyasında babası Agamemnon’u öldüren anası Klytaimestra’dan öç alan Orestes’in peşinde takılan Erinys’ler sonunda birer af tanrıçasına dönüşürler, Orestes de böylece suçtan ve çektiği vicdan azabından arınmış, kurtulmuş olur.<br />
<br />
Oysa dikkatle incelenecek olursa Erinys’lerin herhangi bir adamı öldürenin peşine takılmadıkları, onların babasını ve özellikle anasını öldüren suçluyu kovaladdıkları görülür:<br />
<br />
Orestes, babasının kanına giren annesi Klytaimestra’yı öldürünce davası Athena’nın tapınağı önünde görülür. Sonuçta Orestes, Athena tanrıçanın verdiği bir oy fazlasıyle beraat eder. Athena’nın nasıl bir tanrıça olduğunu ise uzun uzun anlattım. Erinys’ler öfkeyle çekilmek üzereyken, Athena onları Atina’nın koruyucuları olarak şehirde kalmaya çağırır, buna karşılık Atina halkından sonsuz saygı göreceklerdir. Erinys’ler değişir, iyi niyetliler diye çıkarlar ortaya, bunun simgesi eski hukukla yeni hukuk anlayışının birleşmesi olsa gerek. Aiskhylos’un Atina din ve devlet anlayışını yüceltmekte ve yeni yeni kavramlar kurup, onları canlandırmaktaki ustalığı bu üçlüde en yüksek zirvesine erişmiştir”.<br />
<br />
b. MEDUSA<br />
Ve yılan saçlı canavarların belki de en önemlisi Medusa… Bakışları ile erkekleri taşa çeviren, saçları bütünü ile yılan olan iğrenç varlık.<br />
<br />
Ovidius, Dönüşümler<br />
X, 21: “Yalansız, dolansız bir dille gerçeği söylüyorum size, ne Tartarus’un karanlığı görmek, ne Medusa denen hayvanın boynuna üç katlı yılanlı saçlarıyla bağlanmak isterim”.<br />
<br />
Medusa -tahmin edeceğiniz gibi- Zeus’cuların en şanlılarından Perseus eliyle ölmüş. Eh, iyi olmuş, diyeceksiniz… dünya bir iğrençlikten kurtulmuş… Oysa Medusa her zaman öyle değilmiş ki! Bir zamanlar anlatılamaz güzellikte saçları olan bir kızcağızmış. Saçları Athena tarafından yılana çevrilmiş. Kimi anlatımlara göre Athena tapınağında Poseidon’un tecavüzüne uğradığı için gerçekleşmiş bu lanet:<br />
<br />
Vergilius, Metamorfozlar:<br />
IV:795-804 “Sevenler bölüşemiyordu güzelliği ile ünlü Medusa'yı, bütün güzellikleri içinde saçları göze batardı. Kızlığını deniz tanrısı bozmuş derler Minerva tapınağında; utanmış Jüpiter'in kızı, örtmüş yüzünü kalkanıyla. O da karşılıksız kalmasın diye bu suç, korkunç yılanlara dönüştürmüş Gorgon'un saçlarını”.<br />
<br />
IV-795<br />
“Sevenler bölüşemiyordu güzelliği ile ünlü Medusa'yı. Bütün güzellikleri içinde saçları göze batardı. Gören biri anlatmıştı bunları. Kızlığını deniz tanrısı bozmuş derler Minerva tapınağında, utanmış jupiter'in kızı, çevirmiş başını, örtmüş yüzünü kalkanıyla, o da karşılıksız kalmasın diye bu suç korkunç yılanlara döndürmüş Gorgo'nun saçlarını”.<br />
<br />
Kimi anlatımlara göre ise Gorgo Medusa, güzelliği -özellikle de saçlarının güzelliği- ile övünen bir kız olduğu için!..<br />
<br />
Saçları yılana çevrilen bir karakter daha var: Antigone. Truva kralı Priamos'un kızkardeşi olan, üstü güzellikteki Antigone saçlarından çok gururlanmakta ve bunların Hera'nınkilerden bile güzel olduğunu iddia etmektedir… Hera'da bu saçları hemen yılana çevirir. (Metamorfozlar VI:93; Vergilius Geor.II 320). (Önceki sayfalarda Truva veliahtı Ganymedes’in Zeus tarafından kaçırılıp oğlanı yapıldığını; Truva’nın son veliahtı Triolos’un ise Truva katili -pardon- kahramanı Akhilleus tarafından tecavüze uğradığını anımsayın).<br />
<br />
Bu bölüme Yılan saçlıların en ünlüsü Medusa ile ilgili bir bilgi vererek noktalayayım:<br />
<br />
Theog. 274 Vd.<br />
Gorgo’ları da doğuran Keto’dur<br />
Ünü büyük Okeanos’un ötesinde,<br />
Geceyle gündüzün sınırlarında otururlar<br />
İnce sesli Batı kızların yurdunda;<br />
<br />
c. DEMETER<br />
Yine tanrıçanın emanasyonlarından olan Yunan mitolojisinin tanrıçalarından Demeter’in (ve onun Roma’daki karşılığı Ceres’in) saçları da başaktan yapılmadır. Adlarının anlamı “buğday veren toprak”tır. Ona iyi yürekliliğinden ötürür “Eubouleus” da denirdi. Orhan Hançerlioğlu ve Azra Erhat’a göre bütünüyle Anadolu paganizminin tanrıçasıdır ve Yunan dinine sonradan geçmiştir.<br />
<br />
Önceki satırlarda söz ettiğim gibi, bir enerjinin/tanrıçanın gücünü yitirip yerini bir diğer enerjiye bırakması mitlere onun rakibi ile evlenmesi şeklinde geçer. Demeter’de Yunan pantheon’una geçince evlenmiştir... Zeus’la! Birde kızı vardır: Persefone. O da Zeus’un tanrısı Hades tarafından yeraltına kaçırılır ve böylece Tanrıçanın temel prensibi olan döngüyü (Baharda doğum, sonbaharda ölüm) yönetmeye başlar.<br />
<br />
Demeter bir de İksion adlı ölümlü ile birleşir ve zenginlik tanrısı Pluton’u doğurur. Pluton’un adının anlamı ise “toprağın içinde saklı olan buğday” anlamındadır. Tanrıçanın bu mitlerinin en önemli amacı buğdayın önemini vurgulamaktır. Bu eski bilgi ise günümüze kadar yansımış, ekmek “nimet” olarak nitelenir olmuş ve atılması günah sayılmıştır. Birçok kişi çöpe yemek döktüğü halde asla ekmeği atmaz ve kuşlara, sokak hayvanlarına atar. Önceki sayfalarda Şeytanlaşan Cinsellik bölümünde söz ettiğim tanrıça adına pişirilen ekmek ve pideleri anımsayın!<br />
<br />
Yeremaya 44:19<br />
“Ve bizler gökler kraliçesine buhur yakarken ve ona takdimeler dökerken kocalarımızın haberi olmadan mı ona tapınmak için pideler yaptık ve ona dökülen takdimeler döktük?”<br />
<br />
Ana tanrıçanın lanetlenme sürecinde bu durumdan İksion da nasibini almıştır: Zeus onu bir suçu nedeniyle önce ölümsüz kılmış, ardından sonsuza dek dönecek bir yanar tekerleğe bağlamıştır (Bu sonsuzca süren işkenceler genelde anaerkil Anadolu krallarına –örneğin Tantalos’a- verilen bir cezadır).<br />
<br />
KAYNAKLAR<br />
<br />
MİTOLOJİ Batı Mitolojisi (Tanrının maskeleri) - Joseph Campbell<br />
İlkel Mitoloji - Joseph Campbell<br />
Türk Mitolojisi - Murat Uraz<br />
Eski Yunan Dinde ve Mitolojisinde, Artemis - Güler Çelgin<br />
Eski Yunan Edebiyatı - Güler Çelgin<br />
Tanrı Yaratan Toprak Anadolu - İsmet Zeki Eyüboğlu<br />
Anadolu Uygarlığı - İsmet Zeki Eyüboğlu<br />
Klasik Yunan Mitolojisi - Şefik Can<br />
Antik Mitolojide Kim Kimdir? - Gerhard Fink<br />
Tanrıların Öyküsü (Mitoloji) - Derman Bayladı<br />
Ersaneler Dünyasında Anadolu - Derman Bayladı<br />
Yunan Mitolojisi - M. Tahsin Kozanoğlu<br />
Anadolu Tanrıları - Halikarnas Balıkçısı<br />
Anadolunun Sesi - Halikarnas Balıkçısı<br />
Hey Koca Yurt - Halikarnas Balıkçısı<br />
Anadolu Efsaneleri - Halikarnas Balıkçısı<br />
Arşipel - Halikarnas Balıkçısı<br />
Tanrıların Vatanı Anadolu - J. W. Cream<br />
Yakın Doğu Mitolojisi - Fred Gladstone<br />
Yakın Doğunun En Eski Uygarlıkları - James Mellart<br />
İnanna.2nın aşkı (Sümer’de İnanç ve Kutsal Evlenme) - Muazzez İlmiye Çığ<br />
Tarih Sümer’de Başlar - Samuel Noah Kramer<br />
Sümer Edebi Tarihi - S.N. Kramer<br />
Canaanite Mythology - John C. Gibson<br />
Middle Eastern Mythology - S. H. Hooke<br />
The Mythology of Sex - Sarah Dening<br />
A History of Mesopotamian Religion - Thorkild Jacobsen<br />
John C. Gibson's Canaanite Mythology<br />
S. H. Hooke's Middle Eastern Mythology<br />
A History of Mesopotamian Religion - Thorkild Jacobsen<br />
<br />
TARİH<br />
<br />
Roma Tarihi - Titus Livius<br />
Ege Medeniyetleri tarihi (Mitolojik Dönem Sonrası) - Frederich Willams<br />
Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? - R. E. Wycherlley<br />
Tarih Öncesi Ege - George Thomson<br />
Troia - Mustafa Aşkın<br />
<br />
İSLAM<br />
<br />
Din Bu - Turan Dursun<br />
Dinler Tarihi - Emin Şahin<br />
Mezhepler<br />
Peygamberler Tarihi III - Kasım Göçmenoğlu<br />
Gerçek Tarihiyle Kuranda 32 Peygamber ve İslam Dini - Emrullah eraslan<br />
İslam’da Büyük Günahlar - Yaşar Nuri Öztürk<br />
İslami Kavramlar Ansiklopedisi - I Yaşar Nuri Öztürk<br />
İslami Kavramlar Ansiklopedisi II - Yaşar Nuri Öztürk<br />
Alevilik Özkaynaklarına Göre) - Rıza Zelyut<br />
Hz. Muhammed’in Hayatı (İlk Kaynaklarına Göre) - Martin Ligs<br />
Şeriat ve Kadın - İlhan Arsel<br />
Tarikatler Ansiklopedisi Milliyet Yayınları<br />
Peygamberler Tarihi - Mehmet Dikmen<br />
<br />
DİN<br />
<br />
İsa Mesihin Hayatı - J. Jomier<br />
The Wars Religions - Dr. Robert Witcombe<br />
World's Religions - A Lion Handbook<br />
<br />
KUTSAL KİTAPLAR<br />
<br />
Holy Bible - King James Version<br />
Holy Bible - Todays English Version<br />
Kitabı Mukaddes - Kitabı Mukaddes Şirketi<br />
Kuran-ı Kerim - Ömer Rıza Doğrul<br />
Kuran-ı Kerim - Basri Cantay<br />
Kuran-ı Kerim - Abdülbaki Gülpınarlı<br />
Kuranı-ı Kerim Türkçe Tercüme ve Tefsiri - Tan Neşriyat Servisi<br />
Kuran-ı Kerim ve Meali Alisi - Fikri Yavuz<br />
<br />
ANA TANRIÇA<br />
<br />
Grandmothers of the Light - Paula Gunn Allen<br />
The Heart of the Goddess - Hallie Iglehart Austen<br />
Indian Legends of the Pacific Northwest - Ella Clark<br />
The Storytellerâs Goddess - Carolyn McVickar Edwards<br />
The White Goddess - Robert Graves<br />
Lady of the Beasts - Buffie Johnson<br />
The Book of Goddesses & Heroines - Patricia Monaghan<br />
Celtic Gods, Celtic Goddesses - RJ Stewart<br />
Ancient Mirrors of Womanhood - Merlin Stone<br />
Woman's Encyclopedia of Myths & Secrets- Barbara Walker<br />
Ana Tanrıçalar Diyarı Anadolu - Reşit Ergener<br />
<br />
SÖZLÜKLER - ANSİKLOPEDİLER<br />
<br />
Mitoloji Sözlüğü - Azra Erhat<br />
İslam İnançları Sözlüğü - Orhan Hançerlioğlu<br />
Felsefe Sözlüğü - Orhan Hançerlioğlu<br />
Dünya İnançları Sözlüğü - Orhan Hançerlioğlu<br />
Mitoloji Sözlüğü (Yunan ve Roma) Pierre Grimal<br />
Mitoloji Sözlüğü Fernend Comte<br />
Meydan Larousse<br />
Büyük Cinsel Ansiklopedi - Lynn Barber<br />
<br />
ANTİK<br />
<br />
Aineias - Vergilius<br />
Hero ile Leandros - Mousaios<br />
Şölen - Eflatun<br />
Şölen (Ispartalıların Anayasası) - Xenophon<br />
Anabasis - Xenohon<br />
Seçme Yazılar - Samsat’lı Lukianos<br />
Kuşlar - Aristofanes<br />
Coğrafya (Anadolu) - Strabon<br />
Dönüşümler - Ovidius<br />
Hesiodos Eseri ve Kaynakları - Hesiodos<br />
Heredot Tarihi - Herodotus<br />
The İlliad - (Translated by Robert Fitzgerald) Homer<br />
The Odyseia - Homer<br />
Heredot Tarihi - Herodotos<br />
Pausanias IX-31<br />
Pausanias, Guide to Greece - Greek Geography<br />
Diodorus Siculus, The Library of History - Greek History<br />
Hyginus, Fabulae - Latin Mythography<br />
Aristophanes - Lysistratus<br />
<br />
KEHANET<br />
<br />
Nostradamus - Fontbrune<br />
The Prophecies of Nostradamus - Erica Chetham<br />
Nostradamus, Kehanetleri - V. J. Hewitt, peter Lorrie<br />
Notradamus 20. Yüzyılın Kehanetleri - V. J. Hewitt, peter Lorrie<br />
Tarot Cards for Fortune Telling - S. R. Kaplan<br />
Tarot Divination - Aleister Crowley<br />
The Classical Tarot - Stuart R. Kaplan<br />
<br />
SATANİZM<br />
<br />
The Black Art - Rollo Ahmed<br />
The Satanic Ritals Anton Szandor La Vey<br />
The Satanic Bible - Anton Szandor La Vey<br />
The sataniz Witch - Anton Szandor La Vey<br />
The Tree of Evil - William G. Gray<br />
The Book of Black Magic - Arthur Edward Waite<br />
Dictionary of Satanism Wade Baskin<br />
Grimoire of Chaos Magick - Julian Milde<br />
The Prince of Darkness - Joan O’Grady<br />
The Satanic Cult - Gerhard Zacharias<br />
Satanism and Witchcraft - Jules Michelet<br />
Satan Wants You - Arthur Lyons<br />
<br />
DİĞER<br />
<br />
Atlantis’in Esrarı - Charles Berlitz Kabala Musevi Mistiklerin Yolu - Berle EpsteinLilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-15439744623615668922012-03-13T06:05:00.021-07:002012-03-13T20:39:27.416-07:00Kim ne demis?Simdi bi süredir buraya yazmiyorum. Gerci her yazdigimda ayni seyi söylüyorum sanirim zaten. Neyse ne yazsam diye düsünürken aklima geldi öyle. Acik dedikodu yapicaz biz asdf. Yani mesela bi soru soracam siz de cevaplayacaksiniz oondan sonracigima ben de burada kimin ne dedigini yayinlayacagim ballar. Bunu da taklit edin de bi tarafiniza bi sey yapayim o zaman iste. Bakin siz varsiniz diye acik küfür de etmedim. Sorulari ya faceden sorarim ya SLde bizzat sorarim. Belki burada sorarim. Of cok plansiz oldu. Iste siz de cevaplari ya faceden ya SLden atarsiniz, ha seninle konusmak istemiyorum diyen yorum yazabilir ama onaylamam cevaplari sonradna burada yayinlayacagim icin. Yorumlari anonim yazmayin bi de. Anonimin ne dedigini ne yapalim amk. Dost düsman herkesin yorumunu bekliyorum valla, cekinmeyin benden lan O.o Ilk soru sey olsun o zaman. Second Life sizin icin nedir beybs?<br />
<br />
***********************************************<br />
Ahan da cevaplar: <br />
<br />
<span class="commentBody" data-jsid="text"><b>Ezgineverland Resident</b>: benim icin Electronic Art the simsten oteye gitmiyordu... ama beraber yasadik gorduk.. CHAT kismini birakirsan cok iyi.. ve avatarimi ve kendimi SLdeki avatarlardan daha cok seviyorum. Chat olayina bakarsak.. konusmayi, kavgayi seven bir milletiz :D:D </span><br />
<br />
<span class="commentBody" data-jsid="text"><b>Mademoiselle Sapphire</b>: </span>Hic bir sey degil, takildigim bir oyun sitesi, o kadar.<br />
<br />
<b>Ekila Rae:</b> eğlenmek için biraz olsun kafam dagılsın rl stresinden azda olsa arınmak için girdigim ama aksine daha çok sinirlendirildigim küfür ettiğim sövdüğüm dövdüğüm sevdiğim insanların oldugu sıradan bi chat ortamı canım:$ <br />
<br />
<b>BeBeQ Dash:</b> sanalkerhane<br />
<br />
<b>Lenaa Lenroy:</b> barbie bebeklerimle oynamaya eş değer :D<br />
<br />
<b>Erdi Crystal</b>: Aslında Kullanmasını bilirsen çok güzel bir ortam. şöyleki greçekten saglam arkadaslıklar kurulurken bazı şeyleri de ögreiniyor öte yandan bilgin ve becerin de varsa para bile kazana biliyorsun.<br />
bu gözle baktıgımız zamanda büyük bir para kaynagı benim benim için <br />
<br />
<b>Melissa46 Resident:</b> Second Life benim icin sevdiklerimle bulustugum , Eglendigim eglenirken ayni zamanda calistigim , tasarım yaptigim bir yer.<br />
<br />
<b>Tolga Diesel:</b> müzik dinlemek ve sohbet etmek <br />
<br />
<b>Ecce Resident: </b>zaman geçirmek gülmek stress atmak, muhabet etmek, çok sevdiğim insanlarda var tabi onlarla konusmak<br />
<br />
<b>Caprice Bowenford:</b> slye girdigimde aklıma tımarhane geliyo cünkü bütün deliler beni buluyo (:<br />
<br />
<b>Yigit Ocello:</b> gereksiz zaman kaybından baska bişe değil bence<br />
<br />
<b>Audrey Cresci</b>: SL garip bi yer, millet RL deki buglarını burada zımparalıyor, rlde biri olamamış bi çok kişi burada kendilerini 'biri' yapıyorlar filan sonra onların afra tafrasını izleyip eğleniyoruz biz ailecek. 'hade güzelim kesin 80 kilosun, bıyıkların filan var pc baqşında burnunu karıştırırken bana yok efendim ikonum ben, modada ki tek ismim ben diye dolanıyorsun. En çok da şunu sevdim, türkçe konuşmayı beceremeyen 15 yaşındaki velet ben miar sinan moda tasarımı mezunuyum' diye dolanıyr etrafta 15 salak yutuyor falan filan... (bu cevaba taptim lan)<br />
<br />
<div class="fbChatMessage fsm direction_ltr" data-jsid="message"><b>BudMon Resident:</b> insanların RL de yapamadıgı herşeyi yapması için kurulmuş harika bi sanal platform aslında.. insanlar müzik dinlesinler, uçabilsinler,vampir olabilsinler,savaşabilsinler,hatta fantastik aşklar bile yaşayabilsinler diye herşey düşünülmüş.. Belki sağlık sorunları sebebiyle evinde yaşamak zorunda kalan, ya da toplum baskısıyla bastırdıkları cinsel isteklerini burada yaşayabilme imkanı için veya belki de sadece yaşamak için 2.bi şans için... <br />
ama tabi biz türk milleti olarak tabi ki bu amaçla kullanmak yerine rl de yaptıklarımızı yapmaya <br />
dewam etmeyi seçiyoruz.. dedikodu yapmak,kavga etmek, ve arama motorlarında ülkemizin en çok aradıgı kelimeyi (!) oyunda da aramaya devam ediyoruz.. oyunu saplatılı bi şekilde , hırsla kötüye kullanıp sonra da bok atıyoruz oyuna.. asıl içine sıçan, bizim gibiler oldugu halde üstelik :) </div><div class="fbChatMessage fsm direction_ltr" data-jsid="message">p.s: kendimi tenzi etmeyişim mütevaziliğimdendir :P (ohanness sayin seyirciler cillop cevaplar cogalmakta)<br />
<br />
<b>Perseus Septimus:</b> SL; ergen yaşa gelmemiş bir insanın mutlaka uğrayıp, ilerde RL'de asla aklından geçmeyecek olan dost kazıklarını ve entrikaları önceden öğrenmesi için bir süre bulunması gereken bir oyun görünümlü şeytan yuvasıdır bence. (yaratici cevaplarin yeri apayri bende tabiisi)<br />
<br />
<b>fl0ora Resident:</b> Rl de bastırdıgımız hormonlarımızın çılgın attığı bi portal. Bayanların toplaştığı yerde ostorojenin, erkeklerin toplaştığı yerde testesteronun elle tutulabilir bi şekilde hissedildiği adalar grubu. Sims olayına çok benzediği için genelde oyun olarak gördüğümüz fekat ne kadar oyun olarak kalmasını istesekte kendimizi kaptırdığımız bişü. ama çoğoş. Çoğunun şikayet ettiği (örn: bırakıcam bu oyunu) ama hergün, sürekli girdiği mirc olayının gözümüze hitap eden hali. (ben dogurdum onu *gururlanir* )<br />
<br />
<b>Aykut Inventor:</b> slde sadece dans edip,rol yapan insanlardan ibarettir<br />
<br />
<b>Meltem Static/Booyah Doll:</b> Rl de ailemi seçme sansı verselerdi, bu kadar iyi bi seçim yapamazdım sanırım.O yüzden şöyle söyleyeyim; sl bazen insanların gerçekten mutluluğu yakaladığı bir yer.. En azından benim için öyle :> (oyyy oyyy oyyhgfjbhf ben dogurdum onu da ben dogurdum ben <3 )<br />
<br />
<b>Aymec Millet:</b> genellikle asosyal insanların chat amaçlı kullandıkları, girişimci insanların ticaret yapmak için uğraştıkları, çok fazla vakti olan insanların da takılma kaynağı olan 3d simulasyon programı (owww $et güzel cevap verdi lan)<br />
<br />
<b>MaeSTRo Footman:</b> SL = Sanal Libido ;)<br />
<br />
<b>Saatchi Resident:</b> rl nin stresinden kaçtığı m bana özel bir dünya<br />
<br />
<b>Ethem Planer:</b> benim için şeytanın en kapsamlı projesi<br />
<br />
<b>Revenge Denver:</b> Reel haliyle kendini beğendiremeyen birçok kişi için avatarlarını ön plana atarak<br />
kendine alıştırma seansı yaptıkları ön-flört mecrası. Ben buraya yaşam tarzı bakımından sanal Pompei şehri diyorum. İsimden Yanlış anlaşılmasın Pompei, İtalya'nın küçük bir kentidir. :P<br />
<br />
<div class="comment-content" id="bc_0_2MC"><b>Leo Oller:</b> benim icin bugune kadar yapilan en akillica oyun. cunku oyunu gelistiren oyun icindeki kullanicilari;kocaman bir alanda herkesin hunerlerini gosterdigi ikinci bir dunya !<br />
<br />
<b>Lycan Alecto:</b> auuuuuUUUUU!!! Hep bi kurt adam olmak istemişimdir :P Sahte gülücük, yapmacik sevgilerle bi dünya kurarsin. ya da aşkı bulduğunu sanıp pixeli yere göğe sığdıramazsın. Sl yeni başlayan için sl ile özleştiriyorum ben. William abimiz de demiş; beğendiğimiz bedenlere hayal ettiğimiz ruhları koyup adınada aşk koyuyoruz. Şunuda söyleyim burası hormonal platform, burası pixel abazon lan ve bir de kişisel amaçlar güden kişilerin hırslarının, karmaşa getiren bir kayıp olduğunu, sonsuz bir kayıpla sonuçlanan, sonu gelen bir kazanç olduğunu da burda öğrendim.(adam yaziyo abi)<br />
<br />
<b>HazaR Boxen</b>: Insanların RL'de olamadıkları veya ulaşamadıkları karakterlere bürünebildikleri, sosyalleşebildikleri ve hatta iş kurup para kazanabildiklieri sanal dünya, yani ikinci bir hayatdır Second Life.<br />
<br />
<b>Zuhal Islay:</b> yalan aldatma ikiyizülülükle dolu insanların kendini kaybettiği bi alan. hayatımın en değerli insanını beni en mutlu eden insanı buldugum yer aynı zamanda :)<br />
<br />
<b>Morpheus Ledevre:</b> Bana göre secondlife milli sporumuzdur. Bir koşuşturmacadır gidiyor. kim nereye . Kendi adıma secondlife görseliğe eklenti yaptığımızda kendimizi önemli biri hisetmemizi sağlayan elimizdeki son fırsat yeri , Çocukta yaparız kariyerde </div></div>Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-44178139368155694772012-02-25T13:40:00.001-08:002012-02-25T13:42:07.441-08:00dedikoduculara dedim ve koydum.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKKgYcVrC5GWHHiRc7zMLRkzoYn4gzBDYRj8-6GywKt_zNj-cCmYR92AWhXz1r2etCvMbnsf6CyWXxxkvwAjvA8U-VOK1Qbhsryp0h5WxVpGBmZZAnV68eEI8GQ2TdE40-_MhrmoEOoEE/s1600/312368_109689605804201_100002894874715_55796_2353615_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKKgYcVrC5GWHHiRc7zMLRkzoYn4gzBDYRj8-6GywKt_zNj-cCmYR92AWhXz1r2etCvMbnsf6CyWXxxkvwAjvA8U-VOK1Qbhsryp0h5WxVpGBmZZAnV68eEI8GQ2TdE40-_MhrmoEOoEE/s1600/312368_109689605804201_100002894874715_55796_2353615_n.jpg" /></a></div><br />
Bu yaziyi yazmayi cok önceden düsünmüstüm ama bir türlü firsat bulamamistim. Hazir bütün magazincilerin nesli bir bir tükenmisken, kendilerine buradan tesekkür etmek istiyorum. Evet flash flash flash yanlis duymadiniz!!! :O Bugün el attigim her konuda hemencik basarili oluyorsam bunu biraz da size borcluyum. Zira SLde basarili olmak demek takip edilmek demek. Bende ekli olmayanlar bile merak edip ismimi arayip bakiyor, biliyorum. Ünüme ün kattiniz, tesekkür ederim. Siz yaptiginiz cirkefliklerle beni sinirlendirdiginizi sandiniz. Bilakis, benim insanlari kullandigimi yazip dururken asil sizi kullandigimi farketmediniz. Her sey hep istedigim gibi oldu. Ne zaman bu durum bitsin istediysem o zaman kendimi geri cektim, hem facede hem slde. Bu sefer SL disi hesaplarima bakip twitterda yazdigimi haber yapanlar oldu o ayri. Ama sonra sirayla bütün magazin sayfalari kapandi. Bu yaptigim simariklik olarak anlasilmasin. Bu benim uydurdgum bir sey degil. Takip eden herkes bilir ki en saglam konu hep benim ismim oldu. Hatta sirf bana hirslarindan cakma bi magazin blogu acipta sonra kendi bloglarinda tükürdüklerini yalattiklarim oldu. Hani böyle ay pesimi birakmiyolar tripleri degil, buna sadece aptallar olmasa akillilar yasayamaz diyorum. Ve sanirim herkesin bildigini yazmak ukalalik olmaz. SLde eski olan hemen hemen her avatar gibi kendi ortaminda taninan biriydim, artik ne yaptigi merak edilen, kontrol edilen biriyim. Bu önce yayinlarima, sattigim tek saglam ürünüm olan shapeimin kapisa gitmesine, daha 1 aylik olan bloguma fazlasiyla yaradi. SLde kazandigimla yeni masa aldim odama. Tesekkürler :*Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-45962586936932763772012-02-17T16:36:00.000-08:002012-02-17T16:36:25.122-08:00Kara Kalemden hayat dersleri?Bu siralar konu yazasim yok... Bir konuya baslayayim diyorum, kafami toparlayamiyorum. Sigarami yakip kahvemi hazirliyorum, gene de makale sevkine erisemiyorum. Sonra düsünüyorum ki; heyecanlarimi yitirip bitiren kisileri doldurmusum etrafima. Kim bu insanlar? Hayatimdaki görevleri ne? Cok kisa soluklu düsünüyorum, düsünmeye bile üseniyorum aslinda. Cevaplarini bildigim, akillarini okudugum insanlari tekrar analiz etmekten sIkILIr oldum sanki. Daha yeni seyler ariyorum hayatta, ama yenilikten önce yeni insanlar aramaliyim diyorum. Sigaramin nefesime, nefesimin de havaya her isleyisinde kaybettigim zamanin gercekten kaybetmeye deger olup olmadigi düsündügüm dakikada, bu düsüncenin bile zaman kaybi olup olmadigini düsünürken, kisir döngüye takilip tekrar bastan düsünmeye basliyorum. Kahvemi yudumlarken alacagim keyif yerine, agir hareket edip, düsünceli gözlerle bardagin üzerinden etrafa anlamsiz bakislar sergilememin, yasadigim yasi ortaya cikarmasindan korkar oldugumu farkediyorum. Her cümlemde cizgili parmaklarimin, her düsüncemde cizgilerle dolmus beynimin biraz daha yaslanmis oldugunu görüyorum adeta... Canli bir hayata yelken acmaya calisirken, bir yandan da simdiye kadar yasamis olduklarim, renkli hayati hakediyor mu demeden gecemiyorum kendime. Sanirim kendine biraz daha vakit ayirmaliyim, biraz daha silkelenmeli, cizgilere cizgi katan insanlari biraz daha silmeliyim hayatimdan.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-58827341371554238942012-02-13T18:58:00.000-08:002012-02-13T18:58:53.318-08:00Sen gidersin, o gelir. O gelirsin, sen gider...Bakarsin uzuun süre, anlarsin dokunusunu. Sen cevirirsin gözünü, bakar uzuun süre...<br />
Sen bakarsin o gider, sen gidersin o kacar. Pesinden kovalar gibi olur, durursun bir sure.<br />
Geri adimlarini süsleyerek atarsin kendini arkaya, o kosar gibi olur, durur senin daha önce durdugun yerde. Gitsem mi dersin icinden, gelecek mi yoksa. Gelsem mi der o da, gidecek mi yoksa...<br />
Baskasina bakarsin bi, madem gelmiyor o. Yok, olmaz. Yapamaz dönersin onun bakislarina gene.<br />
Gözler arar deli gibi, cildirirsin, kudurursun evet. Aglama da gelir, düsersin heyecandan.<br />
Ayni heyecani yasarsin gene, ilk günkü gibi.<br />
Ona bir seyler olur, ceker gider, gitmistir. Sen farketmemissindir inadindan...<br />
Tekrar istersin onu durdugu yerde, ooof gene ayni terane...<br />
Sen gidersin, o gelir. O gider, sen gidersin. Sen gelirsin, o?...<br />
Sen ceker gidersin. O kalir. Ceker gidersin, kalir...<br />
Icersin.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-32724735004963698292012-02-05T15:48:00.000-08:002012-02-05T15:48:07.267-08:00Teenage DreamMerhabalar canimlar. Uzun zaman gecti sanki buraya yazmayali. Ne desem onu da bilmiyorum ki. Simdi ben her sey pikselkalem icin diyerekten burada styling olayina girecektim. Saolsun Beyaz Kalem Audrey yapiyo bunu zaten ama, dedim bütün yükü kizin üzerine birakmayalim. Sonra sordum sorusturdum nasil olur nasil biter derken sponsor olaylarini falan ögrendim. Sonra dedim ben Türk markalarini arkama alsam yeter yani. Hem dedim Japonlar nasil birbirini tutup diger irklara haksizlik yapiyolarsa (bkz. <a href="http://pikselkalem.blogspot.com/2011/12/gabriel-photo-contest-2011.html">Gabriel Photo Contest</a>) , ben de Türkleri öncelikli yapicam dedim asdf. Ay neyse. Sonra ama tabi SLde böyle gelmis böyle gidecek mantigi var. Abi modayla eglenceyi karistiralim dedik. Yok illaki böyle ciddi ciddi sadece ne giyim kusam olacak. Ben seviyorum hem böyle uzun uzun aciklaya aciklaya yazmayi. Herkes öyle yapiyo benimkisi farkli olur dedim, hem bizim Türklerin daha cok ilgisini ceker ki dedim. Ama yok sponsor olunmazmis genel blog diye. Bak sen. Neyse iste sonra ben de ayri blog actim. Ahan da su blog: <a href="http://pixelcabinet.blogspot.com/">http://pixelcabinet.blogspot.com/</a> Baslangicta amac orada isin normalini yapip sonra yine buradaki styling örneklerine eklemekti. Yani asil amac yine bu blogtu. Ama tabi benim gibi laneti eksik olmayan birinden bahsediyoruz. SL sapitmakta tavan yapti. Ya bi foto cekiyorum cat SL donup kapaniyo. Sonra girince hicbir sey yüklenmiyor. Ticket atiyorum resmen Premium degilsin baska kapiya diyolar lan. Alicaktim ama inadina almicam simdi premium falan dsfgdf. Neyse iste ben o bloga bu sartlarda yetisecem diye bu blogu bosladim tabi. Maruz kalmadigim baski, yemedigim dayak kalmadi, yogun istek üzerine yaziyorum bunlari sfdgf :p Bi de diger yazarlar hepsi bi yerlere gitti. Onun da etkisi oldu biraz e onlar olmayinca eglenemiyorum ki ben. Böyle de bizcilim iste. Neyse iste nolur sormayin artik. Ben mi birakicam bu blogu? Cocugum gibi ayol :p Kazik caktim buraya ben. Daha cemkirecek cok avi, tanitacak ürün varken.. Tabi siz yinede diger blogu da takip edin. Gerci zaten ediliyomus onu ögrendim bugun, Türk müsteriler falan cogalmis yani. (cok gizli kaynaklarim var) Hava mi da attim. Oh uzun uzun da yazdim. Özlemisim böyle ufacik bi seyi uzuun uzun aciklamayi afds. Styling örnekleri diye girdik o kadar uzun yazdim hala olaya gelemedim bak. Bu blogtaki ilk styling örnegim bu arada bana ait olan he. <br />
Ve karsinizda...<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXTkIoha1DdQqsuw5eofKK01fofZkc2hXcwGtLXFJKN_RmXCGmCRKRlUB6aGe_4J3B7deb6tXQcDYHVVWTg00tZF_xkpg6nA-SQzmKL9Y6nMa6y0_GVgJ_2A8LVtcOL9vkBXYUVJDV6sI/s1600/Snapshot_014.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXTkIoha1DdQqsuw5eofKK01fofZkc2hXcwGtLXFJKN_RmXCGmCRKRlUB6aGe_4J3B7deb6tXQcDYHVVWTg00tZF_xkpg6nA-SQzmKL9Y6nMa6y0_GVgJ_2A8LVtcOL9vkBXYUVJDV6sI/s640/Snapshot_014.jpg" width="200" /></a></div><br />
Simdi tek tek sayamicam neyi nerden giydim diye. Onun icin su linke bakin: <a href="http://pixelcabinet.blogspot.com/2012/02/look13-teenage-dream.html">http://pixelcabinet.blogspot.com/2012/02/look13-teenage-dream.html</a> Hem oraya cok güzel sarki ekledim onu da dinleyin acmisken :p Her sey iyi güzelde su linkleme olayi cok bayiyo beni abi. Ben burada bu bloga uygun yazacam heheyt. Önce sapkamdan baslayim. Snow Martiel arkadasimiz yapmis bunu ama daha satmiyomus. Bu arada cok güzel takilar yapiyo kendisi. Ölcülerde biraz problem var ama onu da düzeltince cok tutacak o biliyorum. Ilk bloggeri da benim diye hava aticam haha :p Simdi bu sapkayi satmiyo aslinda. Orjinali de böyle degil ben kendim texture degistirdim adsf. Ama yakinda ekleyecekmis ben de kullanayim dedim coming soon diyerekten. Nasi ama? Bi de sacim cok güzel di mi? Ah canim benim, kapandi ya o magaza. Ahah aslinda bu olayi da seviyorum :p Limited ürün gibi oldu tabi simdi kiymete bindi. Magazayi kapatiyorum diye de 39L den satiyodu her saci. O bahaneyle köseyi dönmüstür o ayri. Cünkü baya kapisa gidiyodu. Ben de eskiden almistim baya sac, onlarin ucuzlatilmisini orada görmeyince sevindim. O da kötü bi durum oluyo tabi o zaman, sen aliyosun sonra ucuzluyo falan. Neyse. Kisaca ben bu markanin saclarini bol bol kullanicam ama yaninda (magaza kapandi sekerim) yazip deli edicem okuyani. Aa bakin etek belese len. ZombiePopcorn Hunt var. Hunt nedir bilmiyosan kapat hemen bu blogu. Kosun gidin alin bence. Markayi burada yazmicam seve seve yukarda verdigim linki acin diye *-* Canta, skin, göz fari, ruj bunlari da Ekilem yapmis. Hey gidi. Newbie günlerini bilirim tehehey :p Nerden nereye bak görüyo musun. Tam basari öyküsü. Örnek Türk aga. Bunlarin zoomlanmis halleri de var diger blogta. Ha bi de yüzük bu fotoda cok belli olmasa da acin diger blogta yakindan haline, cok sirin lan haggaten. Ayakkabilar ve bileklik icin de bi sey dicem. Bilekligi Derin Rodex yapmisti ama artik girmiyo. Bilmiyorum ki hala var mi magazada. Öyle atmisti bana eskilerden. Ayakkabi da bi ucuzcudan almistim ama o magaza duruyo mu onu da bilmiyorum. Gecen gittim yoktu. Yeniden gidip bakmaya üsendim sadgf. Neyse siz bakarsiniz artik. Baya da uzun yazmisim. Öptüm her birinizi :*Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-9556707126198191272012-01-29T06:55:00.000-08:002012-01-29T06:55:36.233-08:00SL Burc Yorumlari 2<b>BALIK:</b> Her gün hayatini degistirmeyi düsünsen de yine bi bok yapmiyosun. Benden sana tavsiye, önce kalpak arkadaslarindan basla.<br />
<br />
<b>KOVA:</b> Böyle bi hayattan bezmis avatar modunda dolasma ortalikta. Bi kapat SLi disari cik diyecem de hava da cok soguk be. Götün de donar senin simdi. Ay ne desem sana bilemedim ki<br />
<br />
<b>OGLAK:</b> Sana iyi bi haberim var. Hani su arkadasini boynuzlayan manitasi vardi ya, iste sen arkadasin icin onunla baya kavga edip silmistin. Heh iste onlar yine baristilar, partner olmayi düsünüyolar tekrar. Öptüm canim.<br />
<br />
<b>YAY:</b> Gereksiz konulari cok takiyosun kafana. Bu kadar stres sana zarar. Ha bi de kaldirma milletin götünü ya. <br />
<br />
<b>AKREP:</b> Iliskilerinde cok bencilsin canim. Ama yapma etme demem, aferin lan zaten max. 2 hafta sonra SIKILDIM diyip ayrilacaksin. Tebi kendini düsünecen amk<br />
<br />
<b>YENGEC:</b> Bir an önce yeni avatarlari sokman gerek ikinci hayatina ama sendeki bu güven problemini napcaz bebegim be? Neyse Kara Kalem hayat derslerini takip et belki kaparsin bir seyler.<br />
<br />
<b>TERAZI:</b> Gerektigi zaman birini cat diye listenden silmeyi becerebilmelisin. Görmezden geldikce daha cok agzina edecek. Aci yok terazim, acimak yok.<br />
<br />
<b>BASAK:</b> Sen bence ask mesk olaylarindan uzak dur canim. Hem sana yaramiyo hem kurbanlarin SL i silme sebebi oluyosun.<br />
<br />
<b>ASLAN:</b> Bu ara para konusunda seni sansli görüyorum canim. Cok rica edicem bi magaza lmlerini sil de kumar falan oyna bari. Yoksa sen bu sansin da agzina edersin.<br />
<br />
<b>IKIZLER:</b> Ah sen yine mi 5 avatar arasinda kararsiz kaldin? Artik sec birini yoksa valla sap gideceksin bu diyardan.<br />
<br />
<b>BOGA:</b> Sana gelince ay ben cok rahat büyüdüm askimm ama askina gelince kiskancliktan gebertirsin di mi? Bu ara manitana cok im görüyorum diyeyim de rahatini bozayim.<br />
<br />
<b>KOC:</b> Cok degiskensin sen yahu. Maymun ettin etrafindaki bütün avatarlari. Yakinda toplucana seni topa oturtma planlari yaparlarsa sasirma hayatim.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-43069404275048365542012-01-29T05:41:00.001-08:002012-01-29T05:41:31.518-08:00Temple of Music<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk20cFNGmv8ViNcsay6EI80lkkRU1HVq46qtgBO82qXVqThRngwzIwHeaOMIYHcylr270uG2k-QDMs92vhq0Mdmk5_R9EFFYRwQRnkdu7swKuWjgRL5yxDkp0OZt16-XwINpJMu6002XQ/s1600/temple+of+musi+01.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk20cFNGmv8ViNcsay6EI80lkkRU1HVq46qtgBO82qXVqThRngwzIwHeaOMIYHcylr270uG2k-QDMs92vhq0Mdmk5_R9EFFYRwQRnkdu7swKuWjgRL5yxDkp0OZt16-XwINpJMu6002XQ/s400/temple+of+musi+01.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6Y_I2Gc6gQUh8QXdXsmg365D9lvDOsoD5u81fSvqYrCnUkZCguq4aYqtEqLySjW7xrJlc9EJ8wVKOc1awL-TS3V_tKvMqB168ZVL-yueAvM5NNx3T3PacHQEcygi_JZQlWm3I6W1HM0I/s1600/Temple+of+Music.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6Y_I2Gc6gQUh8QXdXsmg365D9lvDOsoD5u81fSvqYrCnUkZCguq4aYqtEqLySjW7xrJlc9EJ8wVKOc1awL-TS3V_tKvMqB168ZVL-yueAvM5NNx3T3PacHQEcygi_JZQlWm3I6W1HM0I/s400/Temple+of+Music.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3Psfo2kwfLu7c1YMdSSeiVQBOVNV9IAwrGgxfTlC6-SXcMsHuwF8RWoSVKtMSaQOU0S6GFTIJVC-wXAIaIRc2XfH3BX4jLe_b5hFoCPCe5ftLrEnkf-FdYZgpDElwqOtaD726_6cmTlE/s1600/temple+of+music+02.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="151" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3Psfo2kwfLu7c1YMdSSeiVQBOVNV9IAwrGgxfTlC6-SXcMsHuwF8RWoSVKtMSaQOU0S6GFTIJVC-wXAIaIRc2XfH3BX4jLe_b5hFoCPCe5ftLrEnkf-FdYZgpDElwqOtaD726_6cmTlE/s400/temple+of+music+02.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><br />
</div><div style="text-align: center;">Styling Credits:</div><div style="text-align: center;">Skin: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/BAIASTICE/152/126/25" target="_blank"><span style="color: #990000;">Baiastice</span></a> Nico - Porcelain <span style="color: #990000;"><b>(NEW!)</b></span></div><div style="text-align: center;">Hair: Ploom - Dusty Beehive</div><div style="text-align: center;">Gown: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/Vero%20Modero/151/151/28" target="_blank"><span style="color: #990000;">Vero Modero</span></a> - Sessie Floral Gown <span style="color: #990000;"><b>(NEW)</b></span></div><div style="text-align: center;">Necklace: <a href="http://slurl.com/secondlife/Etherea/110/76/1366" target="_blank"><span style="color: #990000;">PurpleMoon</span></a>: Cubics dans la Chocolaterie<b> <span style="color: #990000;">(NEW)</span></b></div><div style="text-align: center;">Shoes: Utopia - Fairyway bronze</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11954766948042425704noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-84951681077895272592012-01-26T06:17:00.000-08:002012-01-26T06:17:23.157-08:00Kara Kalemden hayat dersleri 2Bugünkü konumuzda süt dökmüs kedi gibi olan erkeklerin, ictikten sonra nasil hasin bir aslana dönüsebildigini isleyecegiz, zira bu tiplerden SLde de oldukca mevcut.<br />
<br />
<br />
<b>Part I</b><br />
Ilerlemis bir arkadasliga sahip oldugunuz erkek arkadasiniz size karsi besledigi duygular yüzünden kafasinda cok karmasik bir olay yaratmaktadir. Size cok siradan bir insanmissiniz gibi davranmasinin yani sira aslinda sizi bos bir aninizda sIkIstIrmak icin can atiyordur. Fakat alacagi olumsuz tepkiden korktugundan bunu bir türlü becerememektedir.<br />
<br />
<b>Part II</b><br />
Arkadasiniz yavas yavas size laf carptirmaktadir. Bu boyut belalti esprilere kadar gider. Aslinda amaci sizin tepkinizi ögrenmektedir. Eger siz de ona karsilik verirseniz, uygun gördügü ilk anda sizin dudaklariniza yapisacaktir. Isler istedigi gibi gitmediginde size uyuz olmaya baslar. Ve her dakika size karsi besledigi uyuzlugu dile getirir. Amaci size gösterdigi sey ask degil uyuzluk oldugunu vurgulamaktir.<br />
<br />
<b>Part III</b><br />
Erkek, ayni zamanda bir baska kadini da düsünebilme yetisine sahiptir. Aslinda icinde bulundugu karmasik durumun sebebi <b>ilelebet kaybettigi kadini</b> unutmamis olmasi ve civi civiyi söker politikasiyla size yaklasmasidir. Eger siz ona karsilik vermezseniz bunu hirs yapar ve diger kadin yerine romantik sarkilarda sizi düsünmeye baslar.<br />
<br />
<b>Part IV</b><br />
Iste esas dakikalara geliyoruz. Kedimiz su an bir aslana dönüsmüs vaziyette. Egolari yüzünden size itiraf edemedigi duygulari sarhos kafayla "Asigim ulan!" diye haykirir. Nasilsa siz onun sarhos oldugunu düsüneceksiniz, reddederseniz ertesi gun sarhostum ne dediysem affola diyecektir. Buna "yersen politikasi" diyoruz. Asil amaci alttan alttan "artik benim ol, olmazsan da sarhostum zaten" demektir.<br />
<br />
<b>Part V</b><br />
Kadinin yemedigini gören erkek, ertesi gün size "benim normal halim boyle, beni kaale alma sarhosken" diyerek hayatina devam eder ve egolari yüzünden elde edemedigi kadini hayatindan uzaklastirir. Aslinda erkek gibi ciksa, <b>kazanacagi kadini ilelebet kaybetmezdi.</b>Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-25368024758675303612012-01-23T07:29:00.000-08:002012-01-23T07:59:43.071-08:00plastikMerhaba güzeller,<br />
size süper bi tasarımla çıktım geldim. Beklediğinize değdi. İnanılmaz bi fütüristik tasarım olan bu kimono <span style="color: #990000;"><span style="color: #990000;"><a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/The%20Euphoria/118/59/20" target="_blank"><span style="color: #990000;">S H I</span></a>'</span> </span>den. Fütürizm adına cyber olmaktan bıkmış artistik tasarımlar arayanları muradına erdirecek gibi S H I.<br />
<br />
Bu aralar sarışın takılmaya karar verdim güzellikler, hayran olduğum skinimin ismini gizli tutuyorum. çünkü işe çıkıcam ben bunla. haha.<br />
<div>En sevdiğim tasarımıcılardan Kungler, bu sefer tarzının dışında bir takı tasarlamış, Deorum serisinin sadece yüzük ve bilekliğini kullandım ama küpeleri ve kolyesi de, gümüş, bakır ve kırmızı altın renklerinde mevcut. Takılardan bahsetmişken, kulaklara küpe tavsiye aman sakın bi set takıyı yüzüğü küpesi kolyesi bilekliği ile hep beraber kullanmayın, kuyumcu dükkanı mankeni gibi olursunuz. Bunu profesyonel modeller arasında bile kullananlar var aman örnek almayın biz onlara imlerle umutsuz ev kadını muamelesi yapıyoruz.<br />
<br />
Bu arada güzeller,<br />
benim kişisel blogum: <a href="http://themusestyle.blogspot.com/"><span style="color: #990000;">http://themusestyle.blogspot.com/</span></a><br />
ve flickr adresim: <a href="http://www.flickr.com/photos/audreycresci/"><span style="color: #990000;">http://www.flickr.com/photos/audreycresci/</span></a> flickrı takip edip yorum, fav filan yaparsanız memnun olurum, malum bloggerlar arasında popülerlik fotonun altına kaç'kanka' nın yorum yaptığı ile alakalıymış, öyle kaliteli posta prim veren yok. Hiç kulis yapmamıştım şimdi yapıyorum, izleyin beni flickrda! </div><div><br />
</div><div><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeJXDcEaMH3g6KTG_71SA0mt3BYYGclv9VhzqXKnmrdEBNISJqR9fHM0OhC7fPvDW_tp66aHjs_7eACRwJK-IWu8EASuTWWdHNAo3_Mtja2QwS2tCFpinkH2FxMx_uIXnn7fyeZXczD_A/s1600/plastic+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeJXDcEaMH3g6KTG_71SA0mt3BYYGclv9VhzqXKnmrdEBNISJqR9fHM0OhC7fPvDW_tp66aHjs_7eACRwJK-IWu8EASuTWWdHNAo3_Mtja2QwS2tCFpinkH2FxMx_uIXnn7fyeZXczD_A/s400/plastic+2.jpg" width="385" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHoQd8WkGu5e817w2qJb7NoL01aGWWCwTXHVPC8s2ywsdiRLINirl3BwGDcFy5jhPBISJ8Aemiz_GsOB2PjsAO2yLlBwQcFUl0nwnAv-I-PeP2QU6D0dVZTASDurOgzSFWv8F2eEtoz0U/s1600/plastic+4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHoQd8WkGu5e817w2qJb7NoL01aGWWCwTXHVPC8s2ywsdiRLINirl3BwGDcFy5jhPBISJ8Aemiz_GsOB2PjsAO2yLlBwQcFUl0nwnAv-I-PeP2QU6D0dVZTASDurOgzSFWv8F2eEtoz0U/s400/plastic+4.jpg" width="378" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipaqrBXmmh_WMKB93ryMsgZzU35_R8lR4B4G5gVe3kf0ZumjhGnwqKdiiTEk8zBWa5aJawGJF1PnkBonojxm8A0Sj2FHDoj0c5tjSsRfK9cGs8J91zJrpY3MQ4LJLF5_ftpU2_eS7QZow/s1600/plastic+3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipaqrBXmmh_WMKB93ryMsgZzU35_R8lR4B4G5gVe3kf0ZumjhGnwqKdiiTEk8zBWa5aJawGJF1PnkBonojxm8A0Sj2FHDoj0c5tjSsRfK9cGs8J91zJrpY3MQ4LJLF5_ftpU2_eS7QZow/s400/plastic+3.jpg" width="290" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Styling Credits:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Hair: Lelutka - Rain</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Kimono: .<a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/The%20Euphoria/118/59/20" target="_blank"><span style="color: #990000;">S h i </span></a>: P l a s t i k</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Top: Ricielli - Iris Black</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> Bottom: Ricielli - Joanne - Red</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Shoes: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/Cheesecake/188/50/39" target="_blank"><span style="color: #990000;">MStyle</span></a>- Didi Pumps</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bracelets and Ring: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/Fashionate%20Island/143/150/24" target="_blank"><span style="color: #990000;">Kunglers Extra</span></a> - Deorum </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">LipStick: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/REDGRAVE%20Skins%20Fashion/94/133/23" target="_blank"><span style="color: #990000;">RedGrave</span></a> - Cherry</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Poses: <a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/October%20Enterprises/184/251/27" target="_blank"><span style="color: #990000;">The Muse Poses</span> </a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Sound Of Post</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/rvsIIBAwGl0?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe><br />
<div><br />
</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11954766948042425704noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-61465397683330952192012-01-23T06:55:00.000-08:002012-01-23T06:55:00.187-08:00SL Burc Yorumlari<b>BALIK: </b>Kes artik "herkeste seni ararim" ayaklarini. Sen hala yas tutarken o senin üstüne kac avatar kokladi haberin var mi? Kafiyeli yazdim sana uygun olsun diye, anla artik canim benim.<br />
<br />
<b>KOVA:</b> Bi kere kendi isine bak. Adaleti sagla diye para mi veriyolar sana amk. O hakkini savundugun kisi kalpaklik yaptigi zaman sap gibi kaliyosun ortada sonra. Ama muhalefet olmak pikselinde var di mi?<br />
<br />
<b>OGLAK:</b> Bu ara avatarinda yüklenme problemleri yasayabilirsin. Bunun siniriyle de baskalarina yüklenebilirsin. Ben söyleyim de öyle öcü gibi dolasma bari meydanlarda.<br />
<br />
<b>YAY</b>: Bu ara sanssizligin üzerinde. Milletin shapeini incelerken zoomu acik unutmus olabilirsin. Bari "ay shapein ne güzelmis" falan de localde, salakliktan unuttugunu anlamasinlar.<br />
<br />
<b>AKREP:</b> Senin bu cool avatar havalarini yerler. Ama en ileri durma bebegim, seni de düzerler.<br />
<br />
<b>YENGEC:</b> Bu ara sana cok zoom görüyorum. Kismetin acik canim. Gerci sen bu cenabetliginle iclerinden en öküzünü secersin ya neyse.<br />
<br />
<b>TERAZI:</b> Bu kadar kinci olmak sence de salakca degil mi tatlim? Hayir yani, pc basindan kimseyi dövemezsin. Tek zararin kendine. Biraz keyif almaya bak amk. Küfür ettirdin bana be.<br />
<br />
<b>BASAK:</b> Inventory temizlemekten, bütün dosyalar ayri ayri, düzgün olsun diye ugrasmaktan ne gezebiliyosun ne yeni bi sey alabiliyosun. Yapma böyle seyler canim, kendine gel.<br />
<br />
<b>ASLAN:</b> Önce surada bi anlasalim. Senin piksellerin altin kaplama degil. Ukalalik yapma, hos görülü ol canim benim. Yüklenmeyen avatarini rüküs secen dingiller olur, üzülürsün sonra.<br />
<br />
<b>IKIZLER:</b> Avatarimi ortaya atip localde geyik muhabbetiyle ilgi mi ceksem, yok kenarda dikilip cool mu takilsam, ay simdi hangisine laf atsam diye düsünmekten sap kalacaksin. Fazla cakallik yapana cakarlar bebegim, öptüm.<br />
<br />
<b>BOGA:</b> Ona niye zoomladin, bunu niye giydin, niye ona hb dedin, niye esprisine güldün diye diye icini kuruttun sevdiceenin. Kiskancligina sokayim tatlim.<br />
<br />
<b>KOC:</b> Bu aralar seni cok atarli görüyorum canim. Club club dolasip localde cemkirecek sebep ariyo gibisin. Göze batmak isterken bu kadar atar göte batabilir bebegim, dikkat et.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-30987220282068173412012-01-22T08:56:00.000-08:002012-01-22T09:32:58.450-08:00Kim Ne Giymis? - Gerbera Sabra<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD6h5O6ltLyPEL_ZIqViPwx1alDrUIIg2oOnu3vzF5gZUCNBNj4RjtEnXlJ7WeQxJ4GzhbjYrrBwHphN42xkZCXywFHHz-JtqFAe4lFyCe0wQEJbv8GnnrcP8fvCsTyCSdBBLJ9EeN53E/s1600/gerbara+sabra.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD6h5O6ltLyPEL_ZIqViPwx1alDrUIIg2oOnu3vzF5gZUCNBNj4RjtEnXlJ7WeQxJ4GzhbjYrrBwHphN42xkZCXywFHHz-JtqFAe4lFyCe0wQEJbv8GnnrcP8fvCsTyCSdBBLJ9EeN53E/s400/gerbara+sabra.jpg" width="400" /></a></div><br />
Sellaaam güzeller. Bugün cok fazla uzatmayaciim. Öyle tesadüfen karsima cikti Türkiye gibi bi newbie memleketinde, Gerbara Sabra. Türkiyede bulunan diger avatarlarin icinde nimet gibi geldi kendisi :)<br />
Kendisi genel olarak böyle hanim hanimcik giyinir. Yine kendi tarzinda güzel bi uyum icinde. Skin&Shape de tarzina uygun. Kiyafet C'est La Vie, canta saniyorum ki Lelutka, ayakkabilar Maitreya. Saclarin markasini bilmiyorum zaten hemen hemen her sac magazasinda bu modelde bi sac vardir heralde. Sadece o küpeleri sevmedim. Hala o halka küpelerden giyen var mi yahu? Genel olarak sevdim giyimini ama. Hadi öptüm.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-51108202920489797202012-01-19T13:14:00.000-08:002012-01-19T14:15:38.966-08:00Pişti<div style="text-align: center;"><br /></div><div><div style="text-align: center;">Her zaman şık olmaya çalışıyoruz ama;</div><div style="text-align: center;">pişti olmaktan kaçamıyoruz. Aynı zamanda giyinmeyi biliyoruz da. Kendi ekibinde giyinemeyen nasıl blog yazabilir anlam veremiyorum zaten. Kendine faydası olmayanın, bir diğerine nasıl katkısı olabilir 0.0 Hani bundan neden bahsettim çünkü kendi ekibinden birini rüküş seçip,sitesine koyanlar var.. sdfskdjfslkşdf</div></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqrvYCyMhyphenhyphenoeVoY_osHXNgh5_tZzJOrSFXJkA3nxal_pdAFKR2Ly7ES1TG_V8m-nRkvPkMmI35WqEa-F_Hwpy1PoqgDGDbse1wYCX7qVQz8gpoylN57ctzboFb9ejjx_BIL-dcdgS2EkY/s1600/ezgi_006.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 268px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqrvYCyMhyphenhyphenoeVoY_osHXNgh5_tZzJOrSFXJkA3nxal_pdAFKR2Ly7ES1TG_V8m-nRkvPkMmI35WqEa-F_Hwpy1PoqgDGDbse1wYCX7qVQz8gpoylN57ctzboFb9ejjx_BIL-dcdgS2EkY/s400/ezgi_006.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699465572808199010" /></a><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><span><b>Ezgi Neverland</b> ile saçlarımız pişti oldu, ben aynı ceketi giyip durumu abarttım ve mekanı kullanarak hoş fotolar çektik. Bu durumu eğlenceli bi hale getirip yayınlıyım dedim. Sonra kaptırdık tabi baya,efendim karşılıklı düetler mi dersiniz neler neler..</span></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-1f4FJ0KfrjqRfQk0nj5_ozM1kcGd9DmLtTPLg99q-x2PT_86HTG-TMysyrWFF8SwEf1FO8GKcwxPx-NQreOfxb8tECxDjQR7jPJq-jhOAuhm-IMPTRbsxfu4i-7dNEUa57C7059OJKc/s1600/ezgi_005.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 282px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-1f4FJ0KfrjqRfQk0nj5_ozM1kcGd9DmLtTPLg99q-x2PT_86HTG-TMysyrWFF8SwEf1FO8GKcwxPx-NQreOfxb8tECxDjQR7jPJq-jhOAuhm-IMPTRbsxfu4i-7dNEUa57C7059OJKc/s400/ezgi_005.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699465539667740050" /></a><div style="text-align: center;"><span> Ezgi 2 mikrofonu kapmış zenci gırtlağı felan yapıyor gördüğünüz gibi.<br />(Öncesinde baya bir ses açma çalışması yaptık ama.) difglşfdg</span></div><div style="text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvkV1ZNgzxwPxcC5IWnTvyu3kApIj36vUS_WDGFzoIEb_y1eySSF4hz7diEg4Lx1xpB-6JSBfY9eRatQ9P73SsMCCkFvRwq1NZ5RXSWKd_2Vf3Sjmrjtnndqgpqm6Al28Nqzawu5oeNRE/s1600/ezgi_004.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 328px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvkV1ZNgzxwPxcC5IWnTvyu3kApIj36vUS_WDGFzoIEb_y1eySSF4hz7diEg4Lx1xpB-6JSBfY9eRatQ9P73SsMCCkFvRwq1NZ5RXSWKd_2Vf3Sjmrjtnndqgpqm6Al28Nqzawu5oeNRE/s400/ezgi_004.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699465517298019698" /></a><div style="text-align: center;"><span>Ben de kibarlıgımı korumaya çalısıyorum. Bloga koyulcak ya kasıldım baya :p İşte böyle bir agızdan ne kadar ses çıkar varın siz düşünün.</span></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj92xY6k5SzNKmALowUY0SUd3R0AH3G4PomsWqu_CxzLCk6xknpSvqVQBkUeuyz_E2iw3qEcTJzpO2mlQKvPUD4fhG-W_gxzaRh2Z4pZXsZCb5j-EOGvu51a7mKNphhlQTyorqUHPgrAcI/s1600/ezgi_002.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 209px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj92xY6k5SzNKmALowUY0SUd3R0AH3G4PomsWqu_CxzLCk6xknpSvqVQBkUeuyz_E2iw3qEcTJzpO2mlQKvPUD4fhG-W_gxzaRh2Z4pZXsZCb5j-EOGvu51a7mKNphhlQTyorqUHPgrAcI/s400/ezgi_002.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699465501871560610" /></a><div style="text-align: center;"><span>Fotoydu şarkıydı derken adada kimse kalmadı, biz de ada trafiğini düşünerek sustuk -.-</span></div><div style="text-align: center;"><span>♥</span></div><div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><br /></div></div>Fosforlu Kalemhttp://www.blogger.com/profile/03946901176070765801noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-54200039416442219592012-01-19T04:25:00.000-08:002012-01-19T12:25:39.115-08:00Beyaz & Cassie Boxen<div style="text-align: center;"><br /></div><div><div style="text-align: center;"><span>Koninçiva Biçler</span></div><div style="text-align: center;"><span><br /></span></div><div style="text-align: center;"><span>Ben yine ben :] Aslında Kim ne Giymiş için yazıcaktım bu yazıyı, ama çoğoş birşey için değiştirdim bilmiyorum ne kadar uydu koydugum bölüm. Oldu bence.<b>Beyaz</b> ve <b>Cassie Boxen</b> pixelime takıldı dün. Dedim çift olarak "kim ne giymiş" yapayım çoğoşlar.Fekat gidişat değişti.</span></div><div style="text-align: center;"><span>Çok fazla eleştiri yazasım yok kıyafetlere, aşşadaki süprüzü one çıkaralım di mi ama...</span></div><div><br /></div><div></div><br class="Apple-interchange-newline"><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiWUUY78WbS0UKlootHp02x9wdegzMIZYcEb0oHAYBbke3lwCIMC6ShEiwVXm6IXf8OcckdkjMfq1DKAJpEIf7laqoAgcPDitjjVhMWubMwskVxsck1O10hzNhcnHw05IVAUWKfFzfq5k/s400/beyaz+cassie.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699319176251375778" style="display: block; margin-top: 0px; margin-right: auto; margin-bottom: 10px; margin-left: auto; text-align: center; cursor: pointer; width: 303px; height: 400px; " /></div></div><div style="text-align: center;"><span style="text-align: left; "><span>Beyaz benden bişiy rica etti, ben de hem onu kırmadım, hem de tanıtmaca gibi koydum buraya onları :d Beyaz eşini Çok ama çok seviyomuş, onun için özel cici bişiy yapmış, eh tabi kü yayınlıyoooruzzzz..</span></span></div><div style="text-align: center;"><span>Ve..</span></div><div style="text-align: center;"><span>İşte O süprayz..</span></div><div style="text-align: center;"><span>Ta taaaaaa :)</span></div><div><div></div></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDLZ75Tg4jU-E_Gytyjk5j2mAWTbNM8szylPDfJe75ElhnwekRJFtyjkSPVk0NnKC9y7KBR_ODaX7EwhuGKaXycE4WIyIN8bzzClzMfd0JtDil810c29m615g7IPSuaHkSIXXTez-K4cs/s400/_5.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699429043603001474" style="display: block; margin-top: 0px; margin-right: auto; margin-bottom: 10px; margin-left: auto; text-align: center; cursor: pointer; width: 245px; height: 400px; " /><div style="text-align: center;"><span><br /></span></div></div></div><div style="text-align: center;"><span style="text-align: left; "><span>Ben cok begendim sizi. Mutluluğunuzla gündeme gelin böyle dergi kapakların da :p </span></span></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: center;"><span style="text-align: left; "><span><br /></span></span></div><div style="text-align: center;"><span style="text-align: left; "><span>Öpüldünüz</span></span></div><br /><br /><br /><div><br /></div><div><br /></div>Fosforlu Kalemhttp://www.blogger.com/profile/03946901176070765801noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-25222503003204676042012-01-17T05:23:00.001-08:002012-01-17T06:51:58.803-08:00Slut Pink ♥<div><div style="text-align: center;"><span >Mrbalarrr</span></div><div style="text-align: center;"><span><span >Sizlere cici bir stayling de benden bu hafta :</span>*</span></div></div><div><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglmDxJVbDObA3M2ZbzXFMtAWSPv7zpIyXUNtdYPnVT_7U_fEaVPvySq6b2jHHsIWN58tjyg2s5A3_w4mcbiYLV9VC8AP7QaDQNN6ADWk0uUnyvtLxWsbl_0S7DQsctuVIgO7ZBPc9TUXQ/s1600/b4.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 303px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglmDxJVbDObA3M2ZbzXFMtAWSPv7zpIyXUNtdYPnVT_7U_fEaVPvySq6b2jHHsIWN58tjyg2s5A3_w4mcbiYLV9VC8AP7QaDQNN6ADWk0uUnyvtLxWsbl_0S7DQsctuVIgO7ZBPc9TUXQ/s400/b4.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5698601369619868594" /></a><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3YzIIYVgZhBNxs-JYfaxLXniz5Qk5OP3smuNZMXDBKpeCCRLUm0zpZlqd8u20PP2yiIFS7feAs9z17-CqFasJZ1Fg8OpW5iC-jeniQpyUJOA8h-0OgIwYqmcKCUljl-WzOzu1bw-Wb70/s1600/b5.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 303px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3YzIIYVgZhBNxs-JYfaxLXniz5Qk5OP3smuNZMXDBKpeCCRLUm0zpZlqd8u20PP2yiIFS7feAs9z17-CqFasJZ1Fg8OpW5iC-jeniQpyUJOA8h-0OgIwYqmcKCUljl-WzOzu1bw-Wb70/s400/b5.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5698601343693721858" /></a><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQFi2Z_PmBEuygVHNvkXk83kq9i3RZUw_iiL761MGsncpWsWFD06tmiCdotNzDT2Ttam1za20J0MrOKU32nQbrn4NodWb4tEL044F706DpRX4AYbe64fbikkBZP9PlZ5K1eyJsHwa0OCA/s1600/b2.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 303px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQFi2Z_PmBEuygVHNvkXk83kq9i3RZUw_iiL761MGsncpWsWFD06tmiCdotNzDT2Ttam1za20J0MrOKU32nQbrn4NodWb4tEL044F706DpRX4AYbe64fbikkBZP9PlZ5K1eyJsHwa0OCA/s400/b2.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5698601317199424034" /></a><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhriUALDP1H1E9cviN6mX6Tt4Y4USKYS0-MNpqCvDXQh5x19_B_dULpDXHJJ5Fr_qbCPE4z0pzyG8z-ljCsxayKc88uOUvif51clBd0XE9tDLOdGIMOtxD79wmB0vYIC9mAMuuDjbtyA9M/s1600/b1.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 305px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhriUALDP1H1E9cviN6mX6Tt4Y4USKYS0-MNpqCvDXQh5x19_B_dULpDXHJJ5Fr_qbCPE4z0pzyG8z-ljCsxayKc88uOUvif51clBd0XE9tDLOdGIMOtxD79wmB0vYIC9mAMuuDjbtyA9M/s400/b1.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5698601285328192642" /></a><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtpFDto5cxrBhQhv65m2ZC8iEFgAmz6JB3rDLcxGczZpSutCAQL8IHAFA-UILBhip4jd1NpJaj9-vhPHviZ965py44H_PU6yUZayrU0_f1GAOIGK3l_Ppa8D_sZxwNBMp48OVA29h7Tx4/s1600/b3.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 303px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtpFDto5cxrBhQhv65m2ZC8iEFgAmz6JB3rDLcxGczZpSutCAQL8IHAFA-UILBhip4jd1NpJaj9-vhPHviZ965py44H_PU6yUZayrU0_f1GAOIGK3l_Ppa8D_sZxwNBMp48OVA29h7Tx4/s400/b3.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5698601261957390194" /></a><br /><span><br /><br /></span><div><span>Stayling Card:</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>Hair:<span><b> <a href="http://slurl.com/secondlife/Tableau/194/157/22">Clawtooth</a></b> -</span>French Connection</span></div><div><span>Top: <a href="http://slurl.com/secondlife/Heart%20Of%20Glass/221/162/24"><b>Emery</b></a> - Cropped Paris Rocks</span></div><div><span>Undies: <b>T.Whore</b> Shitty Pant Lolev</span></div><div><span>Socks: <a href="http://slurl.com/secondlife/Heart%20Of%20Glass/221/162/24"><b>Emery</b></a> - Socks Orchid Club</span></div><div><span>Shoes: <a href="http://slurl.com/secondlife/Upper%20Fenland/48/39/66"><b>HOC Industries</b></a> - Platform Pumps</span></div><div><span>Scarf: <a href="http://slurl.com/secondlife/Heart%20Of%20Glass/221/162/24"><b>E</b></a></span><a href="http://slurl.com/secondlife/Heart%20Of%20Glass/221/162/24"><b>mery</b></a> - Silk Scarf Holly</div><div><span>Poses: <a href="http://slurl.com/secondlife/Lionheart%20Taka/187/232/29"><b>[Frozen Panty]</b></a> Balloons </span><br /><br /></div>Fosforlu Kalemhttp://www.blogger.com/profile/03946901176070765801noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-40606607080549166892012-01-15T13:34:00.000-08:002012-01-15T13:38:09.620-08:00Found Me<div style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Merhaba güzeller, bu gün size indirim mağzalarından toparladığım bir styling getiriyorum.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu hafta pek konuşasım yok, haftaya uzun uzun yazarım. </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjy1k7mT5HvOqnuz2YQSyrQ8JImZ84vDlctEJezz82SayOY17tqU5IHmaMOB0IE-4h6Kq4Kjgcs1YXvg8t5Xf2WLc0kWRMV5VsxmOIHyp5_NGGVE7uM7pxLdLvHz0ho0tyXpNm8eqURUJc/s1600/ionic+spell+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjy1k7mT5HvOqnuz2YQSyrQ8JImZ84vDlctEJezz82SayOY17tqU5IHmaMOB0IE-4h6Kq4Kjgcs1YXvg8t5Xf2WLc0kWRMV5VsxmOIHyp5_NGGVE7uM7pxLdLvHz0ho0tyXpNm8eqURUJc/s400/ionic+spell+2.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibvaDV77MIHXDa97eQTT2kVmlslxt3Oa71CmMPN34zTk2YEokx4ak1D-A7wPCwaHf-8cGZCrzy072ZIvsscpZnsCJfi9WVO3oAqhmLoVpquWBkJE07Jr7pxIrHKcl_PCUJbDdzbmyEzao/s1600/ionic.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="347" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibvaDV77MIHXDa97eQTT2kVmlslxt3Oa71CmMPN34zTk2YEokx4ak1D-A7wPCwaHf-8cGZCrzy072ZIvsscpZnsCJfi9WVO3oAqhmLoVpquWBkJE07Jr7pxIrHKcl_PCUJbDdzbmyEzao/s400/ionic.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5dfjLIu1ElbkqQynW9nFTO1t1NDPeYE3Gsn06JM3821XB1mJiNQxl0eRsKy1YYhyphenhyphenYw0HH_DcP6xoawmCyuF6oDDeEyhgNgvPVhqg6kjQKGr0kBZDOzvPWDdQGgy1LHJkRLNcfAnj39k8/s1600/ionic+3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="308" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5dfjLIu1ElbkqQynW9nFTO1t1NDPeYE3Gsn06JM3821XB1mJiNQxl0eRsKy1YYhyphenhyphenYw0HH_DcP6xoawmCyuF6oDDeEyhgNgvPVhqg6kjQKGr0kBZDOzvPWDdQGgy1LHJkRLNcfAnj39k8/s400/ionic+3.jpg" width="400" /></a></div><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Styling Card: </span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Hair : <a href="http://slurl.com/secondlife/Silent/190/141/38"><span style="color: #990000;">[Shag]</span></a> - <span style="color: #990000;">Goodbye</span></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Top: Color.Me.H.O.F </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">[MorningAfterShirt]</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">(at TDR)</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Thights: Peqe - Snake skin leggings.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Shoes: R2"Mino'aka{liilii} </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">[at collabor 88]</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Earings: LaGyo Garska </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">[at Collabor 88]</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Necklace:[glow] studio - Feathers Loose Necklace</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Purse: <a href="http://slurl.com/secondlife/Liberty/251/215/22"><span style="color: #990000;">Pichi</span></a> Melia Clutch </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Poses: <span style="color: #990000;"><a href="http://maps.secondlife.com/secondlife/October%20Enterprises/187/235/27" target="_blank">The Muse Poses</a></span></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sound of day</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/gHu-2jeoGoc?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11954766948042425704noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-8117223906993947742012-01-14T10:11:00.000-08:002012-01-26T06:22:25.500-08:00Kara Kalemden Hayat DersleriÖncelikle ilk dersimize kadin-erkek iliskileri üzerine bir konusma yaparak baslayalim. Ilk konumuz Kadin Ruhu Anatomisi olsun. Nedir ki bu K.R.A.?<br />
<br />
√ <b>Kadin Ruhu Anatomisi</b> kisaca K.R.A; 3 bölümden olusur.<br />
•Hirs<br />
•Entrika<br />
•Gösteris<br />
<br />
<b>Hirs</b><br />
Aslinda bu hirsin diger adi ask'tir. Ancak düsününce anlami ortaya cikabileceginden, pek kisinin bilmedigi bir göbek adidir. Hoslandigi kisiyi elde edemedigi zaman ona asik oldugunu sanar kadin. Halbuki adi üzerinde, "elde edememek = hirs" esitlemesi üzerine kurulmustur. Bazi kadinlar beyinlerini calistiramadigindan ötürü bu hirs duygusunu ask sanarlar.<br />
<br />
<b>Entrika</b><br />
Bu tamamen dikkat cekmektir. Ask duygusuna kapilan kadin(diger adiyla hirs) istedigini elde edebilmek adina türlü entrikalara basvurur ve cevresinde ne kadar insan varsa hepsini tepetaklak eder ve erkegin karsisina güclü cikmak ister. Bu bir nevi gözdagidir. (bkz: benim olmazsan seni pisman ederim)<br />
<br />
<b>Gösteris</b><br />
Hirs ve Entrika'nin toplami gösterise esittir. Aslinda hirs yapmanin sebebi kendini kanitlama cabasidir. Entrika da insanin kendi zekasininin ileri seviye boyutlarda oldugunu göstermektir. Bu durumda Hirs+Entrika=Gösteristir.<br />
<br />
√ <b>Erkek Ruhu Anatomisi</b> (ERA) :<br />
<br />
Bunun bir anatomisi mevcut degildir. Nesiller boyu degisiklik göstermeyen göbegi tirnaklariyla kasima, televizyon kumandasiyla mutlu olma, sahip oldugu kadina mini etek giydirmeme, evden cikarmama, erkek arkadaslariyla birlikte beraber oldugu kizin dedikodusunu yapip, arkadaslarina tavsiye etme, kadinin hirsi ve entrikasiyla fantezi yapabilme gücüne sahiptirler. Tabii ki her erkek böyle degildir. Bazilari daha üst seviyededir. (Televizyon kumandasi yerine bmw'sinin kumandasiyla oynamak, göbegini tirnak yerine kasima cataliyla kasimak, sahip oldugu kadina hicbir sey giydirmemek, villadan cikarmamak gibi lüks özelliklere sahip olanlar da vardir)<br />
<br />
Bos islerle ugrasan <b>kadin</b> + bos <b>erkek</b>ler = Bos <b>dünya</b>.<br />
<br />
*****************************************<br />
Ek olarak, blogla alakali bir degisikligi yazmak istiyorum. Bildiginiz üzere yorumlari ne idugu belirsizlere kapatmistik, sadece hesabi olanlar yorum yapabiliyordu. Tabi bunu yaparken ben ne kadar az kisinin google hesabi oldugunu bilmyiordum, abi youtubeda falan da mi bi yorum yazmiyosunuz? Ona da lazim google hesabi. Neyse iste baskilara dayanamadim :p Yorum yapmak isteyip yapamayan bana yaziyodu, bi de diger yazar arkadaslarim da böyle isteyince.. actim gitti. Hadi gözünüz aydin anonimler. Tabi ki illaki anonim olacak degil, AD/URL kismina bi isminizi yazmaniz tercihimiz yani. Maksat yorum yapmak icin hesaba gerek olmasin.Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-32559556441260350902012-01-12T04:11:00.000-08:002012-01-12T04:28:37.692-08:00AMAN DA AMANNN.. HILLY HAALAN :><span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja7r_efoJT0XygAeAx4umAlZK_3CAAM0y8TIgJtIu-q981AMdvItUNfTmL-9sZ6kSaHsA67PLA1HpOTHfRfpyVfjMI1AZkPaNOU-lMzYL1k7rHcsYS9PAQeXYccpItLxdDEHRyhws5-KM/s1600/selence_011.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja7r_efoJT0XygAeAx4umAlZK_3CAAM0y8TIgJtIu-q981AMdvItUNfTmL-9sZ6kSaHsA67PLA1HpOTHfRfpyVfjMI1AZkPaNOU-lMzYL1k7rHcsYS9PAQeXYccpItLxdDEHRyhws5-KM/s320/selence_011.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5696717432411853970" /></a></span><div><p class="MsoNormal"><span >Merabağlarrr</span></p> <p class="MsoNormal"><span >Birkaç gün önce, kahvemi yudumlayıp, kısık gözlerle etrafıma bakarken bir adet biç gördüm. Salınıyor güzel ao suyla. Güzelce giyinmiş kokularını sıkmış, boy gösteriyor club larda.. Eh ben durur muyum? Tabiîkimde durmam.</span></p> <p class="MsoNormal"><span >Siyah bir bodysuit giyen Hilly ciğim, göğüs altına taktığı püsküllü çoğoş aksesuarıyla kıyafetini hareketlendirmiş. Ben sekınd layf ın flexi prim özelliğini çoğ sevenlerdenim zaten. Üst kısım olarak baktığımızda birazcık karışıklık var gibi. Saçları çok güzel ve yerinde bir seçim olmuş, fakat boynuna giydiği fular daha sade olabilirdi diye düşündüm ilk başta. Sonra takılarının fazla abartı olduğunu farkettim, tırnakları gibi sade ve yuvarlak taşlı olsaydı, fularla uyum içinde olurdu. Yakaladığı bu hoş havayı tamamlamış olurdu. Tırnaklar biraz demode oldu artık, ama yinede güzel (diğer takılarla ne kadar uymasa da ). Yine de Hilly türk hatunlar içinde şıklığına önem veren bir bağyan. Kendi blogu olduğunu da biliyorum ki, bu da ne kadar zaman harcadığını ve ne kadar sevdigini gösteriyor bize. Aşağı doğru inelim efenim. Açık ton skinini siyah çorapla gizleyerek renk uyumunu tamamlamış, eğer çorapsız giyseydi botlar ve kıyafetiyle çok abes ve zıt dururdu, tebrik ediyorum :* Bot seçimi de çok başarılı, Karakalem blogta yer vermişti Maitreya’nın bu mesh botlarına. Klasik siyah bir stiletto giymemiş bu da avatarının gözüme çarpma nedenlerinden biri olsa gerek. </span></p> <p class="MsoNormal"><span >Gel gelelim shape ve skine… Gayet anatomik bir vucüt (kalçalar omuzlar gögüsler felan cidden çok ölçülü), Yüzü desen ayrı bir güzel, dudaklar yeterince dolgun, yan profili 10 numara. Çenesi olmayan ve gözler göremicek kadar kısık , bol enli kalçalı, ince bacaklı, elf bozması, fakat genellikle NV baggy ve sweater leri giyen avatarlara inat, Hilly oturaklı ao suyla benden tam not aldı.<br />Kendisini burdan (tam buradan) öpüyorum bissürü..</span></p> <p class="MsoNormal"><span >Bol pixelli günlööörr</span></p></div>Fosforlu Kalemhttp://www.blogger.com/profile/03946901176070765801noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1103965113554543330.post-55240170238316417932012-01-09T14:52:00.000-08:002012-01-09T15:14:41.067-08:00Kim Ne Giymis? - DJAngel Fallen<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9O5yKtLwgIsNsgay6km9vguS-cP8wzyZQcIyNzbqQ2_vaaY2w8_r5KrpUXTOHSJDNfAYNC1TzXGjFfXkVGDK-E9SV5XjvkwqW5DVgREaQR1ymj_sbMy2yVDWVFFAtuzY6QLsl7x679iI/s1600/DjAngel+Fallen.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9O5yKtLwgIsNsgay6km9vguS-cP8wzyZQcIyNzbqQ2_vaaY2w8_r5KrpUXTOHSJDNfAYNC1TzXGjFfXkVGDK-E9SV5XjvkwqW5DVgREaQR1ymj_sbMy2yVDWVFFAtuzY6QLsl7x679iI/s400/DjAngel+Fallen.jpg" width="400" /></a></div>Ben bile artik bikmistim sürekli cemkir cemkir nereye kadar, biraz da övecek avatar bulalim derken karsimiza DJAngel Fallen cikti. Hatun eski sisterlardan yani artik aramiz iyi degil, hatta yok diyebiliriz ama yilani öldür hakkini yeme mantiginda oldugum icin böyle bir giyimi örnek göstermesem olmazdi. E malum Türk avatarlari icerisinde gercek anlamda stillden anlayan pek yok malesef. Angel de giyimini hep güzel buldugum ender Türk avatarlardan. Hal böyle olunca kisisel durumlari kenara birakip blogta övülen ilk avatar olmayi hakettigini düsündüm. Eee is baska.. Ah bu bende ki meslek aski asdfg neyse.<br />
<br />
Simdi bu fotoda gördügünüz avatar, mekana geldigi an ilgiyi cekebiliyor, yani öyle bi uyum icerisinde. Ve böyle avatarlarda genelde hazir outfit olur. Angelde en cok hosuma giden bu oldu. Shi den iki ayri outfit alip birinin altini birinin üstünü birlestirip kendisi güzel de bi stil olusturmus. Outfit isimlerini vermeyecegim emege saygim oldugundan :p Her ne kadar o sortu bu ara cok kiside görmeye basladiysam da.. Gördüklerim arasindan en iyi kombine eden Angeldi. Cantaya ne diyebilirim ki? Model olarakta ne renk olarakta cok uyumlu, ama canta zaten tek basina güzel yani. Zaten bilen bilir benim House of Fox cantalarina olan askimi. Tabi uydurmakta marifet oldugu icin bi arti puanda buradan gelsin. Ayakkabilar yine Shi den, yine bu ara bir sürüüü avatarda gördügüm ayakkabi sirf o yüzden almaktan vazgecmistim. Ama tanitmaca kisminda tanitmayi düsünüyordum ki Angel e nasip oldu artik. Aslinda bu ayakkabilar yeni sayilmasina ragmen o kadar cok kiside gördüm ki bu beni o üründen sogutuyor. Mesela sirf bu yüzden Glam Affair skinlerini gördükce kusasim geliyor artik. Bi ara birden bi patlama oldu bu skinlerde, ve hala bir sürü kiside görüyorum. Tamam hatun iyi yapiyor ama mesela Curio skinleri kadar iyi degil bence, ama neden artik cogu kisi Curio almiyor? Cünkü creator sanssiz olmali ki copybotun patladigi zamanlar dosya dosya Curio skinler dagitildi. Oyuna yeni baslayan herkese dosya dosya skin, sac atan helperlar sagolsun, en newbiesine kadar herkeste Curio skin vardi bi ara. Bana göre en kaliteli bayan skin magazalarindan biri olmasina ragmen yinede gidip Curio almam mesela. Glam Affair de bu yolda ilerliyor resmen. Angel de uzun zamandir Glam Affair skinlerinden giyiyp duruyor, bu fotolardaki gibi. O konuda bi degisiklik yapsa iyi olur diyorum cünkü bi Redgrave gibi degil mesela bu. Yani farkli tiplerde skinleri yok. Glaim Affairde her cesit cesit skin yine birbirine benzedigi icin, biri giydiginda aha bu Glam Affair diyebiliyosun. Hem zaten RLde make upla nivea kremi karistiran kizlar gibi parliyo o skinlerin surati. Saclar güzel ama, o da Lelutka diyeyim de iyice reklam olsun. Gerci Lelutka saclarini da bilmeyen yok sanirim. Bana göre tek gereksiz olan gözlük. Ben olsam gözlügü cikarip uygun bi küpe takardim mesela. Söyle bi baktim da baya yazmisim. Yetsin hadi bu kadar.<br />
<br />
***<br />
Bu arada... <span class="messageBody" data-ft="{"type":3}">yeaa ben yorum yapmak istiyorum ama anonimlere kapatmissin, benim de hesabim (ya da ismimi belirtecek dötüm) yok diyenlere, müjde! Artik blogumuza tepki gösterebilirsiniz. Sana puanim dokuz kanka veyahut begenmedim ben daha iyisini yazarim gibi meselöö</span>Lilith Tremorhttp://www.blogger.com/profile/13999291469077040904noreply@blogger.com4